Veliler yeni sistemden endişeli!
Abone olOkula bu yıl başlayan yaklaşık 1 milyon öğrenci hâlâ okuma yazma öğrenemedi. Veliler bu durumdan endişeli. Yetkililer ise velilere 'endişe etmeyin' çağrısı yapıyor.
Bazı eğitimciler, gecikmeyi yeni programdaki el yazısına
bağlıyor. Günlük hayatta kullanılmayan, birçok öğretmenin dahi
bilmediği yeni sistemin ön hazırlık yapılmadan öğretilmesi
eleştiriliyor. Ancak yaşananların normal olduğunu belirten Milli
Eğitim Bakanlığı, el yazısının öğrencilerin estetik zevki ve
karakter gelişimine katkı sağlayacağını vurguluyor. İlköğretim
Müfredatı 1-5. Sınıflar Türkçe İhtisas Komisyonu Başkanı Prof. Dr.
Firdevs Güneş, mart ayına kadar bütün öğrencilerin rahatlıkla okuma
yazma öğreneceğini kaydediyor.
MEB, okuma-yazma konusunda ezbere dayalı fiş sistemini bırakarak
‘ses temelli cümle yöntemi’ne geçti. Yeni müfredata göre öğrenciler
cümleleri ve kelimeleri ezberlemeden, seslerine göre harfleri
tanıyacak sonra da bunlardan anlamlı kelimeler üreterek okuma
yazmayı öğrenecek. Ancak bazı öğretmenler ve veliler, “Aralık ayına
gelindi çocuklar hâlâ okuma yazma öğrenemedi. Oysa geçen yıl bu
aylarda ‘Okuma bayramı’ yapılıyordu.” sözleriyle yeni müfredatı
eleştiriyor.
El yazısına alışamayan öğretmenler, derslerde zorlandıklarını ifade
ediyor. Birinci sınıfa giden oğluyla her akşam geç saatlere kadar
ders çalıştıklarını anlatan öğrenci velisi Ayhan Yıldız, yeni
sistemin öğrenmeyi güçleştirdiğini düşünüyor. MEB İlköğretim
Müfredatı 1-5. Sınıflar Türkçe İhtisas Komisyon Başkanı Prof. Dr.
Firdevs Güneş ise veli ve öğretmenlerin acele etmemesi gerektiğini
belirtiyor. Bilimsel anlamda okuma-yazma öğrenme süresinin 2-6
arasında değiştiğini belirten Güneş, “Yani çocuklarımızın birinci
dönemin sonuna, hatta mart ayına kadar süresi vardır. Bu nedenle
veliler çocuklarını çok sıkıştırmamalı, öğrenme hızını gereksiz
zorlamamalı.” dedi. Güneş, Ses Temelli Cümle Yöntemi’nin
okuma-yazma öğretiminde öğrencilerin düşünme, anlama, sıralama,
sorgulama, sınıflama, ilişki kurma, analiz-sentez yapma ve
değerlendirme gibi zihinsel becerilerinin geliştirilmesine büyük
katkı getiren bir yöntem olduğuna dikkat çekiyor.
Güneş, velilere şu uyarılarda bulunuyor: “Her çocuğun gelişimi ve
koşulları farklıdır. Bazı çocuklar okula gelmeden önce iyi bir aile
eğitimi veya okulöncesi eğitim almış; dinleme, konuşma, anlama,
şekilleri anlama ve yorumlama, kalem tutma vb. becerileri erkenden
gelişmiş olmaktadır. Bu çocuklar kısa sürede okuma-yazma
öğrenebilmektedirler. Bazı çocuklar ise hastalıklar, aile ve yaşam
koşulları vb. nedenlerden dolayı yavaş gelişiyor olabilir. Veliler
çocuklarının durumlarını çok iyi izlemeli, buna göre çözümler
üretmelidir.”
Ses Temelli Cümle Yöntemi’nde, okuma-yazma öğrenimine seslerle
başlanıyor. Birkaç ses verildikten sonra hecelere, kelimelere ve
cümlelere ulaşılıyor. Mesela; önce ‘e’ öğretildikten sonra ‘el’,
‘ela’ gibi kelimeler kurmayı öğretmek. Bu yöntemde Türkçenin ses
yapısına, seslerin kullanılma sıklığına, harflerin yazım ve
öğrenilme kolaylığına göre sıralama yapıldı, sesler 6 gruba
ayrıldı.
El yazısını veliler de öğreniyor
Okullarda el yazısına geçilmesi öğrencilerin yanı sıra velileri de
etkiledi. Çocukların yeni sisteme alışmakta zorlanması
anne-babaları ders çalışmak zorunda bıraktı. Bu sene birinci sınıfa
başlayan oğlunun hâlâ okuyamadığını anlatan Ahmet Akyazı, çocuğuyla
birlikte her gece 3 saat ders yaptıklarını belirtti. Akyazı, “Bu
arada biz de el yazısını öğreniyoruz.” yorumunu yaptı. Akyazı,
gazete ve kitaplarda el yazısı kullanılmamasının da çocukların
okumasını geciktirdiğini savundu.
Haber: Abdullah Kılıç
Kaynak: www.zaman.com.tr