İşte Ağca'nın cezaevi mektupları
Abone olAğca’nın, Kartal Cezaevi’nden MİT’e ve devletin üst makamlarına yazdığı mektuplarda Usame Bin Ladin'i tek başına yakalama garantisi verdiği ortaya çıktı
Mehmet Ali Ağca’nın, Kartal Cezaevi’nden MİT’e ve devletin üst
makamlarına yazdığı mektup ve yazılarını Hürriyet ele geçirdi.
Ağca, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’a yazdığı 1 Eylül 2000
tarihli mektupta, cezaevinden çıkarılmasını isterken, "Ben tek
başıma Afganistan’a gider Bin Ladin’i ölü ya da diri ABD’ye teslim
ederim" dedi.
Ağca’nın, İngilizce, İtalyanca ve Türkçe olarak el yazısıyla kaleme
aldığı, ’Bozkurt Mehmet Ali Ağca’ olarak kendini tanımladığı ve
bazılarını ’Mesih ve mehdi’ diye imzaladığı mektup ve yazıları
özetle şöyle:
ÇATLI YAKIN ARKADAŞIM
Muhterem kardeşim Şenkal Atasagun. Ben Mehmet Ali Ağca’nın gerçek
bir vatansever ve Türk milliyetçisi olduğumu iyi biliyorsunuz. En
yakın-en iyi arkadaşım Abdullah Çatlı ile biz bu vatana-devlete az
hizmet etmedik. 1979-1980 yıllarında iki kez Şam’da Ermeni
terörizminin babası Türkiye düşmanı Hafız Esat’a karşı iki suikast
hazırlığında başarılı olamadık. Belki devlet arşivlerinde birşey
bulunmaz. Fakat kesin gerçek böyle.
LADİN’İ HEDİYE EDELİM
Muhterem Şenkal Atasagun, Amerika bize Apo’yu hediye etti. Biz de
Amerika’ya Bin Ladin’i hediye edelim. Ben tek başıma Afganistan’a
gider Bin Ladin örgütüne sızar ve Bin Ladin’i ölü ya da diri olarak
Amerika’ya teslim ederim. 5 milyon dolarlık mükafatı da depremzede
kardeşlerimize hibe ederiz. Şenkal Bey, ben terörizmden gerçekten
nefret ediyorum. Bu tarihi misyonu hayatım pahasına da olsa seve
seve gerçekleştiririm. Amerika’da milli kahraman olursam Türk
milleti ve Türk devletine çok faydalı olur.
CIA İLE GÖRÜŞ
Şenkal Bey acil olarak Washington’a git CIA ve NSA şefleriyle bu
konuyu görüş, en kısa zamanda harekete geçip bu işi bitirelim.
Cezaevinde kalıp acı çekmem hiç kimseye fayda vermez. En kısa
zamanda imzan olmasa da yazılı bir cevabını bekliyorum. Sevgi ve
saygıyla gözlerinden öperim. (1 Eylül 2000) Ben masumum en büyük
suçlu Vatikan. Ben gaspçı değilim. Ben hayatımı insanlığın onuru
için en asil duyguların, en yüce ülkelerin zaferi için Vatikan ve
benzeri şeytani canavarlara karşı mücadeleye adamış bir insanım.
453’te Vatikan imparator Atilla’yı bir fahişe ile durdurabildi. Tam
bin yıl sonra 1453’te tarihi dersini aldı.
50 MİLYON DOLAR
Ağca-Vatikan savaşı insanlık tarihini aşan evrensel bir olaydır.
Vatikan 1983’te bana tam 50 milyon dolar önerdi. Milliyetimi,
maneviyatımı, ismimi satmam için. Vatikan’ın merkezinde Papa’nın
vurulduğu yerde bütün dünya medyasının huzurunda Katolik olmam için
Vatikan bana 50 milyon dolar, özgürlük ve kardinallik önerdi. Ve
ben Tanrı’ya ihanet etmedim, insanlığın onuruna ve tarihe ihanet
etmedim. Ben özgür, zengin, güçlü, prestijli olarak saraylarda
yaşamayı reddettim.
