İran'da kuş gribi paniği
Abone olIğdır, Kars, Erzurum derken, Doğubeyazıt'taki kuş gribi şüpheleri ve ardından yaşanan ölümler, sınırın öte yakası İran'ı da korkutarak, hareketlendirdi!
Türkiye'de kuş gribi tespit edilmesi İran'ı da harekete geçirdi.
Iğdır, Kars, Erzurum derken, Doğubeyazıt'taki kuş gribi şüpheleri
ve ardından yaşanan ölümler, sınırın öte yakası İran'ı da
korkutarak, hareketlendirdi. Kuş gribi virüsü Doğu Anadolu'yu
olduğu kadar, komşu İran'ı da kaygılandırmaya başladı. İran'ın
Türkiye sınır eyaleti Doğu ve Batı Azerbaycan eyaletlerinde mahalli
kitle iletişim araçlarıyla, uzmanlar aracılığı ile halk
bilgilendirilirken, başta, Maku, Bazergan, Urumiye , Colfa gibi
Türkiye, Nahçıvan ve Ermenistan sınır gümrük kapılarında, el
ilanları ve pankartlarla da halka "Kuş Gribi" virüsü konusunda
uyarılarda bulunuluyor, kanatlı hayvanların ölümleri halinde,
çıplak elle dokunulmadan, yetkililere haber verilmesi isteniyor.
Sınır şehirlerinin merkezlerinde büyük ve renkli bez afişlerle
halkın dikkatleri, kuş gribi virüsüne çekilirken, bölgede tavuk
üretimi ve satışları da adeta durmuş vaziyette. Bölge veterinerlik
yetkilileriyle, tavuk üreticileri sık sık toplantı yaparlarken,
üreticilerde bir yandan virüs korkusu diğer yandan satışlardaki ani
düşüşlerdeki ekonomik kayıpların endişe ve kaygılarının yoğun
olduğu gözleniyor. İran ile Türkiye arasında sınır ve gümrük
kapılarının bulunduğu Doğubeyazıt ile Bazergan şehirlerinde, günlük
binlerce kişi giriş çıkış yaparken, şimdilerde bu sayı yarı yarıya
düşmüş durumda. Gümrük yetkilileri, sağlık yetkilileriyle sürekli
irtibat halinde ve sürekli toplantı düzenleyerek, panik içerisine
girmeden önlem alınması gerektiğini vurguluyorlar. İran ile Türkiye
sınır kapısını oluşturan Gürbulak- Bazergan gümrük kapısındaki
İranlı yetkililer, Türkiye'deki hareketliliği yakından izliyor.
Sessiz de olsa, toplantılar düzenliyor, ne gibi tedbirler alınması
gerektiği konusunda fikir geliştirmeye çalışıyorlar. Bazergan
gümrük yetkilileri, şimdilik gümrükte giriş ve çıkış yapanları el
ilanları ve broşürlerle kuş gribine karşı uyarılarda bulunduklarını
ama önümüzdeki günlerde, 'günlük giriş-çıkış' yapan ve daha çok
bölge halkının 'sınır ticareti' kapsamında 24 saatlik giriş
çıkışlara sınırlama getirilebileceğini belirtiyorlar. Şu anda,
giriş yapan araçların dezenfekte işlemlerinin yapıldığını,
gelişmelere göre şoförlerin de kuş gribine karşı aşılama uygulaması
yapılabileceğini ifade ediyorlar. Görüştüğümüz insanlar ise, bir
yandan Türkiye'deki ölüm olayına duydukları üzüntüyü dile
getirirken, diğer yandan da kaygı ve korkularını da gizlemeden,
"Bizi ne kadar etkiler", " Bizler ne yapabiliriz" sorusunu
yöneltiyorlar. Bazergan ve Maku gibi Türkçe konuşan bölge halkı,
Doğubeyazıt ve Iğdır gibi sınır bölgeleriyle olan ilişki ve
akrabalıklarını hatırlatıyorlar ve "Kara haber tez ulaşır" ata
sözünü de aynı ifadeyle kullanarak, "3 kardeşin ölümü bizi
üzmüştür, acı bizim acımızdır" diyorlar. Görüştüğümüz mahalli
gazeteciler ise, durumun vahametini üç ay öncesinden dillendirmeye
çalıştıklarını, hem İran'dan hem de Türkiye'den bu konuda ciddi
tedbirler alınmadığını dile getirerek, hem Türkiye ve hem de İranlı
yetkileri suçluyorlar. Gazetecilerden bazıları ise, olayı farklı
bir gözle değerlendirerek, "Biz, bu konuyu değerlendirmeye
çalıştığımız ve gündeme taşıdığımız zaman hem İranlı, hem Türkiyeli
yetkililer olayın siyasi olduğu gibi bir tutumla görmeye
çalıştılar, tedbiri de bu çerçevede almaya veya geliştirmeye
çalıştılar, oysa olay insani bir vakıadır" yorumu getirdiler. Avai
Maku adlı gazetenin sahibi ve yazı işleri müdürlüğünü yapan Rıza
Munsarif, Ramazan'dan bu yana konuyu gazetelerinde gündeme
getirmeye çalıştıklarını, virüsün tehlikelerini uzmanlara sorarak,
sayfalarına taşımaya çalıştıklarını, İran ve Türkiye'nin göçmen
kuşların konak yerleri olduğunu, özellikle iki ülke sınır bölgesini
oluşturan Aras nehri ile İran'da Urumiye Gölü ile Türkiye'deki Van
Gölü'nün göçmen kuşların adeta transit yolu üzerinde konaklama
bölgesini oluşturduğunu, buna dikkat edilmesi gerektiğini
söylüyor.