Polat çuvalı geçiremedi
Abone olKrutlar Vadis- Irak filmi herkesin dilinde. Filme değişik yorumlar ve tepkiler geliyor. Filim sadece ABD karşıtı mı? Yazar Fikret Bila filmi seyretti ve izlenimlerini aktardı.
Milliyet yazarı Fikre Bila izlediği olay film köşesinde okurlara
aktardı.
Yazı: Fikret Bila
Kaynak:
-Kurtlar Vadisi Irak filmi geniş yankı uyandırdı. Televizyon dizisi
olarak da sinema filmi olarak da büyük ilgi gördü.
Kurtlar Vadisi Irak filmiyle ilgili saptamalarımızı ve
izlenimlerimizi paylaşalım:
Atatürk yok
Başına çuval geçirilmesini kabullenemeyen ve intihara karar veren
üsteğmenin odası...
Üsteğmen intihar etmeden önce, Polat Alemdar'a makamı olduğu
anlaşılan masasından mektup yazıyor. Makam masasının arkasındaki
duvarda iki madalya görünüyor. İstiklal Madalyası'nı andıran,
çerçeve içinde, biri sağda biri solda iki madalya. Böyle bir odada
insanın gözü iki madalya arasında Atatürk portresi arıyor. Ama yok.
Onun yerine Kapadokya'yı andıran bir manzara görüntüsü var.
Üsteğmenin arkasında bir Atatürk resminin olmayışı olağan sayılmaz.
Hele bu oda bir bölük komutanının odasını andırıyorsa...
İntikam da yok
Filmin teması çuvalın intikamını almak. ABD askerlerinin kafasına
çuvalı geçirivermek, onları da aynı duruma düşürmek. Ancak, Polat
bunu başaramıyor. ABD'li görevliyi karşısına oturtuyor, çantadan
çuvalları çıkarıyor. Patlayıcı yerleştirdiği oteli havaya
uçurmamanın karşılığı olarak ABD'li görevli (herhalde çuvalcı Albay
Mayville'i simgeliyor) ve askerlerinin başlarına çuvalları geçirip
otelden çıkmalarını istiyor. Çuvalı ABD'linin yüzüne atıyor. Ama
ABD'li çuvalı başına geçirmediği gibi otele getirttiği çocuklar
sayesinde Polat'ın planını bozuyor. Polat ve adamları, ABD'lilerin
başına çuvalı geçiremeden oteli terk etmek zorunda kalıyorlar.
Restleşmeyi ABD'li kazanıyor.
Tarikat var
Türk askerinin intikam filminde Atatürk yok ama tarikat var. Bol
zikir görüntüleri. Tarikat lideri canlı bomba olmaya karşı. Buna
karşın bir canlı bomba eylemi var. Ayrıca, Iraklı direnişçilerin
ABD'li gazetecinin başını kesme eylemine müdahale ediyor.
Direnişçileri azarlıyor. Gazeteciyi kurtarıyor. Canlı bomba olmanın
da baş kesmenin de İslamda yeri olmadığı mesajını veriyor. Tarikat
lideri o kadar etkili ki, Türkmen lidere karşı Arap liderle iş
çeviren, ABD'li ile tam işbirliği içindeki Kürt lider, ABD'linin
tarikat liderine karşı harekete geçme talimatını, geri çeviriyor.
Konu tarikat lideri olunca "Kürt sorunu" çözülüveriyor.
Hükümet ve Genelkurmay
ABD'li görevlinin Türkiye'yi aşağılayan sözlerinden, genel olarak
AKP iktidarı, özel olarak Dışişleri ve Genelkurmay da nasibini
alıyorlar. ABD'li alaycı bir üslupla, Türkiye'nin kırmızı
çizgilerini sildiklerini, Ankara'nın Irak politikasının içine
ettiklerini, Türklerin süreç boyunca para pazarlığı (at pazarlığı
haberleri) yaptığını, Türklerin iç çamaşırlarının lastiğini bile
ABD'nin verdiğini söylüyor ve "Daha ne istiyorsunuz?" diye
aşağılıyor.
Polat bu mesajların hiçbirini üstüne almıyor. "Adreslerine"
gönderiyor, "Ben" diyor "politikacı, asker, diplomat değilim
(sadece) Türküm." ABD "fırça"sı yerlerini buluyor.
Anti-Amerikancılık
Filmde anti-Amerikancılık yok mu? Var. ABD askerlerinin düğünü
basıp masum çocuklar dahil insanları öldürmeleri, esir aldıkları
insanları kamyonda taramaları, Ebu Gıreyb Cezaevi'nden yansıyan
gerçek görüntülere yakın işkence sahneleri, gözü dönmüş ABD askeri
tiplemeleri, esirlerin iç organlarını çalan Yahudi ABD'li doktor,
böbreklerin gönderileceği adreslerin New York, Tel-Aviv, ve Londra
oluşu.
Sonuçta Polat, Türk askerinin başına çuval geçiren -film boyunca
sivil görünen- ABD'liyi kalbinden hançerleyerek öldürüyor ama
başına çuval geçirmiyor.
Kurtlar Vadisi Irak, ABD karşıtlığı yapıyor ama Türkiye'yi de iyice
hırpalıyor.