Erdoğan'a Mahsunili cevap!
Abone olCHP Lideri Deniz Baykal, Sosyalist Enternasyonal Toplantısı'na katılmak üzere Yunanistan'ın başkenti Atina'ya giderken Başbakan Erdoğan'ı topa tuttu!
CHP Lideri Deniz Baykal, Sosyalist Enternasyonal Toplantısı'na
katılmak üzere Yunanistan'ın başkenti Atina'ya gitti. Hareketinden
önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda gündeme ilişkin
açıklamalarda bulunan Baykal, "Bütün mal varlıkları, servet
beyanları, milletvekillerinin, hükümet üyelerinin, parti genel
başkanlarının mal varlıkları derhal kamuoyuna açıklanmalıdır" dedi.
Atina'daki toplantıda, Sosyalist Enternasyonal'in başkanının
seçileceğini, bu göreve de büyük bir olasılıkla Yunanistan eski
Başbakanı ve PASOK Genel Başkanı Papandreu'nun getirileceğini
söyledi. Türkiye'de, siyasal tartışmaların yoğunlaştığı, siyasi
atmosferin ısındığı, siyasi gerginliklerin ön plana çıktığı bir
dönem yaşandığını iddia eden Baykal, 2006 yılının hareketli bir yıl
olacağını ifade ederek, ''Daha 2006 yılının başlangıcında
birdenbire sanki gerçekten bu sene seçim yapılacakmış gibi bir
atmosfer şekillenmeye başladı. Bu tabii Türkiye'de siyasetin,
iktidarın bir genel hesap verme ihtiyacının ne kadar yoğun biçimde
ortaya çıktığını gösteriyor'' diye konuştu. Tartışmaların bir
boyutunu Cumhurbaşkanlığı seçiminin oluşturduğunu ifade eden
Baykal, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu konuda sayın Başbakan'ın
ciddi bir tedirginlik içine girdiğini, gerginleştiğini,
asabileştiğini görüyoruz. Söylemek istenen şey çok açıktır,
parlamentonun elbette yetkisi vardır. Parlamento dönemini bir 5.
yıla taşımak, Anayasa açısından imkansız değildir. Ama 4 yılda bir
seçim yapılması genel kuraldır. Bütün dünyada da yaygın uygulama
budur. Türkiye'nin bugüne kadar daima 4 yılda bir seçim yaptığı
açıktır. Bu defa 2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi var diye, 4
yılda bir yapılması gereken parlamento seçimini 1 yıl daha geriye
bırakma çabası, hem Cumhurbaşkanı seçimi, hem ülkede siyasi
tartışmaları, gerginlikleri artırması, istikrarsızlığı teşvik
etmesi açısından sakıncalı olacaktır. Hele iktidar çeşitli
uygulamalarını gördüğümüz bir zihniyeti, bir anlayışı
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de sergileyecek olursa. Yani Futbol
Federasyonu seçimlerinde kendisini gösteren, TSK seçiminde,
Kızılay'dan YÖK ilişkilerine kadar, TÜBİTAK'a kadar kendisini
gösteren bir işgal, istila ve hükmetme anlayışını, Cumhurbaşkanlığı
seçimine de taşıyacak olursa Türkiye o seçimden sonra büyük
sıkıntılara sürüklenir. Bunun ekonomiye, siyasete olumsuz yansıması
olur. Biz de bunu anlatıyoruz.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın
sürpriz bir kararla, Cumhurbaşkanı seçimi ile istediğini elde
edeceği bir ortam oluşturmaya çalıştığını iddia ederek, ''Bu çok
ciddi şekilde sıkıntı doğuruyor. Biz de buna karşı uyarı görevimizi
yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz'' dedi. "KAMUOYUNUN BEKLEYİŞİ
ORTADA" CHP Lideri Baykal, ''yolsuzluklar'' konusunun
tartışıldığını belirterek, bu konunun, Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan'ın, CHP ve kendisine yönelik iddiaları sebebiyle ortaya
çıktığını öne sürdü. Baykal, Maliye Bakanı Unakıtan'ın, kendisi ve
CHP'nin mal varlığı ve banka hesaplarıyla ilgili olarak, ''gerçekle
ilgisi olmayan, haksız, yanlış, çarpık ve yasalara aykırı
açıklamalar'' yaptığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben gerekli açıklamaları yaptım ve Başbakan'ı kendi mal varlığını
açıklamaya çağırdım. Başbakan'ın, benim ve Maliye Bakanı'nın mali
durumumuzu, konumumuzu, en son şekliyle ve oraya gelinceye kadar
geçirdiği aşamalarla, son 10 yıl içindeki durumu ayrıntılarıyla
açıklamaya çağırdım. Bu, kamuoyunda büyük ilgi gördü. Şimdi bu
tablo karşısında Sayın Başbakan kendisini sıkışmış hissediyor.
Kamuoyunun bekleyişi ortada. Başbakan'ın ve Unakıtan'ın kendi hesap
durumlarını, kamuoyuna güvenilir şekilde açıklamalalıdırlar.
Bizimkini de, kendilerininkini de açıklasınlar. Bu konuda yasal
engel var diye düşünüyorlarsa. CHP milletvekilleri olarak
arkadaşlarımız, derhal önümüzdeki hafta parlamentoya mal
varlıklarının kamuya açıklanmasını öngören bir yasa önerisi
yapacaklardır. Bütün mal varlıkları, servet beyanları,
milletvekillerinin, hükümet üyelerinin, parti genel başkanlarının
mal varlıkları derhal kamuoyuna açıklanmalıdır. Bunu yasayla
halletmeye hazırız.'' Başbakan Erdoğan'ın bu tablo karşısında ne
yapacağını bilemez bir durumda olduğunu iddia eden Baykal, ''Açmaz
içinde, köşeye sıkışmış durumda. Bir yandan ben de gerekli
açıklamaları yapacağım diye, önümüzdeki Salı için randevu verdi.
Öte yandan açıklamayı yapmasının yol açabileceği sonuçlarla ilgili
tereddüde düştü. Dün söylediği sözü bugün geri almak durumunda
kaldı. Başbakan sözünün arkasında duramadı. Salı günü özel mali
durumunu açıklayacağına yönelik yaptığı açıklamayı, bugün düzeltme
ihtiyacı içine girdi. Bu çok üzüntü verici bir tablodur'' diye
konuştu. "HEPİMİZ SALI GÜNÜNÜ BEKLEYECEĞİZ" Baykal, demokrasilerde
bir iktidar için en büyük sorunun ''kamuoyundan gizlenme
ihtiyacının ortaya çıkması'' olduğunu belirterek, ''Eğer
demokrasilerde iktidar halktan saklanma, kaçınma, gerçekleri
halktan gizleme ihtiyacı içine girmişse, artık o iktidar
etkinliğini kaybetmiş demektir. Bugün Türkiye'de karşı karşıya
bulunduğumuz manzara budur. Çok acı, üzüntü verici bir tablodur''
dedi. Başbakan Erdoğan'ın, bu konuları tartışırken ''Makaram sarı
bağlar, kız söyler gelin ağlar'' türküsünü söylediğini iddia eden
Baykal, sözlerine şöyle devam etti: ''Başbakan'ın makarası sarı mı,
yeşil mi bağlar bilmiyorum. Eğer başbakan kendine güveniyorsa,
makarasının sarı mı, yeşil mi bağladığını, küpünün dolup
dolmad'lur. Biz de bunu anlatıyoruz.'' Baykal, Başbakan
Erdoğan'ığını hep birlikte ortaya koyabiliriz. Gelsin kendi mal
varlığını, bütün siyasi parti genel başkanlarının mal varlığını,
kamunun yetkili organlarının yaptığı araştırmalara dayalı olarak
resmen kamuoyuna açıklayalım. Bunda hiçbir sakınca yok. Başbakan'ı
ben türkü söylemeyi bırakıp konunun gereğini yapmaya çağırıyorum.
Derhal o Maliye Bakanı görevinden ayrılmalıdır. Başbakan,
istifasını sağlamalıdır. O Maliye Bakanı orada devam edemez.
Başbakan'ın gücü de onu orada tutmaya yetmeyecektir. Bir süre daha
belki dayanacaktır, direnecektir. Bunu sürdürmesi mümkün
değildir.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın türküsüne karşılık
kendisinin de türkü söyleyeceğini belirterek, ''Mahsuni türküsünü
hatırlatayım sayın Başbakan'a; 'Yoksulun sırtına vuran vurana/Bunu
gören yürek nasıl dayana/ Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana/ Bilmem
bunu söylesem mi, söylemesem mi.' Başbakan'ın sarı bağlama
türküsüne, Mahsuni'den Türkiye gerçeğini yansıtan bu türküyü
hatırlatarak cevap vermek istiyorum. Hepimiz Salı gününü
bekleyeceğiz. Başbakan konuşabilecek mi, konuşamayacak mı?
Gerçekleri söyleyecek mi, söyleyemeyecek mi? Kendi söyledi kendi
şaştı. Başbakan önce söyledi, sonra değiştirdi. Karakolda doğru
söyledi, mahkemede şaştı. Salı akşamı Türkiye'ye döneceğim'' dedi.
CHP Lideri Baykal, açıklamalarının ardından Atina'ya hareket
etti.