Erdoğan TÜSİAD'a gürledi
Abone olTUSİAD'ın rektör Aşkın davasına ilişkin yorumları Başbakan Erdoğan'ı fena kızdırdı. Erdoğan konuştuğu masada bulunan Anayasa kitapçığını eline aldı ve şunları söyledi:
Başbakan Erdoğan TOBB Yönetim Kurulu toplantısından sonra
yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, ''TÜSİAD'ın dün yapılan Yüksek İstişare
Kurulu toplantısında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve
işadamlarının seçim barajlarının indirilmesi konusunda önerileri
oldu. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Seçim barajı bizim iktidarımız zamanında indirilmemiştir. 1987
yılında indirilmiştir. Bunu indirme talebinde olanlara şunu
hatırlatmak istiyorum; 1987 yılından bu yana bu talebi neden
gündeme getirmediniz? Eğer bu çok faziletli, çok faydalı bir iş ise
bugüne kadar bunu neden konuşmadınız da Türkiye'nin tam istikrarı
yakaladığı bir dönemde bunu gündeme getiriyorsunuz? Şu anda bizim
iktidarımızın bugün için seçim barajını indirmek gibi bir gündemi
yoktur. Biz, AK Parti olarak mevcut barajla seçime gitmek
istiyoruz. Biz sıfırdan kurulan bir parti olarak bu barajı aştık.
CHP de aştı. Türkiye'nin yakın siyasi tarihine baktığımızda
koalisyonlar dönemi Türkiye için hep gerileme dönemi olmuştur. Tek
partili iktidarların olduğu dönemlerin ise hep çıkış dönemi
olduğunu görüyoruz. Türkiye'ye yeni bir koalisyonlar dönemine itme
yanlışına düşmek istemiyoruz. Bunun için de böyle bir düşünce
içerisinde değiliz. Türkiye'nin istikrara özellikle ihtiyacı var.
Bu istikrarı, dar çerçeve içerisinde siyaseti değerlendirme
suretiyle kurban edemeyiz. Ülkemizin şu anki menfaati mevcut
durumdadır. Mevcut durumu koruyarak da geleceğe yürüyeceğiz.''
-''SUÇ İŞLENMİŞTİR''- Başbakan Erdoğan, bir diğer gazetecinin
''İstikrar adına seçim barajının indirilmesini istemediğini
söylediniz. Peki bu noktada istikrara ihtiyacı olan iş çevresinden
böyle bir talebin gelmesini nasıl karşılıyorsunuz?'' sorusuna şu
yanıtı verdi: ''Şu anda istikrara ihtiyacı olduğunu söylediğiniz iş
çevresi, istikrarı bizim dönemimizde yakaladı. Fakat şu anda
yakaladıkları için farklı bir havanın içerisine girmelerini ben de
anlamakta zorlanıyorum. Bunu daha önce aynı iş çevresi niye
söylemedi? TÜSİAD bugün mü var? 1987'den bugüne niçin bunu gündeme
getirmedi? Şimdi bunu gündeme getiriyor. Niye bunu o zaman
söylemedi? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Gündeme getirilen bazı
konular var ki bunlar bizi ayrıca üzüyor. TÜSİAD bir sanayici ve
işadamları derneğidir. Sanayici ve işadamları derneği, kendi ilgi
alanları içerisinde değerlendirmelerini yaparak ülke için çok daha
faydalı olur. Yani biz isterizki ekonomik alanlarda ne gibi bir
eksiği var hükümetin, bu konularda bizi eleştirsin, biz bunlardan
istifade edelim. Ama kalkıp da yargılama sürecine Anayasa'yı
çiğnemek suretiyle oradan müdahale ederseniz, bu yanlış olur ve
bunu söylemeye TÜSİAD İstişare Konseyi Başkanı'nın hakkı yok. Bu
çok ciddi bir yanlıştır. Ben bunları söylemek istemezdim ama
söylemek zorunda bırakıyorlar.'' Erdoğan, önündeki masada bulunan
Anayasa kitapçığını basın mensuplarına göstererek, Anayasa'nın 133.
maddesini hatırlattı. Bu maddede hiçbir organın makam, mevki ya da
kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere,
emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı
hükmünün yer aldığını belirten Erdoğan, ''Bu bir suçtur ve bu suç
işlenmiştir. Bunu TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı söylediği
gibi başkaları da söylüyor. Anamuhalefet partisi aynı suçu
işlemiştir. Başka kuruluşlar da aynı suçu işledi. Bunun hakkında da
devreye girilmesi lazım. Bunun da adımlarının atılması lazım. Bu
bir anayasa suçudur'' dedi. -''SÖYLEDİĞİM SÖZLERİN ARKASINDAYIM''-
Sanal gündemlerle ülkenin meşgul edilmemesi gerektiğini vurgulayan
Erdoğan, kalkınma, birbirimizi sevme ve dayanışma konuları üzerinde
durdu. Başbakan Erdoğan, ''Hafta sonu Ege'de yaptığınız konuşma
tartışıldı. Gerçi sözcünüz birşeyler söyledi ama siz debir şey
söyleyecek misiniz, bir yanlış anlaşılma mı var?'' sorusuna da,
şöyle karşılık verdi: ''Sözcüm birşeyler söylemedi ki doğruyu
söyledi. Yanlış anlaşılmanın ötesinde, yanlış anlaşılmak isteniyor.
Ben ne söylediysem herkes onu değerlendirsin. İstediği yere çekmek
isteyenler varsa çeksinler. Şu anki kamuoyu araştırmalarına göre
İzmir'de AK Parti olarak ciddi bir manada gelişme içerisindeyiz.
Ben örgütümü on bin kişilik kapalı spor salonunda 27 tane DSİ
tesisinin açılış töreninde motive etmekle görevliyim. İzmir'de
partimiz birinci sıraya çekilmenin motivasyonunu yapıyor.
Söylediğim sözlerin hepsinin arkasındayım. Medyada ve ana muhalefet
liderinin ifade ettiği gibi hiçbir şey yok.'' CHP Lideri Deniz
Baykal'ı da eleştiren Erdoğan, geçtiğimiz Cumartesi günü Konya'da
Mevlana'yı anma törenlerinde yaptığı konuşmada Mevlana'nın 7
öğüdünden söz ettiğini, son olarak da ''Ya göründüğün gibi ol ya da
olduğun gibi görün'' sözünü aktardığını, ancak Baykal'ın bunu
üzerine alındığını söyledi. Erdoğan, ''Ya olduğun gibi görün ya da
göründüğün gibi ol. Şemdinli'de başka Ankara'da başka konuşma.
Konya'da başka Ankara'da başka konuşma. Heryerde aynı konuş'' diye
konuştu. Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından Ege Sanayi
Odası'nın bastırdığı pullar hediye edildi.