Mortgage'ın can alıcı ayrıntıları
Abone olMortage sistemi 2006'da hayata geçiyor. Kimler bu hizmetten yararlanabilecek?Tüketicilere kaç ay taksit ödememe süresi verildi? Peki ya ödenemezse ne olacak?
2006 yılının ilk yarısında başlayacak olan mortgage sisteminde
taksitlerini aksatanlara üç ay süre verilecek. Tüketicinin üçüncü
ay sonunda da taksitini ödememesi halinde banka, ipotek ettiği evi
satma hakkına sahip olacak. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener, CNN TÜRK'te ekonomi muhabiri Didem Tümer'in
sorularını yanıtladı ve mortgage sistemi ile ilgili önemli
açıklamalarda bulundu. Şener açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Sistem 2006 yılının ilk yarısında uygulamaya girecek Vade ve
faizler piyasada belirlenecek Sabit faiz ve değişken faizli kredi
imkanları sunulacak Sistemden imarlı binalar yararlanacak Proje ve
inşaat safhasındaki konutlar da mortgage'e dahil olacak Sistemde,
gayrimenkulle ilgili yaş, semt, kredi vadesi gibi sınırlamalar
olmayacak Sisteme belli bir peşin para ile girilebilecek Üç ay
kredi taksitini ödeyemeyenin evini banka satma hakkına sahip olacak
Bankalar sözleşme yapmadan önce müşteriye bilgi formu verecek
Borcunun kalanını kapatmak isteyenler anapara artı yüzde 2 faiz
ödeyecek 2006'nın ilk yarısında hazır Mortgage ile ilgili uzun
süredir çalıştıklarını anlatan Bakan Şener, diğer ülkelerdeki
deneyimleri de incelediklerini ve sonunda orta yasal bir düzenleme
metninin çıktığını söyledi. Bu tasarının Kabine'de imzaya
açıldığını ve imzaların tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden
Şener, şöyle devam etti: "Bir-iki imza kaldı. Bunun arkasından
Meclis'e gelecek. Sistem 2006 yılında uygulamaya girebilecektir.
Tüketiciler kredileri 2006 yılının ilk yarısında kullanmaya
başlayacaklar." Faiz seçenekleri Hazırlanan tasarıya göre
tüketicilere sabit faiz ve değişken faiz olmak üzere iki seçenek
sunuluyor. Sabit faizi seçen tüketiciler ilk taksitte ne ödüyorsa,
vade sonunda da aynı taksiti ödeyecek. Dolayısıyla aradaki
dalgalanmalardan etkilenmeyecek. Değişken faizde ise kredi faiz
oranlarının dalgalanması belli aralıkları geçerse, banka da faizini
buna göre ayarlayacak. Bu seçenek kredi verenin risk yönetimini
kolaylaştıracağı için daha uzun vade ve daha düşük faiz oranı
seçenekleri sunabilecekler. Sistem nasıl işleyecek Sistemin
işleyişi ile ilgili de bilgi veren Şener, süreci şöyle anlattı:
"Vatandaş önce evi bulacak. Ama beğendiği evin imara uygun bir bina
olması gerekiyor. Ardından pazarlığını yapacak satıcı ile. Sonra da
bankaya gidip evi satın almak için kendisine gereken parayı
bankadan talep edecek. Banka da gerekli araştırmayı yapacak ve
bunun karşılığında uygun bulursa tüketiciye krediyi verecek."
Mortgage'de vadenin uzun olacağını ancak kendilerinin bunu kanuna
yazmayacaklarının altını çizen Şener, faiz oranlarının yanında vade
sürelerinin de piyasa tarafından belirleneceğini kaydetti. Şener,
mortgage sisteminden düzenli gelir sahibi olan herkesin
yararlanabileceğini belirtti. Peşinatı olmayana kredi yok
Mortgage'e dahil olmak için bir miktar peşinat gerektiğini de
vurgulayan Şener, hiç peşinatı olmayanların sistemden
yararlanamayacağını dile getirdi. Şener, peşinat tutarının da
piyasada oluşacağını ve mevzuatta belirlenmeyeceğini bildirdi.
