Türkiye'yi yakan ifadeler
Abone olFİFA'nın kritik kararına sayılı günler kaldı. Futbol Extra dergisinin ortaya çıkardığı Disiplin Kurulu'ndaki belgelerde İsviçreli futbolcuların anlattıkları dehşet verici.
Olaylı Türkiye-İsviçre karşılaşmasıyla ilgili FIFA'nın 6-7 Şubat
tarihlerinde vereceği kritik karara sayılı günler kala FIFA
Disiplin Kurulu'nun elindeki tüm belgeleri ortaya çıktı. Futbol
Extra dergisinin ortaya çıkardığı belgelere göre, maçın Polonyalı
gözlemcisi Michal Litskiewicz ile İngiliz güvenlik sorumlusu Alan
Hutchings'in raporları ve ifadelerinin Türkiye açısından iç
karartıcı olması dikkat çekiyor. Türkiye aleyhine en ağır ifadeleri
içeren raporun sahibi İngiliz güvenlik sorumlusu Alan Hutchings,
raporunda, "Tribündeki atmosfer düşmancaydı. Sahaya havai fişekler
atıldı. Demir parmaklıkların olması büyük bir facianın yaşanmasını
önledi. Maç sonrası yaralanan Stephane Grichting idi. Hayaları
şişmişti ve kan geliyordu. Olayı soruşturmak için birçok insanla
konuştum, hiç kimse yardımcı olmak, açıklama yapmak istemedi.
Görüştüğüm polis şefi beni dinledi ve omuzlarını silkip yürüdü
gitti. Stat müdürü bana video filmin son 30 saniyelik bölümünü
gösterdi. Türk Futbol Federasyonu'nun bütün yetkililerinin
vurdumduymazlığı ve isteksizliği Grichting'in başına gelenlerin tek
sebebidir. Bu asla mazeret kabul etmeyecek bir rezalet ve
fiyaskodur. Türk polisi, stat yetkilileri ve Türk Federasyonu
yetkilileri gerçekleri biliyor ama söylemeye ve mahkemeye yardımcı
olmaya yanaşmıyor. Türkler gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyor"
ifadelerini kullandı. Maçın Polonyalı gözlemcisi Michal Listkiewicz
de, "Seyircileri tribünden anonsla yönlendirdiler. Sahaya birçok
yabancı madde atıldı. Genel olarak işbirliği çok iyiydi. Bu
işbirliğindeki tek kötü an, maçtan sonra yaşanan olaylarda, Türk
güvenlik görevlilerinden birisinin İsviçreli oyuncu Grichting'in
genital bölgesine vurması oldu. Polis ve güvenlik, FIFA
Komisyoneri'nin ve FIFA Güvenlik Yetkilisi'nin talimatlarına
uymaları gerekirken uygulamada işbirliği yapamadılar" şeklinde
ifade verdi. Karşılaşmanın Belçikalı hakemi Frank de Bleeckere ise
raporunda, "Türk futbolcuların oyundan sonraki bölümdeki tutumu
kabul edilemez. Türklerin kalecisi Volkan odamıza gelip bize
bağırdı" iddiasında bulundu. "AİLEMİ BİR DAHA HİÇ GÖREMEYECEĞİMİ
DÜŞÜNDÜM" İsviçreliler arasında en ağır ifadeler ise Benjamin
Huggel'e ait. İsviçreli futbolcu, FIFA Disiplin Kurulu duruşmasında
şu ifadeleri kullandı: "Daha havaalanında Streller'e tükürdüler.
Otobüse geldiğimizde üzerinde annelerimize hakaret yazıları olan
pankartlarla karşılaştık. Daha sonra taraftarlar elleriyle otobüse
vurup boğaz kesme işareti yaptılar. Bilmediğimiz biri otelde Alex
Frei'nin odasına telefon etti ve onu tehdit etti. Maçta ben büyük
bir korku yaşadım. Panikledim ve en kısa yoldan soyunma odasına
gitmek istedim. Tünelden geçerek soyunma odasına gittim. Gerçekten
çok kötüydü, ölüm korkusu yaşadım. Tünelin başında düştüm ve
muhtelif yerlerden tekme yedim. Hayatımdan endişe ettim ve ailemi
bir daha hiç göremeyeceğimi düşündüm." İsviçre Milli Takımı Teknik
Direktörü Jakop Khun da, maçın centilmence geçtiğini ifade ederek,
"İsviçre'ye sağ salim döneceğimizden emindim. Bir tanıdığımın
tavsiyesi üzerine futbolculardan oyundan sonra taraftarlara
gitmeyip sahayı hemen terk etmelerini istedim. Arada sadece bir
özel durum oldu. Kaleci Volkan oldukça tehditkar bir şekilde
üzerime geldi, bizim fizyoterapist beni korudu" dedi. İsviçreli
futbolcu Valon Behrami olaylar sırasında arkasındaki Emre ile
İtalyanca konuştuğunu belirterek, "Koşmaya devam etti ve sonra bir
güvenlik görevlisi tarafından tutuldu. Bizim oyunculardan birinin
üzerine yürüdüğünü gördüm. Ben de ona İtalyanca bunu yapmamasını
istedim" ifadelerini kullandı. "15 YILLIK FUTBOL HAYATIMDA HİÇ
BAŞIMA BÖYLE BİR ŞEY GELMEMİŞTİ" İsviçre Milli Takımı Kaptanı
Johann Vogel, "Tünelde baldırıma çok kuvvetli bir tekme yedim.
Güvensizlik hissediyordum, özellikle aldığım darbeden dolayı
korkmuştum. 15 yıllık futbol hayatımda hiç başıma böyle bir şey
gelmemişti. Orada polisler ve kravatlı insanlar vardı" şeklinde
ifade verdi. Fizyoterapist Stephen Meyer de, "Oyun sırasında
gittikçe daha fazla rahatsız oldum. Maç sırasında tedavi için
sahaya girdiğimde Türk oyuncular tarafından itildim ve hatta tehdit
edildim. Bu 20 yıllık futbol hayatımda bir ilkti. Daha sonra
Bernetta ile ilgilendiğimde saldırganlık daha da artmıştı. Bana
babanı veya ananı... gibi laflarla hakaret edildi" diye konuştu.
Futbolculardan Raphael Wicky ise duruşmada, "Alpay'dan yumruk,
Emre'den tekme yedim. Sırtıma, bacaklarıma vuruldu ve sonra bir
Türk oyuncu da alnıma vurdu. Bu sırada Altıntop kardeşler beni
korudu" ifadelerini kullandı. Milli futbolcu Alpay Özalan da
ifadesinde, "Huggel'in yardımcı antrenörümüz Mehmet Özdilek'e tekme
attığını gördüm. Ben de bu nedenle Benjamin Huggel'e tekme atmaya
çalıştım; fakat yanlışlıkla başka birine tekme attım. Wicky'ye
vurmadım" dedi. Mehmet Özdilek ise, "20 yıllık oyuncuyum, hiçbir
zaman kırmızı kart görmedim. Genç oyuncular için bir rol
modeliydim. 4 gün içinde çok güç şartlarda 2 maça çıktık. Ortam çok
gergindi. İsviçrelilerin koşması beni kışkırttı. Bir refleksti,
korktuğum için böyle hareket ettim" şeklinde konuştu.