Kurtlar Vadisi'nde şok diyaloglar
Abone olBugüne kadar çekilmiş en pahalı Türk filmi olan "Kurtlar Vadisi Irak", dua sahneleri ve zikir bölümünün yanı sıra replikleriyle de çok konuşulacak.
10 milyon dolarlık bütçesiyle bugüne kadar çekilmiş en pahalı Türk filmi olan "Kurtlar Vadisi Irak", dua sahneleri ve zikir bölümünün yanı sıra replikleriyle de çok konuşulacak. İşte Vadi’den tartışma yaratacak replikler...
S. W. Marshall: Amacın ne? Oteli havaya uçurmak istiyorsan uçur... Benden alabileceğin bir şey yok.
Polat Alemdar: Senden almak istediğim bir şey yok. Ama senin bana verebileceğin bir şey var.
Polat Alemdar: Bu çuvalı kafana geçiriceğim... Aynı şeyi adamlarına da yapıcağım. Hepiniz birlikte başınızda çuvallarla otelden çıkacaksınız! Gazeteciler resminizi çekecekler... Bu kadarını bana verebilirsin değil mi?
S. W. Marshall: Bu çuvallar senin askerlerinin başına geçirdiğim çuvallar mı?
Polat Alemdar: Hálá başın gövdenin üstündeyken geçir şunu kafana... Yoksa, sana tam uyacak bir ceset torbam da var!
S. W. Marshall: Tamam, bak Türk! Tam 15 yıldır bu bölgedeyim. Türkleri çok iyi tanırım, Övünmeyi severler. Sizin kendi kurallarınız vardır. Değişmez Irak politikalarınız vardır. Her zaman biz istemezsek burada kimse bir şey yapamaz dersiniz. Sana bir şey söyleyeyim mi? Irak politikanızın içine ettik. Yani buna alınmadınız da, başınıza geçen iki çuvala mı alındınız. Neye alındığınızı söyleyeyim. Birleşik devletler son 50 yıldır size para ödüyor. Donunuzun lastiğini bile biz gönderiyoruz. Neden bir şey üretemiyorsunuz? Para diyorsunuz yolluyoruz. Daha fazla istemek için birbirinizi dolandırıyorsunuz. Nasıl unutursunuz komünistlerden sizi kurtarmamız için yalvardığınızı. Alınmanıza şaşmamalı! Çünkü artık size ihtiyacımız yok.
Polat Alemdar: Ben siyasi parti lideri değilim. Diplomat ya da asker de değilim. Aynen senin dediğin gibi ben Türküm. Ve bir Türkün kafasına çuval geçirecek adamın dünyasını başına yıkarım! Şimdi kes sesini ve tak şunu.
Senin gibi bir çocuğum yok
Polat Alemdar: Sen aşağılık bir adamsın...
S. W. Marshall: Hayır, çocukları severim. Çünkü korkusuzlar. Benim gibi onlar da ölmekten korkmuyorlar. Ama büyüdüklerinde korkak oluyorlar, tüm günahkarlar gibi. Aslında bazen merak ediyorum. Tüm çocukları büyümeden öldürsek dünya nasıl bir yer olurdu?
Polat Alemdar: Sen zaten çocuk katilisin! Buradaki 30 çocuğu getirmek için kaç çocuk öldürdün. Ben onları öldürmem. Bunu yapsam ikimizin arasında ne fark kalırdı ki?
S. W. Marshall: Seninle benim aramdaki farkı söyleyeyim. Sen 11 adamını bile feda edemezsin. Bu yüzden oturup ülkenin yok oluşunu izlersin. Oysa ben gerekirse 11 bin adamımı feda ederim. Sen duyguları yüzünden 30 çocuğa kıyamazsın. Oysa ben onların duyguları için onları tek tek öldürürüm. Barışı bozacak herkesi öldürürüm. Tesadüfen burada değilim. Barışı sağlamak için beni Tanrı görevlendirdi. Onu sağlayan Tanrı’nın çocuğudur.
Polat Alemdar: Benim senin gibi bir çocuğum yok...
Polat Alemdar: Bu hayatta en çok yapmak istediğin son şey ne Leyla?
Leyla: Eskiden, sadece tek bir hayalim vardı... Gözlerimi kapayıp yıldızlara bakarken bu topraklarda son nefesimi vermek isterdim... Buydu tek hayalim.
Polat Alemdar: Şimdi?
(Leyla hançerini Polat’a gösterir...)
Leyla: Şimdi tek bir isteğim var. Bu hançeri aşağılık herifin kalbine saplamak... Ancak o zaman anlayabilirim onun da bir kalbi var mı yok mu. O zaman huzur içinde ölebilirim...
Canlı bomba kıyamet alameti
Leyla: Kocam Allah yolunda şehit oldu. Vallahi, onu öldürenleri öldürmek için üstüme bombaları bağlayıp üstlerine üstlerine yürüyüceğim... Baba bana izin ver... Kendimi de onları da öldüreyim.
Şeyh: Leyla, benim böyle bir şeye izin vereceğimi nasıl düşünürsün. Bu kapıyı bilen biri bunu nasıl ister. İslam’ı anlayan, böyle bir hırsa nasıl kapılır?
Leyla: Bundan başka ne yapabilirim ki.
Şeyh: Canlı bomba olmak Allaha bir değil de iki büyük isyan demektir. Birincisi Allahtan umudu keserek kendi canına kıymak. İkincisi de düşmanınla beraber masum kişilere de kıymayı göze alman demektir. Canlı bomba olduğun zaman kaç masumun öleceğini bilebilir misin? Bilemezsin. Onu bilmediğin için de gerçekte şu veya bu kadar masumu değil, sanki bütün insanlığı öldürmüş gibi olursun... Müslümanlara bu fikri aşılayanlar ve onlardan intihar komandosu devşirenler Hasan Sabbah fitnesini hortlatanlardır. Bu bir kıyamet alametidir kızım ve şeytan işidir. Acını anlıyorum kızım ama Müslümanları dünyaya korkunç insanlar gibi gösteren canlı bombalara heves ettiğini görünce üzülüyorum.
Haber : Mevlüt TEZEL
Kaynak: