Gülben Ergen ayıp etti

Oruç ayı Ramazan'ın gelmesiyle herkesi bir telaş aldı. Vatandaşlar, bütçeleri ölçüsünde yoksullara yardım etmek ve hayır yapmak için gizli bir yarışa girerken bazı isimler de bu yolla reklam peşine düştü. Gazete ve televizyonlara haber verilerek yerli yersiz hayır organizasyonları ve toplu iftar yemekleri düzenlenmeye başladı. Belediyelerin büyük şehirlerde evine yetişemeyenlerin iftar etmesi için açtığı çadırları kötüye kullanan bazı kişilerin, "Şu kadar kişiye iftar yemeği vereceğim" diye gazetelere haber vermesi ise tepki çekti. İftar çadırlarını çok sayıda sponsorun katkısı ile sürdürebilen yetkililer, bu görgüsüzlük karşısında çaresiz kaldı. Bir yetkili, "Geçtiğimiz yıllarda da örneklerine rastladığımız bu tür davranışların doğru olmadığını biliyoruz. Ama bağış yapan firma veya şahsın ismini ön plana çıkarmasına izin vermediğimiz taktirde hiçbir yardım alamıyoruz" diyor. Din adamları da, mübarek Ramazan dolayısıyla böyle uluorta yardım dağıtılmasını doğru bulmuyor. Herkesin kendi bütçesine göre yardımda bulunması gerektiğini hatırlatan din adamları, görüşlerini şöyle açıklıyor: "Aslında dinimizin kuralları kadar geleneklerimiz de bu konularda çok öğretici. 'İbadet de gizli kabahat de' diye bir söz var. Bu unutuldu. Son yıllarda bazı kişiler hayır işlerini kişisel kazancına alet ediyor. İbadeti istismar ediyor. Bu davranışlar İslama aykırı olduğu gibi günahtır da..." (Bugün)