Çiçek'e göre Pamuk sorumsuz!

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Yargıtay Başkanlığı’na 30 koruma ve güvenlik görevlisi alınmasını öngören kanun tasarısı benimsendi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tasarı hakkında bilgi verirken, Yargıtay’ın üç ayrı binada görev yaptığını; önemli davalara bakan Yargıtay üyelerinin güvenliğinin daha iyi sağlanması amacıyla 30 güvenlik görevlisine daha ihtiyaç olduğunu söyledi. Milletvekillerinin eleştiri ve sorularını da yanıtlayan Çiçek, hükümetin, yargı alanında 3 yıldır gerçekleştirdiklerinin, "yargı reformu" olarak nitelendirilebileceğini belirtti. Hak ve özgürlükler açısından çağdaş yasalar çıkarılması gerektiğini, bunun için de 55 yasa çıkardıklarını ifade eden Çiçek, "Ceza ve usul konularında yaptığımız düzenlemeler, bize mahsus değil. Bu düzenlemeler, AB üyesi ülkelerde de olan düzenlemelerdir. Mesela çok tartışılan 301. madde var. Bu maddenin Hollanda, Fransa ve İtalya gibi AB ülkelerinde de aynısı ya da benzeri vardır" diye konuştu. Çiçek, yargı camiasının fiziki mekan sorununun çözülmesi, ayrıca, yapısal reform gerektiğini kaydetti. Yasaları çıkarırken AB ile paralel olmasına dikkat ettiklerini dile getiren Çiçek, AB üyesi ülkelerin Türkiye’den istedikleriyle uyguladıkları arasında zaman zaman farklılıklar olduğunu belirtti. "İÇİNİZDEN GELEN TALEPLER" Türkiye, "Bunları neden istiyorsunuz?" dediğinde AB’nin, "Bunlar, sizin içinizden gelen talepler" dediğini kaydeden Çiçek, gözaltı süresini 7 günden 4 güne indirdiklerini, fakat Avrupa’da bir ülkede, bu sürenin 14 günden 28 güne çıkarıldığını bildirdi. Cemil Çiçek, Avrupa’nın çifte standartlarının gelecek günlerde de devam edebileceğini ifade ederek, "Bir davada, tabancanın yarı otomatik mi, otomatik mi olduğuna 2 yıldır karar veremediler. Bunun kararını veremeyenler, bir kişi hakkında açılan davada, dava açıldıktan 2 gün sonra karar vermemizi istiyorlar. Onlarınki bağımsız yargı da bizimki sömürge yargısı mı?" dedi. Çiçek, Türkiye’de "bazı çevrelerin", AB’yi kullanarak bazı taleplerde bulunduğunu, bunun da Türkiye’yi zor duruma düşürdüğünü söyledi. AĞCA KARARI Adalet Bakanı Çiçek, bakanlığının, "Cumhurbaşkanlığı makamına yapılan hakaretler" ile "temyiz incelemesinden geçmiş kararlarda hukuka aykırılık bulunması durumunda" yazılı itiraz etme yetkisinin bulunduğunu ifade etti. Karar kesinleşmeden itiraz etme hakları bulunmadığını bildiren Çiçek, "(Adalet Bakanlığı neden önce tahliye kararına itiraz etmedi)deniliyor. Karar olmadan ben neye, nasıl müdahale edeceğim?" dedi. Çiçek, Mehmet Ali Ağca hakkındaki dosyayı detaylı olarak inceledikten sonra karar verdiklerini de söyledi. ORHAN PAMUK DAVASI Yazar Orhan Pamuk hakkında, Türkiye dışında bir gazeteye verdiği mülakat nedeniyle açılan davanın gelişim süreciyle ilgili detaylı bilgi veren Çiçek, mülakatla ilgili suç duyurularının 31 Mayıs 2005’te gelmesinin ardından Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Pamuk hakkında "Türklüğe hakaretten" dava açtığını anımsattı. Davanın Ekim 2005’te tekrar gündeme getirildiğini; bu tarihten önce de Nobel Edebiyat Ödülleri’nin açıklandığını belirten Çiçek, Orhan Pamuk’un, 2005 yılının Ekim ayına gelinceye kadar, "Ben bu lafları, bu anlamda söylemedim’ demediğini kaydetti. Çiçek, "Bu, aydın sorumluluğu ile bağdaşıyor mu? Bunu sormak istiyorum. 10 Şubat günü manşetler atılınca itirazlar yapılmış olsaydı, olaylar bu kadar büyümeyecek ve dava da açılmayacaktı" dedi. Bakan Çiçek’in konuşmasıyla CHP’li milletvekillerinin eleştiri ve soruları sırasında, CHP’li ve AK Parti’li üyeler arasında, zaman zaman tartışma yaşandı. Komisyon Başkanvekili AK Parti Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu, tartışmaların uzaması üzerine, "Arkadaşlar, 2 saat oldu, daha maddelere bile geçemedik" diyerek, tasarının maddelerine geçti. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, daha sonra tasarı benimsendi.