Fransadan Türk olmak için geliyor
Abone olErmeni yasa tasarısı, Fransız tarihçi Thibaux'u çileden çıkardı. Ünlü tarihçi Türk olmaya geliyor.
Karara isyan eden tarihçi Jean Michel Thibaux, Türk olmak ve
Antalya'ya yerleşmek için işlemlere başladı. 2007'de taşınmayı
planlayan Thibaux, Akdeniz Üniversitesi'nde tarih dersi verecek.
Otuza yakın eseri bulunan tarihçi, şimdiden Türkçe öğrenmeye
başlamış. Türk kültürüne hayranlığı ise uzun yıllara dayanıyor.
Thibaux'un Fransa'yla ilgili kararında, soykırım kanunu bardağı
taşıran son damla olmuş. "Uzun süredir Türkiye'yi seviyordum ve
Türk olmayı düşünüyordum. Tasarı, tetikledi. Çok sinirlendim."
diyen tarihçi, Fransa'nın durumunu anlatırken de ilginç bir
benzetme yapıyor: "Ülkem iflas ediyor, cehenneme doğru
yuvarlanıyor."
Fransız tarihçi Jean Michel Thibaux, Türk kültürünü, "Bana
benzeyen, bana konuşan, beni büyüleyen..." sözleriyle tarif ediyor.
Türkiye'nin davetiyle aralık ayında Şeb-i Arus törenlerini izlemek
için Konya'ya gelecek olan Thibaux, şu anda hayatını, Paris'le,
Akdeniz kıyısında şirin bir balıkçı kasabası arasında sürdürüyor.
2007'de Antalya'ya yerleşmek için işlemlere başlayan tarihçi, Türk
vatandaşı olma isteğini, Ermeni tasarısını ve ülkesinin durumuna
ilişkin konuları Zaman'a değerlendirdi.
Neden Türk vatandaşı olmaya karar verdiniz? Bu fikir nasıl ortaya
çıktı?
Türk vatandaşı olma fikrim çok önceye dayanıyor. Babam Türkiye'yi
çok seviyordu ve bu sevgiyi doğal olarak bana geçirdi. 25 yıl önce
Türkiye'ye yaptığım ilk ziyaretten itibaren Türk insanı ve Türk
kültürü beni büyüledi. Bu, her ziyaretten dönüşümde hissettiğim
olağanüstü bir güçtü. Türk vatandaşlığına geçme (naturalisation)
fikri tam olarak 2000 yılında oluştu. Sonunda, bana hitap eden ve
bana benzeyen bu toprağı seçtim.
Ermeni tasarısına tepki olarak değil mi yani?
Uzun süredir Türkiye'yi seviyordum ve Türk vatandaşı olmayı
düşünüyordum. Ermeni tasarısı, olayı tetikledi. Çok sinirlendim. Ve
Mehmet Dülger'e mektup gönderdim. 2001 yılındaki ilk Ermeni yasası
beni isyan ettirmişti. Tepki için bir tarihî deklarasyon yayınlamış
ve bunu Türk Parlamentosu'na göndermiştim. Yeni tasarıyla, 'Tamam
Türk oluyorum.' dedim.
Fransız vatandaşlığını bırakacak mısınız?
Bu imkansız. Böyle bir tercihte bulunma hakkı, Fransız
Anayasası'nda bize verilmemiş. Fakat, "öteki vatandaşlığı", yani
Türklüğü, Fransız vatandaşlığından bağımsız bir şekilde
yaşayabiliriz. Benim tepkim Fransa'ya değil, Fransız siyaset
adamlarına. Fransız Meclisi'nde daha akıllı adamlar olsaydı, Ermeni
sorunu gündeme bile gelmezdi.
Türk vatandaşı olmak için başvuru yaptınız mı? İşlemler ne
aşamada?
Türk vatandaşlığı başvurum önümüzdeki haftalarda somutlaşacak. Türk
yetkililer benimle ilgili tüm bilgi ve belgelere sahipler. Öte
yandan, içişleri bakanına da bir motivasyon mektubu gönderdim.
