Fotoğraftaki müthiş dostluk

Abone ol

Hedefteki gazeteci ilk kez konuştu. Yine Erdoğan'ı kızdıracak şeyler söyledi. O ismin bir de çok önemli iddiası var.

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Fehmi Koru, geçen hafta katıldığı bir canlı yayın programında AKP ve Başbakan için “Obama gibi geldiler, Bush gibi oldular” deyince ortalık karıştı.

Başbakan Erdoğan’ın Fehmi Koru’ya cevabı “Sevsinler seni, yazıklar olsun” oldu. Fehmi Koru, Başbakan’dan böyle bir cevap beklemediğini söylüyor. “Erdoğan’da karizma var, beklentilerin çok yüksek olduğu biri ama bir üslup sorunu var, bu kesin” diye eleştiriyor.

Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün öğrencilik döneminden ev arkadaşı, Başbakan Erdoğan’ı da belediye başkanlığı döneminden beri tanıyor. AKP’yi en iyi tanıyan gazetecilerden biri Koru. Türk basınında yıllardır çift imzası var. Herkes onu aynı zamanda Taha Kıvanç imzasıyla da biliyor. ABD seçimleriyle ilgili olarak katıldığı bir canlı yayın programında AKP ve Başbakan için, “Obama gibi geldiler, Bush gibi oldular” deyince ortalık karıştı. AKP’yi yakından bilen bir gazetecinin bu yorumu üzerine yazılıp çizildi, Başbakan da çok geçmeden yanıtı sert bir şekilde verdi. Koru ile Ankara’da gazetecilik yaptığım dönemden beri tanışıyoruz.

Kendisiyle defalarca röportaj yaptım, her seferinde iç siyaset ve dış ilişkilerle ilgili söylediklerinin zaman içinde karşıma çıktığını gördüm. Bu röportajın sonunda Koru’nun, “Başbakan Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan olsaydı ne değişirdi?” soruma bakın nasıl yanıt verdi.

Türkiye’de bu devrim 2002’de yaşandı: Erdoğan siyasi yasaklıydı, milletvekili olamamıştı. Sonra söke söke milletvekili oldu, başbakanlığa geldi. 2007’de de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasının önüne her türlü engel çıkarıldı ve sonra ne gördük? Abdullah Gül de cumhurbaşkanı oldu. Şimdi Kürt Sorunu’na bakarsak, evet Bush’un politikalarına yakın bir çizgi izleniyor. Ben böyle düşünüyorum.

Erdoğan Köşk'e çıkması gerekirdi: Çok farklı olabilirdi. Bir kere siyasi üslup çok farklı olurdu. Abdullah Gül mülayim biri. Bir söyleyeceğini 10 kez düşünen biri. Tepki verdiğinde yanlış bir şey söylerse derhal devreye giren biri. Daha bizim insanlarımızın alıştığı biri. Karizması yok. Karizma Tayyip Erdoğan’da var.

Tayyip Bey, Türkiye’de ve belki de dünyada nadir görülebilen şahsına yönelik beklentilerin çok yüksek olduğu, karizması olan, insanlara alınacakları şeyleri söyleyen ama çok da yadırganmayan biri. Siyaset bu üslup yüzünden rayında gitmiyor. Bu üslup ve karizmayla Türkiye için cumhurbaşkanı olarak çok iyi işler yapabilirdi ve Türkiye normalleşirdi. Ben şahsen Tayyip Bey’in cumhurbaşkanı olmasını savundum. Tayyip Bey siyasetin yoğun olduğu tarafta kalmayı tercih etti.

Gül ile Erdoğan yer değiştirecek: Ben Abdullah Gül’ün görev süresi bittiğinde 7 yıl görev süresi var, 5 + 5 kabul edildi ama bu cumhurbaşkanına uygulanacağını sanmıyorum. 7 yıl sonunda yer değiştireceklerini sanıyorum. Tayyip Bey cumhurbaşkanı olur, Gül de isterse başbakan olur. Tayyip Bey kendisi olabilecekken nasıl cumhurbaşkanlığını Gül’e verdiyse, aynı şeyi Gül de yapabilir. Bu süreçte Türkiye’de alternatifi doğmazsa AKP’nin, CHP’de topluma daha uygun liderlik çıkaramazsa, Deniz Baykal bu olan bitenlerden ders çıkarıp, “Bu adamlar İslamcı biliniyorlardı, dünya onlara ılımlı İslamın temsilcisi gözüyle bakıyor, itibar görüyorlar, ben de ılımlı laik olsam” dese, bu halkta bir dalgalanma yaratır mı, bence yaratabilir... Sonuçta Gül başbakan, Erdoğan da cumhurbaşkanı olabilir...

Elif Ergu/ Vatan
Günün Önemli Haberleri