MHP'nin Kürt raporu
Abone olMHP lideri Devlet Bahçeli'nin önüne konulan Kürt raporu tüm detaylarıyla inceleniyor. Raporda ilginç değerlendirmeler var. ABD suçlanıyor çözüm önerileri sunuluyor.
Bugün yazarı Emin Pazarcı, Devlet Bahçeli'nin önündeki Kürt Raporu'nun ayrıntılarını okurlarıyla paylaştı. İşte o rapor ve ayrıntıları:
Yazı: Emin Pazarcı
Kaynak: www.bugün.com.tr
-Türkiye, kritik bir dönemeçten geçiyor. Terör örgütü PKK, strateji değiştirdi. Yeni metotlarla, Türkiye'yi sıkıntıya sokmaya devam ediyor. İşte bu gelişmelerin ışığında MHP de geniş bir araştırma yaptı. Kurmayları tarafından hazırlanan "Kürt Raporu" Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye sunuldu. MHP'nin raporunda son derece ilginç değerlendirmeler var... Özellikle ABD alabildiğine suçlanıyor. Türkiye'deki Kürtler, ABD'nin "Genel Kürt Stratejisinin" bir parçası olarak gösteriliyor. Terör örgütü PKK'yı himaye ettiği görüşüne yer veriliyor.
***
Bahçeli'yi sunulan rapora göre, ABD, PKK'dan beklentiler içinde. Raporda bu yöndeki tespitler peş peşe sıralanıyor:
* Türkiye'deki Kürtler, ABD'nin genel Kürt stratejisinin bir parçasıdır. Muhtemelen bu yüzyılın yarısında Türkiye'yi de kapsayacak Birleşik Kürt Devleti'nin taşları döşenmektedir.
* PKK'yı, AB yörüngesinden çıkararak, kendi yörüngesine oturtmak istemektedir. Bu nedenle, ileride belki resmi muhatap olacağı bu örgütün tarihinde ona karşı operasyon yapmış devlet görüntüsünden kaçınmaktadır.
* ABD, PKK'nın kontrol altında, ölçülü şiddet uygulayan bir militarist güç olarak muhafazasından yanadır. Bu politika ile Türkiye üzerinde dış politikada kullanabileceği bir enstrüman (joker) ele geçirmiştir.
* Sözde engel olmaya (aslında kullanmaya) çalıştığı ABD karşıtlığı için bir gerekçe olarak kullanmaktadır.
* Türkiye'de oldukça etkili ve örgütlü bir yandaş çevresi bulunması nedeniyle PKK'yı ve siyasal uzantısı HADEP gibi partileri, Kürt halkı ile temas kurabileceği bir zemin olarak sıcak tutmak istemektedir.
* ABD, Türkiye'nin beklentilerini dikkate alıyor görünse de, kendisinden beklenen adımları atmakta isteksiz davranmakta, işi yavaştan almakta, Irak'ın kuzeyindeki Kürt oluşumunu ve 4.000 civarındaki PKK/KONGRA- GEL terör örgütü mensubu teröristi hem Türkiye'ye karşı stratejik bir koz olarak, hem de Irak'ta kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır.
***
Raporda, sadece ABD değil, Hükümet de suçlanıyor. MHP'nin raporunda, Hükümet'e yönelik hayli sert ifadeler var: "ABD'nin Ortadoğu ve Afrika projesi için en uygun hükümet, gayri milli değerleri sahip ümmetçi kadrolardır. Ancak, silahlı eylemler ABD'nin istemediği sonuçlara doğru gitmekte ve milli duygular hem hükümeti hedef almakta, hem de milliyetçiliği artırmaktadır." Bu ifadelerin ardından ortaya konulan iddia ise çarpıcı: "ABD'nin bölge için biçtiği role uygun olmayan milliyetçiliğin önünü kesmek maksadıyla PKK kontrol altına alınmak istenmiştir." Raporda, ABD'nin Türkiye'de sevilmediğini, anti semitizmin ve ABD karşıtlığının arttığı tespiti de yapılıyor. Şu görüşe yer veriliyor: "Ancak, ABD 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' mantığı ile konuyu hükümet üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmakta, bu konunun yoğunluğu ve bunaltıcı baskısı altında tavizler koparmaktadır." ABD karşıtlığı ile bölücülük arasındaki ilişkiye de bir örnek veriliyor: "DEHAP il başkanları toplantısının ardından yayınlanan bildiride, anti-Amerikancılığın suni bir tartışma olduğunu dikkat çekilmiş ve 'Özünde Kürt karşıtlığını barındıran bu politika ABD'yi KONGRA-GEL'e yönelik askeri harekata yöneltme amaçlıdır' denilmiştir." Tabii, raporda daha pek çok iddia ve tespit var. Bu rapor, hayli tartışılacağa benziyor.
Yazı: Emin Pazarcı
Kaynak: www.bugün.com.tr
-Türkiye, kritik bir dönemeçten geçiyor. Terör örgütü PKK, strateji değiştirdi. Yeni metotlarla, Türkiye'yi sıkıntıya sokmaya devam ediyor. İşte bu gelişmelerin ışığında MHP de geniş bir araştırma yaptı. Kurmayları tarafından hazırlanan "Kürt Raporu" Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye sunuldu. MHP'nin raporunda son derece ilginç değerlendirmeler var... Özellikle ABD alabildiğine suçlanıyor. Türkiye'deki Kürtler, ABD'nin "Genel Kürt Stratejisinin" bir parçası olarak gösteriliyor. Terör örgütü PKK'yı himaye ettiği görüşüne yer veriliyor.
***
Bahçeli'yi sunulan rapora göre, ABD, PKK'dan beklentiler içinde. Raporda bu yöndeki tespitler peş peşe sıralanıyor:
* Türkiye'deki Kürtler, ABD'nin genel Kürt stratejisinin bir parçasıdır. Muhtemelen bu yüzyılın yarısında Türkiye'yi de kapsayacak Birleşik Kürt Devleti'nin taşları döşenmektedir.
* PKK'yı, AB yörüngesinden çıkararak, kendi yörüngesine oturtmak istemektedir. Bu nedenle, ileride belki resmi muhatap olacağı bu örgütün tarihinde ona karşı operasyon yapmış devlet görüntüsünden kaçınmaktadır.
* ABD, PKK'nın kontrol altında, ölçülü şiddet uygulayan bir militarist güç olarak muhafazasından yanadır. Bu politika ile Türkiye üzerinde dış politikada kullanabileceği bir enstrüman (joker) ele geçirmiştir.
* Sözde engel olmaya (aslında kullanmaya) çalıştığı ABD karşıtlığı için bir gerekçe olarak kullanmaktadır.
* Türkiye'de oldukça etkili ve örgütlü bir yandaş çevresi bulunması nedeniyle PKK'yı ve siyasal uzantısı HADEP gibi partileri, Kürt halkı ile temas kurabileceği bir zemin olarak sıcak tutmak istemektedir.
* ABD, Türkiye'nin beklentilerini dikkate alıyor görünse de, kendisinden beklenen adımları atmakta isteksiz davranmakta, işi yavaştan almakta, Irak'ın kuzeyindeki Kürt oluşumunu ve 4.000 civarındaki PKK/KONGRA- GEL terör örgütü mensubu teröristi hem Türkiye'ye karşı stratejik bir koz olarak, hem de Irak'ta kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır.
***
Raporda, sadece ABD değil, Hükümet de suçlanıyor. MHP'nin raporunda, Hükümet'e yönelik hayli sert ifadeler var: "ABD'nin Ortadoğu ve Afrika projesi için en uygun hükümet, gayri milli değerleri sahip ümmetçi kadrolardır. Ancak, silahlı eylemler ABD'nin istemediği sonuçlara doğru gitmekte ve milli duygular hem hükümeti hedef almakta, hem de milliyetçiliği artırmaktadır." Bu ifadelerin ardından ortaya konulan iddia ise çarpıcı: "ABD'nin bölge için biçtiği role uygun olmayan milliyetçiliğin önünü kesmek maksadıyla PKK kontrol altına alınmak istenmiştir." Raporda, ABD'nin Türkiye'de sevilmediğini, anti semitizmin ve ABD karşıtlığının arttığı tespiti de yapılıyor. Şu görüşe yer veriliyor: "Ancak, ABD 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' mantığı ile konuyu hükümet üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmakta, bu konunun yoğunluğu ve bunaltıcı baskısı altında tavizler koparmaktadır." ABD karşıtlığı ile bölücülük arasındaki ilişkiye de bir örnek veriliyor: "DEHAP il başkanları toplantısının ardından yayınlanan bildiride, anti-Amerikancılığın suni bir tartışma olduğunu dikkat çekilmiş ve 'Özünde Kürt karşıtlığını barındıran bu politika ABD'yi KONGRA-GEL'e yönelik askeri harekata yöneltme amaçlıdır' denilmiştir." Tabii, raporda daha pek çok iddia ve tespit var. Bu rapor, hayli tartışılacağa benziyor.