Aralıkta Konya'ya davet edildim. Sanırım orada konuyu görüşeceğiz.
Bu arada CD ve kasetlerle Türkçe öğrenmeye başladım. Antalya'ya
yerleştiğimde bir hoca tutacağım. Sanırım iki üç ayın sonunda
öğrenirim.
Bu karara çevrenizin tepkisi nasıl oldu?
Düşünebileceğimizin aksine, gayet olumlu. Kimseden şiddetli bir
tepki gelmedi. Hatta ailem heyecanlandı. Oğlum da Türk olacak. Uzun
süre tartıştığım ve kararımı anlatmaya çalıştığım entelektüeller,
gerekçelerimi anladılar. Konya'ya, yanımda önemli bir Fransız
arkadaşımı getireceğim. Kararımdan sonra, çevrem Türkiye'ye farklı
bir şekilde bakmaya başladı.
Peki, Türk vatandaşı olduktan sonra Türkiye'de mi yaşamayı
düşünüyorsunuz?
2007'nin başından itibaren Antalya'ya taşınıp burada yaşamaya
başlamayı düşünüyorum. Türk basınında haberlerin çıkmasının
ardından, Akdeniz Üniversitesi rektörü benimle irtibata geçti. Bana
bir kürsü vermek istediklerini ve bundan onur duyacaklarını
söyledi. Antikite uzmanıyım. Bu konuda dersler verdim. Üç tane
sözlüğüm var. Antalya'da antikite tarihi dersi vereceğim. Bir
Akdenizli olarak Ankara gibi bir şehirde zor yaşardım. Antalya
neredeyse burayla aynı yaşam tarzına sahip.
İnkar yasası için ne düşünüyorsunuz? Tasarı geçecek mi? Fransa'nın,
konu kendi geçmişi olunca çark etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sarkozy, "Babalarının suçları için oğullarından özür istenemez."
demişti.
Bu kanun teklifinin benim gözümde hiçbir değeri yok. 500'den fazla
vekilden sadece 119'u onayladı. Tasarı, Fransız halkını temsil
etmiyor. Bu teklifi isteyen kişinin, seçmenlerinin büyük bir
kısmını Ermeni kökenlilerin oluşturduğu Drome bölgesinin vekili
olduğunu hatırlatmak isterim. Kaynaklarıma ve Cumhurbaşkanı
Chirac'ın gizli iradesine güveniyorsam, bu teklif Senato'dan
geçmeyecek. En kötü ihtimal, değişiklik önergeleriyle o kadar
değişecek ki uygulanamaz hale gelecek. Fransa, başka bir milletin
geçmişine karışmamalı. Önce kendi tarihine bakmalı ve sonuç
çıkarmalı. Sarkozy, Cezayir'de benim, "Oğulları, babalarının
işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutamayız." şeklindeki cümlemi
almış. Geçmişe ışık tutmak tarihçilerin işi.
Önce banliyöler, ardından üniversiteli gençler ayaklandı. Fransa'da
neler oluyor?
Fransa, ciddi bir kimlik krizi yaşıyor. Modern dünyaya ayak
uyduramadığı için artık ülkeyi oluşturan nüfusun kimlik
problemlerini çözemiyor. Dahası, orta sınıf giderek fakirleşiyor.
Üst düzey gelirlilerin, işçilerin ve esnafın durumu her geçen gün
daha da kötüye gidiyor. Bu çöküntüden nasıl çıkacağız bilmiyorum.
Fransa, sorunlardan kaçıyor. İsyana ve iflasa gidiyoruz. Bu milli
kibrimizin, kendimizi beğenmişliğimizin günahı. Hâlâ geçmişteki
zaferlerin esintilerinde yaşıyoruz. 1960'larda Fransa dünyanın 5.
büyük gücüydü. Şimdi ise 19. sırada. Cehenneme doğru düşüş ne zaman
bitecek?