Baykal dans edebilir mi?
Abone olAhmet Hakan, son günlerin hararetli tartışmasını CHP lideri Baykal'a sordu: "Horon mu, dans mı?" Baykal'ın cevabı bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği ortaya çıkardı?
Hergün ünlü bir kişiyi "Tarafsız bölge"de soru yağmuruna
tutuyor Ahmet Hakan. CHP lideri Baykal, Hakan'ın son konuğuydu. Eh,
Baykal'ı yakalamışken, "horon, dans" tartışması sorulmaz mı?
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyetim.com
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in, ‘Tayyip Erdoğan bir kadını dansa kaldırabilir mi? Böyle çağdaş parti lideri olur mu?’ şeklindeki çıkışı hálá gündemimizde.
O kadim ‘çağdaşlık’ tartışmasını yeniden hortlatan Öymen’in bu açıklaması, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da topa girmesiyle farklı bir boyut kazandı.
Erdoğan olaya ‘Peki siz horon tepebilir misiniz?’ yanıtıyla girdi.
Böylece...
Çağdaşlık ve halkçılık meselesi, bir kez daha şekle indirgenmiş oldu.
Ortaya çıkan durum şudur:
Taraflardan birine göre, bir kadını dansa kaldırmayı başarırsan çağdaş olmaya hak kazanmış olursun.
Diğer tarafa göre ise, horon tepmeyi beceremezsen asla halkçı olamazsın.
Demek ki neymiş:
Dans et, çağdaş ol!
Horon tep, halkçı ol!
* * *
İşte tam bu noktada Deniz Baykal’ın durumuna bakmakta yarar var.
CNN Türk’te, ‘Tarafsız Bölge’de Baykal’a şu soruyu sordum:
‘Sayın Baykal, dans ve horon üzerinden bir tartışma yapılıyor. Siz hangisinden yanasınız? Dans mı horon mu?’
Cevap benim açımdan şaşırtıcıydı:
‘Ben vücut kullanımına dayalı eğlence türlerine kendini yabancı hissedenlerdenim. Ne dans edebilirim ne de horon tepebilirim.’
Sonra işin mahiyetini de öğrendim:
Meğer Baykal, bu zamana kadar hiç dans etmemiş.
Türk halk oyunlarından da hiç anlamazmış.
Dahası...
Ne zaman dans etmesini gerektirecek bir ortama düşse acayip gerilirmiş ve işin içinden sıyrılmanın yollarını ararmış.
Ne diyelim?
İyi ki Baykal’ın böyle bir fobisi var.
Aksi takdirde şekil şartların tek belirleyici olmadığını nasıl idrak edecektik?
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyetim.com
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in, ‘Tayyip Erdoğan bir kadını dansa kaldırabilir mi? Böyle çağdaş parti lideri olur mu?’ şeklindeki çıkışı hálá gündemimizde.
O kadim ‘çağdaşlık’ tartışmasını yeniden hortlatan Öymen’in bu açıklaması, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da topa girmesiyle farklı bir boyut kazandı.
Erdoğan olaya ‘Peki siz horon tepebilir misiniz?’ yanıtıyla girdi.
Böylece...
Çağdaşlık ve halkçılık meselesi, bir kez daha şekle indirgenmiş oldu.
Ortaya çıkan durum şudur:
Taraflardan birine göre, bir kadını dansa kaldırmayı başarırsan çağdaş olmaya hak kazanmış olursun.
Diğer tarafa göre ise, horon tepmeyi beceremezsen asla halkçı olamazsın.
Demek ki neymiş:
Dans et, çağdaş ol!
Horon tep, halkçı ol!
* * *
İşte tam bu noktada Deniz Baykal’ın durumuna bakmakta yarar var.
CNN Türk’te, ‘Tarafsız Bölge’de Baykal’a şu soruyu sordum:
‘Sayın Baykal, dans ve horon üzerinden bir tartışma yapılıyor. Siz hangisinden yanasınız? Dans mı horon mu?’
Cevap benim açımdan şaşırtıcıydı:
‘Ben vücut kullanımına dayalı eğlence türlerine kendini yabancı hissedenlerdenim. Ne dans edebilirim ne de horon tepebilirim.’
Sonra işin mahiyetini de öğrendim:
Meğer Baykal, bu zamana kadar hiç dans etmemiş.
Türk halk oyunlarından da hiç anlamazmış.
Dahası...
Ne zaman dans etmesini gerektirecek bir ortama düşse acayip gerilirmiş ve işin içinden sıyrılmanın yollarını ararmış.
Ne diyelim?
İyi ki Baykal’ın böyle bir fobisi var.
Aksi takdirde şekil şartların tek belirleyici olmadığını nasıl idrak edecektik?