Orhan Pamuk sevilmek istiyor!
Abone olCNN Türk'te Tayfun Ertan'ın programına katılan Pamuk, aşırı eleştirilerden rahatsız. Pamuk, medyadan şikayetçi oldu ve ülkesinde sevilmek istediğini belirtti.
Herkes peşindeydi Orhan Pamuk'un.. CNN Türk'ten Tayfun Ertan
herkesi atlattı ve Pamuk'u canlı yayında konuk etti. Pamuk, bir çok
konuda önemli açıklamalar yaparken, herkesin merak ettiği sorulara
cevap verdi: -Ben Türk'üm, ülkemi seviyorum. Şunu istiyorum, bizim
dışımızda bizimle yaşayan insanları alttan almalıyız. Bu benim
düşüncem. Türkiye'de yargılanmaktan aslında rahatsız olmadığını
vurgulayan Pamuk, açılan davalar üzerinde reklam yapılmasından
şikayet etti: -Ben kimseye "size ne" diyemiyorum. Bakın birkaç gün
sonra Almanya'ya gideceğim, ülkemizi sıkıntıya sokmak isteyenler,
mutlaka beni köşeye sıkıştıracaklar. Herkes bu dava ile ilgili
reklam yapıyor. Orhan Pamuk, kendisiyle ilgili açılan davanın
açılmaması için çok alttan aldığını belirtti: -Gereksiz yere bu iş
büyüdü. Ben bu işin büyümesini istemedim. Çünkü kendi özel ve
yalnız hayatıma dönmek istedim. İnsanlar benim üzerimden siyaset
yapıyorlar. Yurt dışındaki demeçlerimin çevire çevire karşıma
konulmasını istemiyorum. Yazarlarımızı hapse tıktık, ezdik,
horladık, demeçleri hoşumuza gitmediğinde ihanetle suçladık. Ben
şunu istiyorum, sevilmek istiyorum. Ben sivri dilli bir kişi
olabilirim ama benim fikrimi değiştiremezsiniz. Bu benim
karekterim, bunu değiştiremezsiniz. Lütfen üstüme varmayın,
söylemediğim şeyleri bana yakıştırmayın. Beni biraz daha rat
bırakın. Bu ülkenin adamıyım, burada yaşıyorum. Yazar Orhan Pamuk,
büyük tartışmalar yaratan ve hakkında dava açılmasına neden olan
"Türkler 1 milyon Ermeni'yi katletti" sözlerinin basına farklı
yansıdığını söyledi. "Ne 'Türkler Ermenileri kesti' dedim, ne 'biz
kestik' dedim, ne de 'soykırım' dedim" diye konuşan Pamuk, terör
örgütü PKK'yı ise "Türk ordusuyla savaşan Kürt gerillalar" olarak
niteledi. CNN TÜRK'te dün Tayfun Ertan'ın sorularını yanıtlayan
Pamuk, Nobel'e aday gösterilmesinden Ermeni soykırımı iddialarıyla
ilgili sözlerine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
'Sözlerim farklı yansıtıldı' Pamuk, Ermenilerle ilgili tepki çeken
sözlerini dile getirdiği röportajdaki ifadelerin farklı
yansıtıldığını anlatarak, oradaki sözlerinin arkasında olduğunu
belirtti. O röportajın talihsiz bir mülakat olduğunu da kaydeden
Pamuk, özetle şunları söyledi: "Bazen ben dilime geleni söylerim,
dedim. '90 yıl önce böyle bir şey oldu' dedim. O konuda uzman
olduğum için değil, maksadım bu tavırların konuşulmasıydı. Hiçbir
zaman 'Biz Türkiye'de bu kadar Ermeni öldürdük', demedim.
'Soykırım' demedim. Ben, Türk kelimesini kullanmadım. Bu bir siyasi
şeye dönüştü." 'Kampanya yürütüldü' "Bu kampanyanın vardığı sonuç
saçma oldu. Bu olayın bu kadar büyümesinde, son derece yoğun
kişisel kıskançlığın da rolü var. Her çok satan kitabımın çıkışında
birtakım insanlar, 'Çok medyatik, çok reklam yapıyor' diyorlar. Bu
kampanyayı da aynı insanlar yürüttü. Bu konular tabu haline
gelmişti. Türkiye'nin önüne, AB için konacak 'tıkaç' olacağını
biliyordum. Hakkımdaki davanın, Türkiye'nin AB yoluna tıkaç
olmasını istemiyordum. Ama aynı zamanda bana bunun haksızlık
olduğunu düşünüyordum. Arada sıkışmıştım. Öyle bir dar sıkışma ki;
'aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık'. Yazarlığa
başladığımda, 'Ben siyasete talip değilim' demiştim. Ancak,
90'ların ortasında ayrılıkçı 'Kürt gerillaları', Türk ordusu ile
savaşıyordu. Bu da, Türk demokrasisini sınırlıyordu. Ben de buna
karşıydım. Buna karşı birtakım şeyler söyledim. Böyle böyle girdim
siyasete. 'Biz Türkler alttan almalıyız' Ben bir Türk'üm. Türkiye
Cumhuriyeti'nin mevcut harita sınırları içinde AB'ye girmesini
isterim. Anadilim Türkçedir. Ama bu ülkede, anadili Türkçe
olmayanlar var. Ve biz Türkler onlara biraz alttan almak
zorundayız. 'Kürt'üm' diyorsa ona dışkı yedirmemeliyiz." 'Nobel
geyiğini takmadım' Pamuk, Nobel ödülleriyle ilgili söylentilerden
rahatsız olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Bu 'Nobel
geyiğinden' hoşlanmadığımı, herkes gibi konuyu gazetelerden takip
ettiğimi söylemeliyim. Kafama taktığım bir şey değil. Son romanımın
başında da sonunda da aşk olacak. Kitap, bir adamın 30 yıl boyunca
bir kadının peşinden gitmesini konu alıyor. 1975'ten günümüze kadar
olan dönemde geçiyor."