Vah Nazlı Ilıcak vah!
Abone olNazlı Ilıcak'la yıllarca aynı yastığa baş koyan Emin Şirin, yeni lideri Mumcu'ya sadakatini eski eşini yerden yere vurarak gösterdi. Şirin, Ilıcak için 'travesti kılıklı" dedi.
Nazlı Ilıcak, Bugün gazetesindeki son yazısında Anavatan lideri
Erkan Mumcu'yu eleştirmişti. Tabii böyle bir fırsat bin yılda bir
geçer Emin Şirin'in eline. Eski eşinin zayıf noktalarını da bildiği
için, geçti bilgisayarın başına, adeta parmaklarını konuşturdu.
İşte Emin Şirin'in Nazlı Ilıcak'la ilgili Haberx.com da yazdığı
yazı:
-Eski eşim Nazlı Ilıcak ile polemiğe girmek istemem. Polemik ustası
Nazlı Hanım da bu konuda hassas davranıyor ve benimle polemiğe
girmiyor. Ancak bugün, Turgay Ciner’in Bugün gazetesinde Nazlı
Hanım'ın yazmış olduğu yazıyı görünce “Vah vah Nazlı Hanım bu hale
mi düşecekti” demekten kendimi alamadım.
Yazının başlığı “Erkan Mumcu’nun gündemde kalma mücadelesi”...
Nazlı Hanım yazıyor:
“Dün, Bugün gazetesinin manşetini okuyunca sarsıldım. Erkan Mumcu,
AK Parti’yi Galataport için bıraktığını söylüyordu” diye yazmış. Ve
bu asparagas üzerine, kendine göre bir mantıkla yazı inşa
etmiş.
Ben, dün sabah Erkan Mumcu’ya Abant’ta, gazeteyi gösteren kişiyim.
Başlığı görür görmez Erkan Mumcu'nun tepesi attı ve “nereden çıktı
bu yalan” dedi. Tepkisi haklıydı. Zira, bir gün önce Bugün Gazetesi
adına, haberin altında imzası bulunan Seda Şimşek röportaj
yaparken, röportajın başından sonuna kadar yanlarındaydım. Erkan
Mumcu, katiyen böyle bir laf etmedi. Seda Şimşek’in teybi de
açıktı…
“Masa başında imal edilmiş yalan bir manşet. Basının, bazı
gazetecilerin, hatta belki bazı patronların 3-4 ayda yüzde 2’den,
yüzde 7’ye çıkan Anavatan’dan ürktüklerinin delili” diye
konuştuk.
Bu arada, Bugün gazetesinin künyesinde Yayın Kurulu Başkanı
pozisyonunda bulunan Nazlı Ilıcak’ın bu hayal ürünü manşetin kimin
tarafından nasıl atıldığını tetkik etmeden (kimbilir belki de
tetkik etmiştir!) yazı yazması da içine düştüğü durumu
gösteriyor.
Gelelim Galataport meselesine. Hadiseyi, ihale akşamı, çıkan
kanunları da takip ettiğim için gündeme getiren benim. Bir Anavatan
Partisi Milletvekili olarak Cuma günü, saat:18:32'de ANKA Ajansı
kanalıyla şu soruları ihtiva eden bir açıklama yaptım:
-Ofer-Global ortaklığı, ihaleye diğer katılanların bilmediği yeni
bir imar planı sözü almış mıdır?
-AKP’nin TBMM kapanmadan evvelki son günlerde bir “baskın” şeklinde
çıkarttığı kanunlarla, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6. maddesine
eklenen c bendi, tam olarak Kutman’ın ilgilendiği Kuşadası Limanı
ile Galataport’u tarif etmekte midir?
-Ofer ve Kutman’la bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş’ın bir toplantısı olmuş mudur?
Sayın Kadir Topbaş’a bu konuda Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
veya Danışmanlarından birinin telkini olmuş mudur?
Gazetelerin hiçbiri nedense, gayet ciddi olan bu sorulara ne yer
verdi; ne de bir cevap geldi. Ama açıklamamdan sonra medya, konunun
üzerine gitti ve AKP iktidarının, Galataport ve Kuşadası başta
olmak üzere bazı özel durumlar için kanun çıkarttığı kamuoyu
tarafından öğrenildi.
Haaa, bu özel kanun meselesini Nazlı Ilıcak çok iyi bilir. Tercüman
ismini gaspettikleri konusundaki davadan kurtulmak için de AKP
kendilerini koruyacak özel bir kanun çıkartmıştı!.
Şimdi Nazlı Ilıcak’a, araştırmacı gazeteci (!) olarak yukarıdaki
sorulara ilaveten üç soru daha sormam icap ediyor:
1- Yayın Kurulunda bulunduğunuz gazete manşetleri imal mi
ediyor?
2- Galataport konusu neden sizi bu kadar ürküttü? İşin takipçileri
arasında yakınlarınız veya tanıdıklarınız mı var?
3- Ve en önemli soru, Ofer'e Galataport'ta kumarhane açabileceğine
dair bir söz verildi mi? Avrupa'nın en büyük kumarhanesini
Selanik'te işleten Ofer, Galataport'ta kumarhane mi yapacak? Bu
konuda kim, ne konuştu? Bu soruyu altını çizerek soruyorum.
"Konuşsun Erkan Mumcu, karnından konuşmasın, bir parti liderini
Bülent Ersoy kimliği ile görmeyi içime sindiremiyorum”
diyorsunuz.
Erkan Mumcu size mutlaka cevabınızı verecektir. Ben de bazı
gazetecilerin, karnından konuşmalarını ve travesti kılığında
dolaşmalarını görmek istemiyorum.
Dedim ya, “vah vah” demekten kendimi alamadım…