Türk medyası din cahili
Abone olZaman Gazetesi'nin dün yayınladığı ‘Dinle ilgili haberler medya mutfağında bozuluyor’ başlıklı haber, usta yazar ve gazeteciler arasında yankı buldu
Medyanın önemli isimleri, dinî konularla ilgili hataları
‘literatüre hakim eleman bulunmaması’na bağlıyor. Sabah
Gazetesi’nin eski yayın yönetmeni Ergun Babahan, muhabirden editöre
kadar bütün kadrolarda ‘bilgisizlik ve eğitimsizlik sorunu’
yaşandığını vurguluyor.
Milliyet Gazetesi’nin ombudsmanı Derya Sazak, TV ve gazetelerin
daha hassas davranmasını istiyor. Yeni Şafak Gazetesi Yayın
Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, medyanın din alanında uzman kişiler
çalıştırmasının önemine dikkat çekiyor. Basının kendisine çeki
düzen vermesi gerektiğini kaydeden Karaalioğlu, hemen her olayda
bilgisizlikten kaynaklanan yanlışlar görüldüğünü söylüyor.
Editörlük yaptığı dönemde art niyetli bir müdahale görmediğini;
ancak cehaletle çok karşılaştığını belirten Sabah Gazetesi yazarı
Emre Aköz ise çarpıcı bir tespitte bulunuyor: “Medya olarak
yüzümüzü hep Batı’ya döndük. İngilizce bilen adamlar aradık; ama
İslamiyet konusunda bilgisi olan muhabir aramadık.”
İlahiyatçıların, medyanın dinî konuları haberleştirirken
düştükleri hataları eleştirmesini haklı bulan yayın yönetmenleri,
"Her alanda uzman muhabir arıyoruz. Ama dinî alanda aynı
hassasiyeti göstermiyoruz." özeleştirisini yaptı. Muhabirden
başlayarak yazı işleri ekibine kadar dinî alanda bilgi eksikliği
bulunduğuna dikkat çeken Ergun Babahan, "Türkiye'de, bu işlere
müdahale edebilecek, yanlışları düzeltebilecek, din muhabirliği
kurumu yok. Bunun sonucunda dinî açıdan kitleleri rahatsız
edebilecek içerikte anlayışlar hakim olabiliyor." dedi. Yetişmiş
kadroların genellikle bu konularda ehil olmadığına vurgu yapan
Babahan, "Gerek eğitim sistemi, gerekse geniş aile yapısından
çekirdek aile yapısına dönülmesi bunu etkiledi." tespitinde
bulundu. Babahan, "Dine bir müdahale var mı?" sorusuna ise, "Dinin
nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin yorumlar fazla tabii. İnancın
nasıl yerine getirilmesi konusunda bir dayatma var. Bir kesim
laiklik anlayışı var, bu zaman zaman dayatılmak isteniyor. Üstelik
bunu yapanlar dinin gereklerini çok iyi bilmeyen kişiler de
olabiliyor. İdeoloji karışıyor, bilgisizlik karışıyor, çorba gibi
bir tablo çıkıyor ortaya." şeklinde cevap verdi.
1999-2002 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde iki yıl editörlük
yapan Emre Aköz de gazetenin mutfağında art niyetli bir müdahaleye
şahit olmadığını söyledi. "Fakat cehalet çok gördüm. Ben diyorum ki
biz medya olarak yüzümüzü hep Batı'ya döndük. İngilizce bilen
adamlar aradık; ama aynı şekilde İslam konusunda bilgisi olan
muhabirler aramadık. Burnumuzun dibinde Ortadoğu var; ama Arapça
bilen elemanımız yok." diyen Aköz, "İslamiyet konusunda da bilgisi
olan en az bir kişi olmalı. İlahiyat mezunlarını gazetemizde
çalışmaya davet eden bir yazı yazdım. Ancak ne böyle bir talep oldu
ne de gazetemize başvuru yapan." şeklinde konuştu.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Türk
medyasında; Danimarka'daki kadar olmasa da önemli hatalar
yaşandığına dikkat çekti. "Medya yöneticileri de muhabirleri de
İslâm konusunda bilgisiz. Sıradan bilgilere bile sahip değil. Büyük
cehalet var." diyen Karaalioğlu, yöneticilerin dinî konularda
asgari düzeyde bilgi sahibi olması veya bilgili isimleri
çalıştırmaları gerektiğini söyledi.
Dinî konulara, Avrupa medyasında olduğu gibi Türk medyasında da
önyargı bulunduğunu ifade eden Karaalioğlu, "Bilgisizlik Avrupa
basını için bir noktaya kadar bağışlanabilir; ama Türk medyasında
bu kabul edilemez." diye konuştu. Karaalioğlu, gazete olarak dinî
içerikli haberler hazırlanırken hassasiyet gösterdiklerini,
haberlerin bilgisine güvendikleri insanların elinden geçtiğini
kaydetti.
Dinî konular işlenirken her dinin kutsal değerlerine saygı
duyulması gerektiğinin altını çizen Milliyet Gazetesi Ombudsmanı
Derya Sazak, Danimarka ve Norveç gibi Avrupa ülkelerinin
gazetelerinde yayınlanan ve Müslümanların tepkisine neden olan Hz.
Muhammed karikatürlerine atıfta bulunarak, "Önce dine saygı duymak
gerekiyor. Yayınlarla inanan insanlar incitilmemeli." çağrısında
bulundu. Medyada her alanda olduğu gibi yanlışa düşülmemesi için
din alanında da uzman kimselerin bulunması gerektiğini belirten
Sazak, "Dinî konular işlenirken magazin boyutuna girerek, reyting
kaygısı ile birtakım haber kaynakları yerine, değerli
ilahiyatçılara başvurmak gerekir." dedi. Milliyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ise tereddüde düştükleri konularda
ilahiyat profesörlerine danıştıklarını dile getirdi.
Ergun Babahan: Din muhabirliği olmalı
Türkiye'de, yanlışları düzeltebilecek, din muhabirliği kurumu yok.
Bunun sonucunda da dinî açıdan kitleleri rahatsız edebilecek
içerikte anlayışlar hakim olabiliyor. Yetişmiş kadrolar bu konuda
ehil değil.
Emre Aköz: Arapça bilen elemanımız yok
Medya olarak yüzümüzü hep Batı'ya döndük. İngilizce bilen adamlar
aradık; ama İslam konusunda bilgili muhabirler aramadık. Burnumuzun
dibinde Ortadoğu var; ama Arapça bilen elemanımız yok.
Mustafa Karaalioğlu: Türk medyası din cahili
Dinî konularla ilgili haberlerde biz gazete olarak çok hassasız.
Ama Türk medyası, medya yöneticileri ve muhabirleri İslâm konusunda
bilgisiz. Sıradan bilgilere bile sahip değiliz. Büyük cehalet
var.
Derya Sazak: İlahiyatçı görüşüne başvurulmalı
Dine saygı duyulmalı ve inananlar kesinlikle incitilmemeli. Dinî
konular işlenirken de magazin boyutuna girerek, reyting kaygısı ile
birtakım haber kaynakları yerine, değerli ilahiyatçıların görüşüne
yer verilmeli.
Haber : Mükremin Albayrak - Ahmet Dönmez
Kaynak: