Fransa'da laiklik paneli
Abone olFransız laiklik yasasının Türk laiklik yasası üzerindeki etkilerini konu alan konferans Paris'te yapıldı. Toplantıya Türk panelistler de katılarak laiklik üzerine konuştular
Paris'te faaliyet gösteren Elele Derneği tarafından düzenlenen
konferansa konuşmacı olarak Başbakanlık İnsan Hakları Danışma
Kurulu Eski Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Fransız Filozof Henri
Peha-Ruiz katıldı. Fransız Filozof Henri Peha-Ruiz, "Devlet ve din
işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören laiklik yasası,
Cumhuriyet sözleşmemizin en önemli direklerinden biridir ve bu
yasada değişiklik söz konusu olamaz" dedi. Henri Peha-Ruiz,
İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy'nin, laiklik yasasında değişiklik
yapılması için bir komisyon kurulması önerisinde bulunmuş olduğunu
hatırlattı. Peha-Ruiz, söz konusu değişiklikle ülkedeki dini
cemaatlara özellikle İslam ülkelerinden Müslüman cemaatlere gelen
maddi yardımın önünün kesilmesinin amaçlandığını söyledi.
Türkiye'de hazırladığı "Azınlıklar raporu" ile gündeme gelen
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Eski Başkanı İbrahim
Kaboğlu da konuşmasında, Laiklik yapısının Türkiye'de Tanzimat ile
birlikte gündeme geldiğini ve daha sonra 1924'te yasallaştığına
dikkat çekti. Kaboğlu, Türkiye'de laiklik karşıtlığının eski
Başbakanlardan Necmettin Erbakan tarafından kurulan İslami
partilerin simgesi olduğunu daha önceki dönemlerde Türkiye'de
Müslümanların laiklik konularında uyumlu olduğunu söyledi. Kaboğlu,
Leyla Şahin adlı bir kız öğrencinin laiklik yasası çerçevesinde
İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunduğunu, mahkemenin davayı
siyasi bularak kararını ona göre verdiğini anlattı ve bunda Fransız
1905 laiklik yasasının Türk laiklik yasası üstündeki etkisine
dikkat çekti. Türkiye'deki Ak Parti'nin de İslami bir parti
olduğunu, bunun ise AKP yani 'Adalet ve Kalkınma Partisi' olduğu
halde, AKP'lilerin AK Parti çağrışımını kullandıklarını, bunun
Müslümanlarda ak simgesinin temizlik ve dürüstlük anlamını taşıdığı
için partinin gerçek ismi ve manası yerine dini içerikli anlam ve
manayı tercih ettiklerini ileri sürdü.