Yetiştirme yurtları tam bir felaket
Abone olElazığ Zülfü Ağar Polis Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cengiz Yıldız'ın Diyarbakır'daki Yetiştirme Yurdu'nda yaptığı anketten çarpıcı sonuçlar çıktı.
Diyarbakır'daki Yetiştirme Yurdu'nda yapılan araştırma bu
yurtlarda kalan çocukların dramını gözler önüne serdi. Çocukların
yarıya yakını kaldığı yurttan ve görevlilerden memnun değil. Ayrıca
kendilerini yalnız ve yabancı hissediyorlar. En ilginci ise
kendilerini sabırlı olarak görmeleri. Yrd. Doç. Dr. Yıldız'ın
“Yetiştirme Yurdunda Kalanların Toplumsal Bütünleşme Problemi”
konulu araştırmasında, yurtta barınan 110 çocuğa 31 sorudan oluşan
anket uygulandı. Ankette yer alan, “Yetiştirme yurdundan memnun
musunuz?” sorusuna, katılanların yüzde 41.9'u “düşük” diye
yanıtladı. GİDECEK YERLERİ OLMADIĞI İÇİN AYRILMAK İSTEMİYORLAR
Yetiştirme yurdundan ayrılıp-ayrılmama isteklerine ilişkin soruya
da çocukların yüzde 58.1'i “Hayır”, yüzde 41.89'u da “Evet”
yanıtını verdi. Araştırmada, ayrılmak istemeyenlerin büyük
bölümünün gidecek yerinin bulunmaması nedeniyle kalmayı tercih
ettiği, “mecbur” olunduğundan dolayı, yurtta kalındığı biçimindeki
anlayışın, çocuklar arasında yaygın olduğu bildirildi. ARKADAŞ,
UZMAN, İDARECİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ Ankette, “Yurtta en çok
sevdiğiniz kişi kimdir?” sorusuna çocukların yüzde 67.56'sı “Bir
arkadaş”, yüzde 4.05'i “Uzmanlardan biri”, yüzde 5.4'ü de
“İdarecilerden biri” yanıtını verdi. Çocukların kişilik yapılarıyla
ilgili bazı görüşlere katılma durumlarını gösteren ve “Aşağıdaki
ifadelerden hangisine katılıyorsunuz” biçimindeki soruya ankete
katılanların yüzde 47.29'sı ”Kendimi, yalnız ve yabancı
hissediyorum”, yüzde 10.8'i “Fiziksel görünümümü beğenmiyorum”,
yüzde 9.5'i “Kendimi değersiz hissediyorum”, yüzde 6.8'i “Kendimi
boş ve gayesiz hissediyorum”, yüzde 6.8'i “Kendimi beceriksiz ve
suçlu hissediyorum”, yüzde 4.1'i ”Kendimden nefret ediyorum”
yanıtını verirken, yüzde 14.71'i de soruyu yanıtlamadı. “KENDİMİ,
YALNIZ VE YABANCI HİSSEDİYORUM” “Nasıl birisi olmak isterdiniz?”
