Fransa'da zafer Sosyalistlerin

Son seçimlerde Fransız parlamentosunda salt çoğunluğu eline geçiren Sosyalistler, Euro bölgesi borçlanma kriziyle başa çıkabilmek için artık başka partilerin desteğine ihtiyaçları olmadığını da kanıtladı.

Hali hazırda Senato’da çoğunluğu ellerinde bulunduran Sosyalistler, geçen ay François Hollande’la Nicolas Sarkozy’i başkanlık koltuğundan etti; parlamentodaki 577 koltuktan 314’ünü de ele geçirdi.

Bu sonuçla Sosyalistlerin meclisten istediklerini geçirmek için artık ne Yeşiller, ne de diğer solcu partilerin desteğine ihtiyacı olacak.

Milliyetçi Cephe ise 1998’den beri ilk defa parlamentoya girdi. İki koltuğu olan Milliyetçi Cephe’de başkan Marine Le Pen ise seçilemedi.

Seçim bölgesindeki bir sosyalist adaya kıl payı yenilen Marine Le Pen oyların yeniden sayılmasını isterken 22 yaşındaki yeğeni Marion Marechal-Le Pen, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Fransız parlamentosuna seçilen en genç milletvekili oldu.

Mayıs ayında başkanlık seçimlerinde sağcı Nicolas Sarkozy’i yenen Hollande, oy verenlerden Euro bölgesi krizi, artan işsizlik ve bocalayan ekonomiyle başa çıkabilmesi için kanun tasarılarını geçirebilecek milletvekillerini seçmelerini istemişti.

Başbakan Jean-Marc Ayrault, önlerindeki görevin zor olduğunu açıkladı.

Sosyalistler toplam olarak oyların %50,34’ünü kazandı. 1981 yılında François Mitterrand Başkanlık koltuğuna seçildiğinde de Sosyalistler oyların %54’ünü kazanmıştı.

Gözler kaybedenlerde

Nicolas Sarkozy’nin orta sağ UMP partisi ise 100 koltuk kaybedip ancak 194 vekili meclise sokabildi.

Cumhurbaşkanı François Hollande'ın eski hayat arkadaşı Ségolène Royal, La Rochelle'de, kendisine rakip olarak adaylığını koyan Olivier Falorni'nin seçimden çekilmemesi ardından, bugünkü seçimleri kaybetti. Royal, sonuçların belli olmasından sonra, yenilgiye uğradığını kabul eden konuşmasında, "siyasi ihanete uğradığını" söyledi.

Hollande'ın şimdiki eşi Valérie Trierweiler, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da geçtiğimiz günlerde Royal'e karşı Olivier Falorni'yi destekleyen bir gönderi yazarak Fransa'da büyük tartışmalara yol açmıştı.

8 hafta içinde 4. kez başka bir seçimin yapıldığı Fransa’da seçime katılım oranı %56 gibi düşük bir seviyedeydi.