AFRİKA’DA MAYMUN OLURUM
Ben Mehmet Ali Ağca, Vatikan’da Kral olmaktansa, Afrika
ormanlarında maymun olmayı tercih ederim. Ey Vatikan, Ağca gafil
Cem Sultan’a benzemez. Ağca, şair Tevfik Fikret’in çocuğu mu?
Hayır. Ağca, Vatikan’ın katil canavar haçlılarını durduran asil
Anadolu ruhunun tarihinin sembolü. Ve siz tek tanrıya inanan
sevgili Hırıstiyan kardeşlerim beni destekleyin de dinsiz Vatikan’ı
bir tarih müzesine dönüştürelim.
BOZKURTLAR ORDUSU
Ey dünyayı yöneten ve aldatan, zulmeden, bütün yeni firavunlar,
sizin güneşiniz son kez batmak üzere. Ey Büyük Türk milleti. Zafer
bizim en son kaderimizde yazılı. Ellerimde binlerce nükleer füze
olmasa da zafer benim ve milletimin olacak. Yürüyeceksin ey
bozkurtlar ordusu ve zafere doğru dağlar yürüyecek ardından
bozkurtlarla, bozkurtlarla elde hilal kainatı. Tanrı Türk’ü korusun
ve yüceltsin. (9 Ağustos 2000)
VATİKAN ÇOCUK KAÇIRDI
20’nci yüzyılın en büyük sırlarından ve skandallarından biri olan
Emanuela Orlandi ve Mirella Gregory olayı Mesih Ağca’nın özgürlüğü
için gerçekleştirildi. Ey düşünenler Ağca paranoyak demeden
olayları inceleyin. Haziran 1983’te Vatikan’da Başbakan, Kardinal
Casaroli ve Lienchestein Prensi Hans Adams şahıslarında iki devlet
arasında çok gizli bir anlaşma imzalandı. Orlandi ve Gregory adlı
çocuklar Vatikan’dan diplomatik devlet araçlarıyla Lienchestein
Kraliyet sarayına tutuklu olarak nakledildiler.
KOSTARİKA DAVET ETTİ
23 Ağustos 1984 Kostarika Cumhurbaşkanı ve hükümeti uluslararası
bir basın toplantısında, "Mehmet Ali Ağca’yı ülkemizde misafir
etmeye hazırız" Kostarika Devleti paranoyak mı yoksa Vatikan’ı mı
dinledi? Fakat ben Roma’da dünyanın sonunu ilan edecektim. Onun
için Kostarika’ya gitmeyi reddettim.
PAPA BİLDİĞİNİ YAP DEDİ
Ve o tarihi görüşmemizde Papa’ya şöyle dedim: ’Dünya tarihinin
sonundayız. Dünyanın sonunu ilan edeceğim’ ve Papa bana ’Haklısın
kardeş bildiğin gibi yap’ dedi. Ben Ağca paranoyak değilim, yoksa
Vatikan benim için çocuk kaçırıp çılgınca İtalya’yı ve Avrupa’yı
tehdit etmezdi.
VATİKAN’A DA TEHDİT
Ey Vatikan imparatorluğu beni dinle. İçinde Mesih Ağca, ’Bir 13
Mayıs’ta Vatikan’a dönecek’ yazılı tek bir sayfadan ibaret
Fatima’nın gerçek üçüncü sırrını dünyaya ilan et. Yoksa ben
aramızdaki en korkunç sırları dünyaya ilan edeceğim. (23 Ağustos
2000)
MESİH OLMASAYDIM
Ben mesih olmasaydım bu olaylar asla gerçekleşir miydi? Ben Roma’da
dünyanın sonunu açıklayacağım için Kostarika’da lüks bir şatoda
yaşamayı reddettim ve Allah’a itaat ettim. Nisan 1997’de Vatikan
skandallarını Yehova şahitleri ve Protestan kiliselerine
anlatacaktım.
PRODİ TEHDİT ETTİ
Bu durumdan haberdar edilen o zamanki İtalyan Başbakanı, bugün
Avrupa Başkanı Sayın Romano Prodi, sevgilisi Bayan Marina
Magistrelli vasıtasıyla ’Vatikan’ı protestanlara satarsan, Mesih de
olsan senin cenazeni Türkiye’ye gönderirim’ diyerek beni açıkça
ölümle tehdit etti. Kaynak :