Bu kitap ortalığı karıştıracak
Abone olTarkan’ın ilk menajeri ve en sevilen şarkılarından ‘Asla Vazgeçemem’in söz yazarı Alpay Aydın’ın kendi hayatını kaleme aldığı ‘Megamasal’ a
Aydın’ın eşcinsel ilişki yaşadığını yazdığı kitaptaki Tarık adlı
karakterin, Tarkan olduğu ileri sürülüyor. Tarkan’ın ikinci albüm
çalışmasının yarısına kadar menajerliğini yürüten Alpay Aydın,
hayatını yazdığı ‘Megamasal’ adlı kitabını çıkardı. Ancak kitaptaki
Tarık adlı karakterin Tarkan olduğu iddiası, ortalığı karıştırdı.
Kitaptaki sahil kasabasındaki düğün salonlarında şarkı söylerken
sonradan star olan Tarık karakteriyle yaşadığı ilişkiye de kitapta
yer veren Alpay Aydın, kitabın Tarkan tarafından toplatılma
ihtimali sorulduğunda ‘Yazılan benim hayatım, kimseyi
ilgilendirmez’ diye yanıt veriyor.
Bu kitabı neden yazdın?
Tarkan’dan ayrıldığımdan beri bu kitabı yani hayatımı yazmam için
yüzlerce teklif aldım. Zaten bu kitabımda da Tarkan diye birinden
bahsetmiyorum. Tarık diye biri var kitapta... Dolayısıyla Tarık’ın,
Tarkan mı olduğunu bana değil, ona soracaksınız...
Peki neden şimdi yazdın bu kitabı?
Boş vaktim yoktu herhalde... Çünkü İstanbul Plak’ta çalışmaya devam
ettim, Rober Hatemo’ya üç albüm yaptım. Hiç boş durmadım. Alpay
Aydın olarak müzik dünyasının içinde 15 yıl geçirdim.
Neyse kitabı neden yazdığına dönelim...
Birden eski hayatımı, menajer Alpay Aydın’ın hayatını özlediğimi
fark ettim. Şaşaayı seviyorum. Akrep burcuyum ben. Bir şeyler
yapmak istedim. Ama para yok! Böyle bir çıkmaza girince yazmaya
karar verdim. Çünkü elimde böyle bir sermayem vardı.
Senin menajerlik kariyerinde Tarkan var... İsimleri
değiştirdin mi?
Evet. Çünkü, ahlak nedir, birinin özgürlüğünün başladığı yerde,
diğerininki biter. Burada ne olabilir, gidip ona ‘Tarık sen misin’
diye sorulabilir. Metin Arolat beni aradı. ‘Ne yazdığını biliyorum.
Sen Ahmet Altan mısın, bu yıl ne yazayım diye oturdun’ dedi.
Neden Tarkan’a sorun diyorsun ki? Açıkça
söyleyebilirsin...
Ona akıl verenler cemiyeti var ya, ‘Mahkemeye verelim, toplatalım’
diyebilir. Bu saatten sonra bunlarla uğraşamam...
Tarkan’ın kitabı toplatmak istediği doğru mu?
Böyle bir düşünce olduğunu duydum. Ama ne kendisiyle ne de ekibiyle
hiç konuşmadık. Kitap fikri ortaya çıkınca, karşılıklı oturup
konuşalım teklifi geldi ama kimse arayıp sormadı. Zaten Tarkan’a da
ortak arkadaşlarımız, ‘Çok pis şeyler yazıyor’ demiş. O yüzden
karşılıklı konuşalım istenildi, olmadı.
Çok pis şeyler mi yazdın gerçekten?
Evet. Her şeyi otosansür uygulamadan anlattım.
İntikam mı alıyorsun?
Hayır. Bu kitap kimsenin sonu olamazdı. Onun ne olduğunu herkes
biliyor. İntikam alsaydım o zaman alırdım. 41 yaşıma girmişim, en
durulmuş zamanım. Hatta ben o günleri unuttum. Fakat yazarken,
‘Bunu da atlayayım’ falan demedim. Bir şeye başladımsa, doğru
dürüst yapayım dedim, sansür uygulamadan yazdım. Yazarken de şunu
gördüm ki, ben onun için çok şey yapmışım. Yani annesinin,
babasının yapmayacağı şeyler yapmışım...
O derken, Tarkan yani...
Tarık için... Yemezler Sema!
Bu kadar şeyi yazan insan, adını da yazar...
Mahkemeyle falan uğraşmak istemem böyle şeylerle. Yoksa korkum
olduğundan falan değil. Bunlarla uğraşacak vaktim yok.
Tarkan arayıp seninle konuşursa ya da kitabın dağıtımını
falan durdurursa...
Bu saatten sonra bir şey yapamaz, imkansız. Sadece kitabımın
korsanını almasın. Yoksa ben de onun kasetinin korsanını alırım!
Yere düşüp ayağımı burkarsam millet ondan bilir. Hatta benim
sağlığım için dua etsin. Başıma yıldırım falan düşmesin.
Belli ki bu kitap çok ortalığı karıştıracak...
Bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var, Tarkan’ın kasetinden çok
daha fazla satacağı.
O şirketi kurmak için para kazanacağına inanıyorsun
yani...
Ucundan, kıyısından başlarım en azından. Ben her şekilde para
kazanırım. Ama şöyle de bir durum var, artık bazı şeyleri
İstanbul’da yapamam.
Neden?
Satmaz falan, benim hiçbir zaman imza günüm olamaz...
Korkuyor musun?
Hayır korkmuyorum, o kadar güçlü değil daha...
Röportaj: Sema DENKER / HÜRRİYET