Ecevit'ten hükümete öğütler
Abone olEski Başbakanlardan Bülent Ecevit, hükümete öğüt verdi. Erken seçimin yarar getirmediğini anlatan Ecevit, sağlıklı bir seçim sisteminin oluşturulmasını istedi.
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, her seçim öncesi siyaset çevrelerinde erken seçim havası yayıldığını hatırlatırken, ''Ben her zaman erken seçime karşı çıktım... Bence erken seçimden önce, sağlıklı bir seçim sistemini oluşturmak daha önemli'' dedi. Ecevit, Anadolu Ajansı muhabirlerinin, makro ekonomik göstergelerde yaşanan gelişmeler, erken seçim tartışmaları, cumhurbaşkanlığı seçimi ile yazmakta olduğu son kitabına ilişkin soruları yanıtladı. Türk ekonomisindeki olumlu gelişmelerden büyük memnuniyet duyduğunu belirten Ecevit, Türkiye gibi koalisyon hükümeti kurmak ve sürdürmenin zor olduğu bir ülkede, üstelik ekonominin çok ağırlaştığı bir dönemde üçlü koalisyonla, yaklaşık 3 yıl başarıyla ortaklığı yürüttüklerini söyledi. '' Biraz daha, yani birkaç ayda daha sürseydi, sürebilseydi, eminim ki biz çok başka bir atmosferde seçimlere girecektik. O aşamaya gelmişti'' diyen Ecevit, o dönem aldıkları ekonomik kararlar için başlangıçta kendilerine çok tepki gösterildiğini, fakat tedbirlerin ardından bir yıl geçtikten sonra ekonomistlerin, ekonomide alınan sonuçların gerçeğini ifade etmeye başladıklarını bildirdi. HÜKÜMET ARTIK YATIRIM YAPMALI Ecevit, ekonomiyi yeniden düzlüğe çıkarmak amacıyla aldıkları ekonomik kararların sonuçlarının bugün alındığını vurgularken, gelinen noktada yapılması gereken en önemli şeyin ise ''yatırım ortamının yaratılması'' olduğuna dikkat çekti. Bugünkü iktidarın yatırım yapmadığının görüldüğünü, tarım sektöründe ise akıl almaz hatalar yapıldığını savunan Ecevit, bazı tarım ürünlerinin kendi tüketimimizi bile karşılayamayacak duruma geldiğini ifade etti. İKİDE BİR ERKEN SEÇİM Türkiye'nin şu anda erken seçime ihtiyacı olup olmadığı sorusunu Ecevit, ''Her seçim öncesinde siyaset çevrelerinde, erken seçim havası yayılır. Çoğu kez bunun hiç gereği yoktur. Bazen de aslında sakıncası vardır. Ben, her zaman erken seçime karşı çıktım. Çünkü, sık sık demokratik deneyimi kökleşmemiş Türkiye gibi bir ülkede, her seçim öncesinde erken seçime gidilecek ve erken seçim havasına girilecek olursa, istikrarlı bir gelişme sağlanamıyor'' şeklinde yanıtladı. Seçim sistemiyle ilgili tartışmalar konusunda da Ecevit, şunları kaydetti: ''Demokratik batı ülkelerinde yüzde 10'luk baraj yoktur. En yüksek baraj yüzde 5'dir. Demokrasileri en yüksek olan kuzey ülkelerinde, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkeler... Bu ülkelerde sık sık hükümet değişiklikleri olur. Ama vatandaş bunun farkına bile varmaz. Çünkü sağlıklı bir sistemleri vardır. Biz öncelikle seçim sistemini sağlıklı hale getirelim. İkide bir erken seçime gidelim hevesinden kendimizi kurtaralım. Bence erken seçimden önce sağlıklı bir seçim sistemini oluşturmak daha önemli.'' EKONOMİSTE İHTİYACIMIZ VARDI Koalisyon döneminde kendilerinin de erken seçime zorlandığını hatırlatan Ecevit, zorlamanın, sadece eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'ten de gelmediğini belirtti. ''O dönemde Irak ve Kıbrıs da vardı'' diyen Ecevit, erken seçime gidişlerinde iç etkenler kadar dış etkenlerin de büyük rolü olduğunu vurguladı. Kemal Derviş ile gençlik yıllarında beraber çalıştıklarını, ekonomide deneyimi olan bir kişi olmasına rağmen, Ankara'ya ayak bastığından itibaren parti içi siyasete kendini vermeye başladığını anlatan Ecevit, ''Derviş'in kendisini siyasete vermesi çok büyük bir hataydı. O zaman bizim politikacıya değil, iyi bir ekonomiste ihtiyacımız vardı'' dedi. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları ve cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olmasının sorun olup olmayacağı sorularına Ecevit, kendisinin öteden beri cumhurbaşkanının Meclis dışından seçilmesine taraftar olmadığını belirterek, ''Bugün de değilim'' diye konuştu. Meclis dışından seçilecek cumhurbaşkanlarının ''ya yetkisiz ya da fazla sert'' olabileceğini düşündüğünü ifade eden Ecevit, ''Cumhurbaşkanlığı meselesi, toplumda bir sorun yaratmadan çözülebilecek bir iş'' değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olması konusunda ise Ecevit, ''Türkiye'nin şu anda yeteri derece iç ve dış sorunu var. Onun için türban konusu üzerinde durmayalım. Bu toplumsal uzlaşı içinde gelişecektir'' ifadesini kullandı. ANKETLERE GÜVENMİYOR Son günlerde yapılan seçim anketlerine ilişkin olarak da kendisinin hiç bir zaman anketlere inanmadığını belirten Ecevit, ''Bu anketler, belli amaçlar için yapılır ve ona göre bazı etkiler ortaya çıkar. Bunun için, öteden beri yapılan bu anketlerin üzerinde hiçbir zaman durmadım'' dedi. TÜRKİYELİLİK KAVRAMI VE KIBRIS SORUNU Bu arada Ecevit ''Türkiyelilik'' tanımını değerlendirirken, ''Bu tanımlama, aksine Cumhuriyet Türkiyesinin temeline aykırı bir yaklaşımdır. Hangi millette böyle bir şey yapılmış. Onun için bu tür tanımlamaları, konuşmaları ciddiye almayalım'' şeklinde konuştu. Kıbrıs sorununa da değinen Ecevit, ''Kıbrıs adası, Doğu Akdenizde bir anahtar konumundadır. Biz kendimize güvenirsek Kıbrıs, ne bizim için ne Yunanlılar için ne de İngilizler için sorun olmaz'' görüşünü dile getirdi. OSMANLILAR KİTABI Son Osmanlılarla ilgili kitabının yazımının ne zaman biteceği konusunda, ''Sormayın bu tatsız bir tartışma konusuydu '' diyen Ecevit, son bir yıldır ses ve gözlerinde sıkıntısı olması nedeniyle kitabın yazımına ara verdiği ifade ederek ''Şimdi epey düzeldim. Rahşan'ın da bir piyes çalışması var. Bir yandan o, bir yandan benim çalışmam yazılıyor. Birkaç ay sonra tamamlamayı umuyorum'' dedi. OSMANLI PADİŞAHLARI Ecevit, kitabının içeriği konusunda ipuçları verirken, Osmanlının bir bakıma Türk'ten ayrıldığını, padişahlardan bir ikisi hariç, hiç birisinin Anadolu'daki halka hayrının dokunmadığını ifade etti. Osmanlının son demlerine gelene kadar, sadrazamların arasında Türklerin çıkmasına izin verilmediğini anlatan Ecevit, ''Onun için elbette aynı ülkenin, aynı milletin, iki devleti vardır. Biri Osmanlı biri de Türk. Nedenlerini de kitapta anlatıyorum'' diye konuştu.