Şener, sistemin hiç parası olmayanlara bir yararı olmayacağı
şeklindeki eleştirileri de şöyle yanıtladı: "Sistem biraz parası
olan ama bu parası ev almaya yetmeyenlere uygun olacak. Hiç
birikimi olmayan birisi sistemden yararlanamayacak. Ancak
Türkiye'de genelde ailelerin küçük tasarrufları vardır ama bunlar
yetmez ev almaya. Parası almayanların da borç alabilecekleri
yakınları vardır. Dolayısıyla ev almak isteyenlerin peşinatla
ilgili gereksinimleri de karşılayacağını düşünüyorum." Üç ay sonra
banka evi satacak Mortgage'de bankanın teminatının tüketicinin
aldığı evin kendisi olduğunu aktaran Şener, ödemelerini aksatanlar
ile ilgili ne tür yaptırımlar olacağı sorunu şöyle yanıtladı:
"Diyelim ki 20 yıl vadeli kredi aldınız ama 10'uncu yılda bir
taksit ödeyemediniz. Birşey olmaz bundan. İkinciyi de ödeyemediniz.
Banka bir ay süre verir bu durumda, ödeyemediklerinizi ödeyin diye.
Dolayısıyla tolerans üç aydır. Eğer üçüncü ay sonunda da
ödeyemezseniz, banka üzerinde ipotek bulunan evi satarak alacağı
tahsil eder." Şener satıştan gelen paradan bankanın alacağını
mahsup edeceğini, gerisini de krediyi ödeyemeyen müşteriye
vereceğini ifade etti. Menkul kıymetler borsada işlem görecek Kredi
verecek kuruluşların kendi finansmanları ile ilgili de bilgi veren
Şener, mortgage'e dayalı menkul kıymet çıkartılacağını ve bunların
borsada işlem göreceğini kaydetti. Şener, şöyle devam etti:
"Böylece banka finansmanını da sağlayacak. Verilen kredi borsaya
arzediliyor ve geri dönüş sağlıyor. Yoksa üç ay mevduatla 20 yıllık
krediyi veremez. Şu anki sistem ise, yurtdışından bulunan
kredilerinin konut kredisine dönüştürülmesidir." Şener, verilen üç
aylık sürenin yeterli olup olmadığı yönündeki soruyu da "Artık
herkes ekonomik rasyonaliteye uygun hareket etmeyi öğrenecek.
Herkes bütçesine göre hesabını yapacak." diye cevapladı. Müşteriye
yazılı bilgi verme zorunluluğu Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek
ve müşterilerin ekonomik rasyonaliteye uygun davranmalarını
sağlamak için hazırlanan taslağa 'bilgi formu zorunluluğu'
maddesini eklediklerini anlatan Şener, konuyla ilgili şu
değerlendirmeyi yaptı: "Bankalar sözleşme yapmadan önce müşteriye
bilgi formu verecek. Bu formda faiz oranları ve ödeme tabloları ile
ilgili ayrıntılı bilgiler olacak. Böylece yanlış anlama
söylemlerinin önüne geçilecek, ayrıca tüketicilerin ekonomik
rasyonaliteye uygun davranmasını sağlamak için yol gösterilecek."
Peşin ödeyene yüzde 2 komisyon Bankalara olan taksitlerini bir süre
ödedikten sonra geri kalanı peşin olarak kapatmak isteyenlerin de
bu imkandan yararalanabileceklerini kaydeden Şener, konu hakkında
şunları söyledi: "20 yıl vadeli kredide 10'uncu yılda tüketicinin
eline toplu para geçti diyelim.O zaman tüketici kalan anaparası ile
birlikte bu paranın bir de yüzde 2'sini komisyon olarak ödeyerek
sistemden çıkabiliyor." Tasarıda hayat sigortası zorunluluğunun
olmadığını belirten Şener, ancak uygulama sırasında
öngörülebileceğini belirtti.