Demirel'den İmam Hatip savunması
Abone olÇankaya'dayken imam hatipler için 'Karışık bir mevzu, hiç girmeyelim' diyen Baba, TV'de bu liseleri savunurken AKP'yi bile gölgede bıraktı. İşte haberin ayrıntılar?
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, önceki gece Kanal D'de "Abbas
Güçlü ile Genç Bakış"ın konuğu oldu. Üniversitelilerin sorularını
yanıtladı. Aynı saatlerde ise Başbakan Erdoğan, atv'de Siyaset
Meydanı'nda çocukların sorularını yanıtladı. Demirel,
öğrencilerinin sorularını yanıtlarken en ilginç tartışma imam hatip
lisesi konusunda yaşandı. Demirel, başbakanlığı döneminde imam
hatip lisesi açmış olmasını "babalarının mezarında Fatiha
okuyabilsinler" diyerek savundu. İşte, programdaki diyaloglar:
Öğrenci: Sizin dönemizde, ihtiyaçtan fazla imam hatipler açılırken
o okullara kız öğrenciler de alındı. Bildiğim kadarıyla kızlar ne
hatip olabiliyor, ne de imam. Kızlar niye imam hatiplerde
okutuluyor?
Demirel: Türkiye'nin yüzde 99.9 Müslüman. 1924'te çıkarılan
Tevhid-i Tedrisat kanununda din eğitimi için ayrı bir tedbir
alınacağı taahhüt edildi. O dönemde din eğitimi ailelere
bırakılmıştı. Gençler çok kere babasının cenazesinde Fatiha okumayı
bilmeyecek kadar dini bilgiden yoksun hale geldi. 1949'da din
eğitimi meselesi devletin önüne geldi. İmam hatip okullarının
açılması odur. İmanı Hatip'ler imam yetiştirsin diye açılmadı. İmam
hatipler dinini bilen doktorlar, avukatlar, mühendisler olsun diye
açıldı.
Abbas Güçlü: Ama önleri kesilince ortada kalmadılar mı?
Demirel: Dinini öğrenmek isteyenlere o imkanlar sağlanmıştır. Halk
buna da rağbet göstermiştir. İmam hatipler din eğitimine ağırlık
veren klasik okullardır. Bu liselerden mezun olanlar imtihan vermek
suretiyle yüksek öğretim imkanına kavuşabilirler.
Güçlü: Öyleyse iki dönem atadığınız Kemal Gürüz mü haklı, siz
mi?
Demirel: Hak meselesi ayrı. İmam hatiplere siyaset girdi, dejenere
edildi. İtiraz edilmesi gereken yer buydu. Bu okullardan mezun
olanlar Türkiye'nin ikinci sınıf vatandaşı ilan edilemez. Çünkü
açmışsın okulu. Öğretmenini tayin etmişsin. Müfredatını
belirlemişsin. Ama bu okullara siyaset sokulması yanlıştı. Din
eğitimi okullarda doğru dürüst öğretilir. Müslüman halkın
çocuklarına din mezara giderken lazım değil ki.
Güçlü: Klasik okullarda din öğretilmiyor mu?
Demirel: Hayır öğretilmiyor.
Güçlü: 40 yıldır iktidardaydınız efendim, öğretseydiniz.
Demirel: Bu söylediğiniz en basiti. Ben okul açarım, öğretmen tayin
ederim, bina yaparım, öğretmenin maaşını veririm, okula cihaz
getiririm. Öğretmek benim görevim değil, ben siyasetçiyim.
(Alkışlar..)
Mücadelesinin şahidiyim
Aynı programda izleyici olarak yer alan YÖK eski Başkanlığı yapan
Prof. Dr. Kemal Gürüz: 8 Yıllık temel eğitim yasasının çıktığı
dönemde YÖK Başkanlığı yaptım. Cumhuriyetin temel ilkelerini
sarsmaya yönelik hareketlere karşı birlikte mücadele verdik. 5 yıl
boyunca Sayın Demirel'in verdiği mücadelenin şahidiyim.
Yoğurt ve semizotu yedim, 23 kilo verdim
Demirel: Yediğim yemeği sen yesen iğne iplik olursun...
Abbas Güçlü: Siz de farklı etki yaratıyor galiba. Aradan
çekiliyorum ben...
Demirel: Çekilme, çekilme. Benim yediğim yemek bir kap çorba,
semizotu ve yoğurt.
Güçlü: 23 kilo vermişsiniz efendim. Reçeteniz nedir?
Demirel: Reçete şu: 40 yaşına kadar insan yemek yer, 40'ından sonra
yemek insanı yer. Gençler sizler istediğiniz gibi yiyin, için,
gezin. Hayatın tadını çıkarın. Hakkınızdır. Bu büyük ülkenin
gençleri olarak her şey hakkınızdır.
Tartışma yarattı
Şapkanı bırakıp, gitmemen için mi 28 Şubat'ta kesintisiz 8 yılı
savundu
Eğitim-Sen Başkanı Alaaddin Dinçer: Demirel, Cumhurbaşkanlığı
döneminde de İHL'lerin orta kısımlarının kapatılmasına yol açan 8
yıllık kesintisiz temel eğitimin en hararetli savunucusuydu.
Kendisine sormak lazım; 28 Şubat'ta İHL'lerin orta öğretimlerini
kaldıran yasa önüne geldiğinde, fötrü bırakıp gitmemek için mi onay
verdin? İHL'leler köy enstitülerine alternatif olarak geliştirildi.
Enstitüler kapatılıp, İHL'ler açıldı. İHL'lerin kuruluş amacı din
adamı yetiştirmektir.
Eğitimci CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek: Demirel'in
söylediği gerekçe doğru olsaydı, herkesin İHL'lere gitmesi
gerekirdi. Yapılması gereken Çoban Sülü'yü İslamköy'den alıp,
Cumhurbaşkanlığı'na çıkartan yatılı okul sistemini
yaygınlaştırmaktı. Siyasetçiler binlerce çocuğu İHL'lerde perişan
ettiler.
Milli Eğitim eski Bakanı Hikmet Uluğbay: Toplumun hafızası o kadar
zayıf değil o nedenle eski Cumhurbaşkanı'nın söylediklerini
yorumlamaya gerek yok. Önemli olan şudur; İHL'ler açılmadan önce de
bu ülkede insanlar inanç ve itikatlerine sahiptiler. İHL'ler
aslında cumhuriyetin başlangıcında toplumun aydın din adamı
gereksinimini karşılamak üzere açılmıştır.
ODTÜ Rektörü Prof. Ural Akbulut: Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde
böyle bir sistem var? Biz bu bakışla gidersek, bu ülke kalkınan,
bilim ve teknoloji üreten bir ülke olmaz. Din ile bilim
bağdaşmıyor. Din vicdanla ilgilidir. Din inançtır, saygı duyulması
gereken bir inançtır. Herkesin dinine saygı duymak zorundayız. Onun
için ikisini ayrı tutarsak hepimiz rahat ederiz.
www.vatanim.com.tr