Meclis'i karıştıran yazı
Abone olHürriyet'in tepe ismi Ertuğrul Özkök, Meclis'te 264 ABD ajanı bulunduğunu öne sürdü. Ajanları teşhir eden Özkök, Genelkurmay Başkanı'nı da listeye dahil etti.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Meclis'te 264 ABD ajanı
bulunduğunu öne sürdü. Bunların isimlerini de veren Özkök, hızını
alamadı, "Aralarında Genelkurmay Başkanı da var" dedi. İşte
Özkök'ün şok eden yazısı... TBMM’de 264 Amerikan ajanı ‘Türkiye
Büyük Millet Meclisi çatısı altında 264 Amerikan üniformalı
milletvekili var.’ Yanlış işitmediniz. Milletvekillerimizin tam
264’ü ‘Amerika’nın hizmetindeki üniformalılardır’. İsim vermemi,
Meclis çatısı altındaki ‘kendini Türk zanneden’ bu Amerikan
üniformalıları teşhir etmemi mi istiyorsunuz? Hiç çekinmeden teşhir
de edeyim. Amerikan üniformalı bu TBMM mensupları arasında o sırada
henüz milletvekili olmayan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül ve AKP’nin önde gelen bütün yöneticileri var.
Genelkurmay Başkanı da Amerikan üniforması taşıyan bir zattır.
Biliyorum şaşırdınız. Hangi gafil, milletvekillerimize, Genelkurmay
Başkanı’na bu iftirayı atabilir diye soranınız var. Hemen
söyleyeyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent
Arınç. * * * Arınç geçen pazar günü Gaziantep AKP merkezinde
yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Irak politikasını eleştiren
gazeteciler için şunu söylüyor: ‘Bakmayın öyle birkaç gazetenin,
birkaç köşesindeki kalemşorlara. Onlar Amerikan üniforması giymiş,
kendini Türk zanneden insanlardır. Biz bu ülkede tarihimizle,
milletimizle ne yaptığımızı, neyi hedeflediğimizi, kimlerle dost
olduğumuzu çok iyi biliyoruz... Bu yüzden verilen karar (1 Mart
tezkeresi) ve hükümetin o günden bu yana takip ettiği politika,
alkışlanacak bir politikadır.’ Söyleyin bu sözler ne anlama
geliyor? Meclisimizin 1 Mart 2003 günü aldığı karar doğrudur. Bunu
eleştirenler de ‘kendini Türk zanneden Amerikan üniforması giymiş
insanlardır’. * * * TBMM’nin 1 Mart’ta Türk askerinin Irak’a
girmesi yolundaki tezkereyi oyladığı gün çıkan sonuç şuydu: 264
milletvekili ‘Evet’ oyu kullanmıştı. ‘Hayır’ diyenlerin sayısı ise
250’de kalmıştı. ‘Hayır’ diyenlerin 179’u CHP’den, diğerleri ise
muhalif partilerdendi. AKP’li ‘Hayır’cıların sayısı sadece 71’di.
Kısaca, çoğunluk ‘Evet’ dediği halde, tezkere tüzük gereği
reddedilmişti. Ayrıca asker gönderilmesine izin veren ancak henüz
kullanılmayan ikinci tezkereye Meclis’te 358 milletvekili ‘Evet’
oyu vermişti. Demek ki bu Meclis’in çoğunluğu, AKP’nin ise ezici
çoğunluğu 1 Mart tezkeresinin lehinde oy kullanan ‘Amerikan
üniformalılarmış’. Peki bu insanlar, o gün parti başkanlarının
zoruyla mı ‘Evet’ demişlerdi? Bunu da söyleyemezler. Çünkü AKP o
gün grup kararı almamış, milletvekillerini serbest bırakmıştı. * *
* TBMM Başkanı’nın bu konuşması neresinden baksanız vahimdir. Bu
zihniyette bir insanın, Türkiye Cumhuriyeti’nin böylesine tarihi
bir oturumunu tarafsız yönetebileceğine inanıyor musunuz? Ama daha
vahimi var. Arınç bu konuşmayı yaparken bir yandan da 301’inci
maddeye karşı eleştirilerini dile getiriyor. Yani güya düşünce
özgürlüğünü savunuyor. Sevsinler bu özgürlük anlayışını. Hükümetin
Irak politikasını destekleyenlere özgürlük, eleştirenlere ise
‘ihanet yolları’. Benim kafamdakiler için özgürlük; ama benim gibi
düşünmeyeler için ‘Amerikan uşaklığı’, ‘hainlik’ suçlamaları. Ben
buradan açıklıkla bir kere daha ifade ediyorum. 1 Mart
Tezkeresi’nin kabulü yönünde yazılar yazdım. Hálá da ret kararının
yanlış olduğunu düşünüyorum. Kuzey Irak’ta olup bitenleri görünce,
bu inancım daha da artıyor. Ama ne kendi düşüncemi bugünden tek ve
hakiki doğru olarak kabul ediyorum, ne de benim gibi düşünenleri
‘Amerikan üniforması giymiş’ insanlar olarak görüyorum. Benim
millet duygum ve vatanseverliğim, onun cemaat sevgisinden daha az
güçlü değildir. * * * Böyle bir yazı yazdığım için TBMM’nin
üyelerinden özür diliyorum. Ama o gün Meclis’te 1 Mart
Tezkeresi’nin geçmesi yolunda oy kullanan insanların da en az benim
kadar bu sözlere üzülmesi gerektiğini düşünüyorum. Her defasında
belagat şehvetine kapılıp ağızlarına geleni söylüyorlarsa,
birisinin çıkıp onlara ayna tutması gerekmez mi? Ben de sadece bunu
yapıyorum. Yazı: Ertuğrul Özkök Kaynak: www.hurriyet.com.tr