Mortgage yasasındaki tehlikeler
Abone olKira öder gibi ev sahibi olmak isteyenler kuyrukta. Ancak hazırlanan tasarıda tehlikeli maddeler var. Sanayi Bakanlığı, Mortgage tasarısının kötü yanlarını ortaya koydu.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
tarafından hazırlanan ''Konut Finansman Sistemi (Mortgage) Yasa
Tasarısı'' taslağında tüketici aleyhine olan hükümlere karşı
çıkıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin ve Rekabetin
Korunması Genel Müdürü Özcan Pektaş, Bakanlar Kurulu'nda imzaya
açılan taslağa, TBMM'ye gönderildikten sonra ilgili komisyonlarda
ele alınması sırasında gerekli müdahaleleri yapacaklarını bildirdi.
Pektaş, söz konusu taslağın, 4077 sayılı ''Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun''na 10/b maddesini eklendiğini, bununla konut
kredilerinin tüketici kredilerinden ayrıştırıldığını ve bazı
değişiklikler yapıldığını belirterek, bu değişikliklerden
bazılarına tüketicinin aleyhine olması nedeniyle karşı çıktıklarını
bildirdi. Konu ile ilgili A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan
Pektaş, SPK tarafından hazırlanan taslakta tüketici aleyhine olan
düzenlemelere karşı çıktıklarını ancak, SPK'nın bu itirazları
fazlaca dikkate almadığını bildirdi. Mortgage sisteminde konut
kredisinde 3'lü bir sistemin uygulanacağını belirten Pektaş,
bunlardan birisinin sabit faizli, ikincisinin değişken faizli,
üçüncüsünün ise hem sabit hem değişken faizli konut kredisinin
birlikte uygulanmasına ilişkin olduğunu hatırlattı. Sanayi
Bakanlığı'nın bu düzenleme ile ilgili çekinceleri bulunduğunu
anlatan Pektaş, tüketici bu üç alternatiften hangisini seçerse
seçsin bankaların bu taleplerin tamamını karşılaması gerektiğini
anlattı. Ancak, bankaların karlılık açısından değişken faizli konut
kredilerinin faizlerini, sabit faizli konut kredilerinden düşük
tutacaklarını anlatan Pektaş, böylece tüketicilerin sabit faizli
krediden daha ziyade değişken faizli konut kredilerine
yönlendirilmeye çalışılacağını düşündüklerini bildirdi. Bunun ise
tüketicinin aleyhine bir durum yaratacağını belirten Pektaş,
''sabit faizli kredide tüketici kredisinin birinci taksitinin ne
olduğunu bildiği gibi 240. taksidinin de ne olacağını bilecek.
Ancak, değişken faizli kredide böyle bir imkan yok. Bu kredide
tüketicinin 3-5 yıl içindeki taksit ödemesinin ne olacağını
şimdiden görebilme imkanı olmayacağından alacağı risk de yüksek
olacak'' dedi. Bu yüzden tüketicilere uygulanacak konut kredisi
faizinin sabit olmasını istediklerini belirten Pektaş, şöyle devam
etti: ''Bankalar, Mortgage kapsamında konut kredisi kullandırmaya
başladığında, konut kredileri için belli bir portföy
oluşturacaklar. Sözgelimi bankaların konut kredisi portföylerinin
yüzde 10'nun sabit, yüzde 80'inin değişken, geriye kalan yüzde
10'nun da hem sabit hem değişken faizli kredilere ayırdıkları
düşünülür ve sabit faizli krediye daha çok başvuru olması halinde
bankalar, portföylerinde bu kredinin limitinin dolduğunu öne
sürerek gelen talepleri geri çevirebilirler. Bu da tüketiciyi
mağdur eder ve risk oranı yüksek diğer kredilere yönelmelerine
neden olur. Değişken faizli konut kredisi illa getirilecekse bu
durumda biz Bakanlık olarak tüketiciye bir bilgi formu verilmesi ve
düşünmesi içinde 3-5 gün süre tanınmasını istiyoruz. Yine
tüketicinin istediği kredi türü ne olursa olsun bankalarca bunun
tamamının karşılanması ve taslakta da buna imkan tanıyan bir
düzenleme yapılmasından yanayız.'' -''ERKEN ÖDEMEDE CEZA UYGULAMASI
KALDIRILMALI''- Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü
Pektaş, taslakta, Mortgage kapsamında konut kredisi kullanan
tüketicilerin, konut kredilerini erken ödemeleri halinde ana para
borcunun yüzde 2'sine kadar ceza ödemek zorunda olduklarına dikkat
çekerek, bunun tüketicinin aleyhine olduğunu ve tasarıdan
çıkarılması gerektiğini vurguladı. -FİNANSAL KİRALAMA
ŞİRKETLERİNDEN KREDİ ALINMASI- SPK tarafından hazırlanan taslakta,
finansal kiralama Şirketlerinden, mortgage kapsamında konut kredisi
alınmasına imkan tanındığını anımsatan Pektaş, şunları kaydetti:
''Bankalardan ipoteğe dayalı konut finansmanı kredisi aldığınızda
bankalar, konut üzerine ipotek koyuyor. Ancak evin mülkiyeti size
ait. Borcunuzu ödediğinizde bu ipotek kaldırıyor. Finansal kiralama
sisteminde ise kredi kullanan kişiye evin mülkiyeti devredilemiyor.
Bu yüzden tüketiciden senet gibi kıymetli evraklar alınıyor. Bu
durumda bunların arkasının ciro edilme tehlikesi ortaya çıkıyor.
Biz bakanlık olarak bu kıymetli evrakların ciro edilmesine karşıyız
ve bunun önlenmesini istiyoruz. Bu nedenle taslakta da bu
evrakların ciro edilemeyeceği hükmüne yer verilmesinden yanayız.''
Taslağa son dakikada Başbakanlık'ta bir madde eklendiğini belirten
Pektaş, bununla 2499 sayılı SPK Kanunu'na geçici 11. maddenin
eklendiğini söyledi. Bu madde ile söz konusu taslak, yasalaşmadan
önce tüketiciler tarafından bankalardan alınan konut kredilerinin
de sözleşme tarihine bakılmaksızın bu yasa kapsamında
değerlendirmesine imkan tanındığını anlatan Pektaş, bununla taslak
yasalaşmadan sabit faizle konut kredisi kullanan vatandaşların,
kalan borçlarını erken kapatmaları halinde erken ödeme cezası ile
karşı karşıya kalmalarına neden olacağını bildirdi. Pektaş,
kanunların geriye yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek,
bu düzenlemenin aynen yasallaşması halinde, daha önce konut kredisi
kullanan tüketicilerin mağdur duruma düşeceklerine dikkat çekti.
-''SÖZLEŞME ŞARTLARI TÜKETİCİ ALEYHİNE DEĞİŞTİRİLEMEZ''- Pektaş,
taslakta, başlangıçta belirlenen sözleşme oranlarının her iki
tarafın ortak rızası dışında değiştirilemeyeceğine ilişkin bir
hüküm bulunduğunu belirterek, bu hükmün bankalar tarafından kötüye
kullanılabileceğini bildirdi. Bankaların sabit krediyle borçlanan
tüketicileri daha düşük faizli olduğu için borçlarını değişken
faize çevirmeleri konusunda ikna edebileceklerini anlatan Pektaş,
bu durumda tüketicinin aldığı risk oranının artacağını ve bundan
dolayı da zaman içinde mağdur duruma düşebileceğini söyledi. Şu
anda uygulamada bulunan Tüketici Kanunu'nda ''sözleşme şartları
tüketici aleyhine değiştirilemez'' hükmü yer aldığını kaydeden
Pektaş, taslak ile sözleşme şartlarının sonradan iki tarafın rızası
ile değiştirilmesi halinde bunun kanuna karşı hileli davranmak
olarak nitelendirileceğini söyledi. Pektaş, ''çünkü birkaç sene
sonra başlangıçta sözgelimi yüzde 1'ler civarında olan değişken
faizli kredinin 3-5 yıl içinde yüzde 3 veya 5'e çıkmayacağını kimse
garanti edemez'' dedi. Özcan Pektaş, bu nedenle bu hükmün taslaktan
tamamen çıkarılması gerektiğini bildirdi. Pektaş, bakanlığın bu
konulardaki SPK yetkililerine defalarca ilettiklerini, yüz yüze
görüşmelerde de bunları dile getirdiklerini belirterek, ancak
bunların büyük kısmının dikkate alınmadığını söyledi. Özcan Pektaş,
söz konusu taslak TBMM'ye sevk edildiğinde ilgili komisyonlarda ele
alınırken bakanlık olarak gerekli müdahaleleri yapacaklarını ve
bundan da sonuç alacaklarına inandıklarını kaydetti.