biçimindeki soruya da çocukların yüzde 44.49'u “Sabırlı”, yüzde
28.37'si ise “İyimser” yanıtını verdi. Araştırmada, çocukların
maddi sıkıntı içinde oldukları, ilgisiz, ailesiz ya da aileden uzak
biçimde yaşadıklarından dolayı, sabrettikleri ve bunu ankette yüzde
44.49'luk oranda belirttikleri kaydedildi. SORUN ÇÖZME YÖNTEMİ “Bir
insanla aranızda problem çıktığında, nasıl davranmayı uygun
görürsünüz?” biçimindeki soruya da ankete katılan çocukların yüzde
67.6'sı “Kendimi, karşıdaki insanın yerine koyup, onu anlayarak,
problemi çözerim”, yüzde 23'ü “İçimden geleni, karşıdakine
söylerim”, yüzde 9.45'i ise “Sorunu içime atıp unuturum” yanıtını
verdi. “Haksız bir durum karşısında sizce ne yapılmalı?” sorusunu,
yüzde 59.5'i “Tartışarak-konuşarak sorun halledilmeli”, yüzde 23'ü
de “Belli birliktelikler-gruplar oluşturularak durum düzeltilmeli”
diye cevapladı. Ankette, “Bir problem durumunda konuyu ilk kez kime
söylerdiniz?” sorusuna da çocukların yüzde 43.24'ü “Arkadaş”, yüzde
22.97'si “Hiç kimseye söylemem, içime atarım”, yüzde 4.05'i
”Uzman”, yüzde 5.4'ü de “İdareye” söylerim yanıtını verdi. GELECEK
HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ Çocukların yüzde 44.6'sı, gelecekle ilgili
düşüncelerinin yer aldığı soruya, “Gelecek, benim için umut dolu,
ancak endişelerim var” diye yanıtladı. Hayatın anlamına ilişkin
soruya da çocukların yüzde 44.6'sı ”Hayat, bize tanınmış bir
fırsattır”, yüzde 29.72'si “Hayat, çoğu zaman bir yük ve hayal
kırıklığıdır”, yüzde 24.32'si “Hayata bir anlam veremiyorum, her
şeyi anlamsız buluyorum”, yüzde 1.36'sı da ”Hayatın bir anlamı olup
olmadığını bilmiyorum” diye cevap verdi. Araştırmada, yetiştirme
yurtlarında “aile havası” yakalanabildiği ölçüde, toplumsal açıdan
bütünleşme problemi yaşamayan veya bu problemi “çok hafif atlatan”
kişilerin topluma kazandırılmalarının mümkün olacağı kaydedildi.
"YURTLAR, ÇOCUKLAR İÇİN FAYDALI DEĞİL" Araştırmanın sonuç ve
öneriler bölümünde, çocuk yuvası ve yetiştirme yurtlarında barınan
çocukların, hayatları boyunca başarılı olmaları ve ailesizlikten
dolayı ortaya çıkan olumsuzluklardan minimum düzeyde etkilenmeleri
için, bu kurumlara ilk geldiklerinde yetenek ve eğilimlerinin göz
önüne alınması suretiyle, bir gruplaşmaya gidilmesi ve böylece
mesleksel tercihlerin optimum düzeyde yapılmasının sağlanması
gerektiği belirtildi. Yetiştirme yurtlarının, çocuğun
bireyselleşmesi için uygun fiziksel ve mekansal bir zemin
hazırlamaktan uzak olduğunun ifade edildiği araştırmada, “Her
çocuğa ayrı bir mekan verilmesi, çok pratik gibi görünmese de en
azından mekanı paylaşan kişi sayısının düşürülmesi bir çözüm olarak
düşünülebilir” denildi. Kurumdan ayrılarak topluma katılan
çocukların, acınacak kimseler olarak toplumda yer edinmemeleri ve
topluma yabancılaşmamaları için, bu kesimin problemlerinin tespit
edilip, çözümler üretilmesinin gerektiği belirtildi. Yetiştirme
yurdunda kalan çocukların, toplumla bütünleşmeleri ve ”problem
insan” olmaktan kurtulmaları için, imkanlar ölçüsünde yurtta, aile
ortamının oluşturulması gerektiği kaydedilen araştırmada, eğitimci
ve uzmanların çocukların yaşamı ile kendi yaşamını birleştirmeleri
gerektiği ve günün her vakti ulaşılabilen kişiler olmaları
gerektiği ifade edildi. GELECEK İÇİN MESLEKİ TERCİH Yurt
personeline, aldığı eğitime uygun görevler verilmesi ve
maddi-fiziksel durumunun ideal düzeye yükseltilmesinin sağlanması
gerektiği belirtilen araştırmada, şöyle denildi: “Yurtta hem
personel ve hem de çocuklar arasında, grup çalışmasını ön plana
çıkaran faaliyetlere ağırlık verilebilir. Belli aralıklarla,
yapılacak olan, görüşme ve anketlerle, problem alanları tespit
edilebilir ve buna göre bir strateji geliştirilebilir. Boş
zamanların en verimli şekilde değerlendirilmesi için, olanaklar
artırılabilir ve bu sayede çocukların oyun vasıtasıyla
toplumsallaşması sağlanabilir. Gelecek kaygısının yoğun biçimde
yaşanmaması için, çocuğun görüşü de alınmak suretiyle, mesleksel
tercihler isabetli olarak yapılabilir.”