Fransa'da geri sayım başladı
Abone olFransa'da bir bakıma AB'nin kaderini tayin edecek olan referanduma katılım oranı yüzde 66.24 olarak belirlendi. Peki Fransa'da referandumdan 'hayır' çıkarsa ne olacak?
Fransa'da AB Anayasası için bugün düzenlenen referandumda, yerel
saat 19.00 itibariyle katılım oranı yüzde 66.24 olarak açıklandı.
Referandum için sandık başına giden Fransız seçmen, bir anlamda
Avrupa Birliği'nin kaderini tayin edecek. Yetkililerin verdiği
bilgiye göre, referandumda yerel saatle 19.00, Türkiye saatiyle
20.00 itibariyle katılım oranının yüzde 66.24 olduğu belirlendi.
Küçük yerleşim birimlerinde sandıklar kapandı, Paris ve Lyon gibi
büyük kentlerde ise 22.00'ye kadar açık kalacak. Referanduma
katılım oranı, CSA araştırma merkezi tarafından yüzde 75, Ipsos
araştırma merkezi tarafından ise yüzde 76 civarında olarak tahmin
ediliyor. Küçük yerleşim birimlerinde sandıklar kapandı Fransa'da
AB Anayasası için bugün düzenlenen referandumda oy verme işlemi
küçük yerleşim birimlerinde yerel saat ile 20.00'de sona erdi.
Fransa'da 1992 yılında Maastricht Sözleşmesi için düzenlenen
referandumda öğle saatlerine kadar katılım oranı yüzde 20,39 olarak
gerçekleşmişti. AB Anayasası referandumundan önce yapılan kamuoyu
araştırmaları, katılım oranının yüzde 70 olacağını gösteriyordu.
Sandıklar küçük yerlerim birimlerinde Türkiye saatiyle 21.00'de,
büyükkentlerde ise 23.00'te kapanacak. İlk sonuçların
geceyarısından sonra alınması bekleniyor. 'Hayır' çıkarsa ne olur?
EKONOMİK KAYGI Fransa'da, AB Anayasası için yarın yapılacak
referandumdan, 'hayır' sonucunun çıkmasının, AB'nin ekonomik
büyümesini olumsuz etkileyeceği belirtiliyor. AB Komisyonu'nun
ekonomi ve para politikasından sorumlu üyesi Joaquin Almunia,
yarınki referandumdan 'hayır' sonucunun çıkmasının, Avrupa
ekonomisini olumsuz etkileyeceğini söyledi. Joaquin Almunia,
'hayır' sonucunun, siyasi iklimde bir belirsizlik yaratarak ve
ekonomik reformları güçleştirerek, AB'nin ekonomik büyümesini
vurabileceğini de ifade ettti. Ekonomistler, 'hayır' ihtimalinin
belirdiği mart ayından buyana euronun, ABD Doları karşısında yüzde
5-6 düzeylerinde değer kaybettiğini belirterek, 'hayır' sonucuyla
bu değer kaybının süreceğini vurguluyorlar. Son kamuoyu
yoklamaları, referandumda, 'hayır' oylarının fazla çıkacağını
gösteriyor. Sonuç 'hayır' olursa Fransa'da Türkiye karşıtları da
güç kazanacak. Sandıktan bu sonuç çıkarsa, Avrupa Birliği'nin büyük
bir krize sürükleneceği yorumları da yapılıyor. Referandumun
ardından Fransız siyaset sahnesindeki dengeler de değişecek.
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın sonuç ne olursa olsun, hükümette
değişikliğe gitmesi; Başbakan Jean Pierre Raffarin'in yerine
İçişleri Bakanı Dominic de Vilpen'i getirmesi bekleniyor. Ancak,
Avrupa Birliği Komisyonu yetkilileri, referandum sonucunun
Ankara'nın üyelik sürecini etkilemeyeceğini; müzakerelerin 3 ekimde
başlayacağını garanti ediyor. Resmi sonuç perşembe günü Büyük
kentlerdeki sandıklar kapandıktan sonra, yerel saatle 22.00'de
resmi olmayan seçim sonuçları televizyondan açıklanmaya başlayacak.
İçişleri Bakanı Dominique de Villepin'in, yerel saatle 23.00 ile
24.00 arasında tahmini ilk resmi sonucu bir bildiriyle açıklaması
bekleniyor. Kesin sonuçların ise perşembe günü açıklanacağı
sanılıyor. Fransa'nın 1 milyon 425 bin kayıtlı seçmeninin bulunduğu
deniz aşırı topraklarında ise oy verme dün işlemi başladı. Üye
ülkelerin AB Anayasası'nı mayıs 2007'ye kadar onaylamaları
gerekiyor. Şu ana kadar yalnız İspanya'da referandum yapıldı ve
anayasa kabul edildi. Meclis oturumuyla anayasayı kabul eden
ülkeler ise Almanya, Litvanya, Macaristan, Slovenya, İtalya,
Yunanistan, Avusturya ve Slovakya. Anayasanın yürürlüğe girmesi
için birliğe üye 25 ülkenin tamamında onaylanması gerekiyor. İşte
Avrupa Birliği Anayasası'nda yer alan önemli başlıklar: Anayasa 270
sayfa ve 450 maddeden oluşuyor Anayasa dine atıfta bulunmuyor Üye
ülkeler egemenliklerini tam anlamıyla teslim etmiyor, savunma, dış
politika ve vergi konularında veto hakkı saklı tutuluyor Liderlik
basitleştiriliyor: Şu anda uygulanan altı ayda bir dönem
başkanlığının değişmesi yönündeki uygulamanın yerine Avrupa
Konseyi'ndeki liderler iki ve beş yıllık dönemler için başkan
seçiyor AB Dışişleri bakanı beş yıllığına seçilecek. Dışişleri
bakanının ana görevi avrupa dış ve savunma politikasını
geliştirmesi ve Avrupa'nın dünyadaki etkinliğini artırması olacak
Anayasa, kararların çoğunun nitelikli çoğunluk prensibiyle
alınmasını ve Avrupa Parlamentosu'nun yasama yetkisinin
artırılmasını öngörüyor. Nitelikli çoğunluk, üye devletlerin yüzde
55'i veya AB nüfusunun en az yüzde 65'i olarak tanımlanıyor. Bir
kararın bloke edilmesi için en az dört devletin bir araya gelmesi
gerekiyor Yürütme yetkisine sahip Avrupa Komisyonu'nun, 2014
itibariyle üye devletlerin üçte ikisinin gösterdiği adaylardan
oluşması öngörülüyor. Komisyon'un belirlenmesinde rotasyon prensibi
uygulanacak 2014'e kadar Bulgaristan ve Romanya'nın da AB'ye
katılacağı varsayılırsa, 27 üyeli AB'de, komisyon 18 üyeden
oluşacak. Şu an her ülkeden bir tane olmak üzere 25 aday var.
Avrupa Parlamentosu'ndaki parlamenter sayısı da en fazla 750
olacak. Her ülke için en az altı parlamenter bulunması, en
kalabalık ülke için de en fazla 96 parlamenter olması öngörülüyor
'Hayır'cılar kazanırsa AB Anayasası referandumu ile ilgili
tartışmaların odak noktalarından biri de Türkiye'nin AB üyeliği. AB
Anayasası'na karşı çıkanlar, anayasanın kabul edilmesi halinde
Türkiye'nin üyeliğine de onay verileceğini savunuyor. AB
Anayasası'nı savunanlar ise anayasanın kabulü halinde Türkiye'nin
bu durumdan olumsuz etkileneceğini düşünüyor. 'Hayır'cılara göre,
AB Anayasası'nın reddi Türkiye'nin üyelik sürecini tehlikeye
atacak. Bu görüşü savunanlar iki gerekçe ileri sürüyor: Birinci
gerekçe, referandumda hayır sonucu çıkması durumunda, AB'nin
topyekün ve derin bir krize sürüklenmesi ihtimali. Bu koşullarda
Türkiye ile ekim başında müzakerelere başlanmasının imkansız hale
gelmesi. İkinci gelişme, başta Cumhurbaşkanı Chirac olmak üzere
Fransa politik yaşamındaki önemli şahsiyetlerin 'yenik' duruma
düşmesi. Buna karşılık, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olan
politikacıların şimdikinden çok daha etkin duruma gelmesi.
'Evet'çiler kazanırsa Referandumda 'evet' denmesi durumunda, bu
durumun Türkiye'nin aleyhine olacağını savunanlar da var. Bunların
başında iktidardaki Halk Hareketi İçin Birlik Partisi Genel Başkanı
Nicolas Sarkozy ile eski Cumhurbaşkan Giscard D'Estaing geliyor.
Gerekçeleri şöyle: Anayasanın 57'nci maddesi AB'nin komşuları ile
'imtiyazlı ortaklık' türü bir statü geliştirmesini öngörüyor. Bu
metnin yürürlüğe girmesi, tam üyelik projesinden imtiyazlı
ortaklığa geçişi kolaylaştırır. Şimdiki haliyle AB, daha çok
ekonomik içerikli bir birlik. Anayasa politik birliğe geçişi
hızlandırıyor. Politik birliğin derinleştiği bir Avrupa'da
Türkiye'nin yerine getirmesi gereken koşullar ağırlaşacak, Türkiye
bunları doldurmakta zorlanacak.