12 Eylül 6 ay önceden planlı!
Abone ol12 Eylül İhtilali'nin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin'in, gazeteci Sedat Sertoğlu'nu, darbenin ardından evinde misafir ettiği ortaya çıktı.
12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren komuta kademesinin kilit isimlerinden dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin'in, gazeteci Sedat Sertoğlu'nu, darbenin ardından evinde misafir ettiği ortaya çıktı. Oğlu Oktay’ın arkadaşı olan Sertoğlu'na darbeyi anlatan Ersin Paşa, planların 6 ay öncesinden yapıldığını söylemiş. Ersin, ‘Neden 6 ay beklendi?' sorusuna ise şu cevabı vermiş: "İhtilal yapmak kolay mı? O koordinasyonu yapmak çok büyük gizlilik gerektiriyor. Başbakanlık konusu biraz sorun oldu. Ulusu Paşa (Bülend Ulusu) hazırdı, ama son anda pürüz çıktı. Zor kabul ettirdik. Her şeyin emir-komuta zinciri içinde gitmesi gerekliydi." 12 Eylül askerî yönetiminin iki numaralı ismi Orgeneral Ersin'in evinde 8 gün kalan gazeteci Sedat Sertoğlu, PazarVatan'daki köşesinde, o dönemde Paşa'yla arasında geçen diyalogları yazdı. Satır aralarında askerî yönetim anlayışının ipuçlarını veren Sertoğlu, bakan tayin eden ilk gazeteci olma fırsatını nasıl kaçırdığını şu ifadelerle anlatıyor: "20 Eylül 1980. Hükümet gece haberlerinde açıklanacak. Dikkatle hükümet üyelerinin isimlerini dinlemeye başladık. Bir bakan adı açıklanınca, ‘Bula bula bunu mu buldunuz Nurettin Amca?' diye itiraz ettim. Birden köpürdü: ‘Günlerdir bu evdesin. Bana bir dolu soru sordun. Peki neden hiçbir isim önermedin?' Doğrusu hiç aklıma gelmemişti. Demek söyleseydim ve o isim de beğenilseydi, ‘bakan atayan ilk gazeteci' ben olacaktım." 9 Mart 1978'de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Nurettin Ersin, 12 Eylül'den sonra Milli Güvenlik Konseyi üyeliğine seçildi. 1 Temmuz 1983'te Genelkurmay Başkanlığı'na atandı. 6 Aralık'ta emekli oldu. Ersin Paşa, 3 Ekim 2005'te öldü. Gazeteci Sedat Sertoğlu'nun "Darbenin planları 6 öncesinden hazırlanmış" ifşaatı Özel Harp Dairesi'yle ilgili araştırmalarıyla tanınan Erol Mütercimler'in ulaştığı sonuçla örtüşüyor. Mütercimler, Ergenekon adlı kitap için yapılan söyleşide bu konuda şu tespitleri yapmıştı: “Ülke 71'den sonra 12 Eylül'e kadar planlı programlı şekilde terörün, anarşinin içine sokuldu. Sonunda gelinen noktada, artık sokağa çıkamayan, can güvenliği olmayan, beş dakika sonrasından emin olamayan Türk halkı darbeyi, askerleri yalvar yakar ister hale getirildi.” Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel de darbenin ardından bıçak gibi kesilen olaylara “11 Eylül'de akan kan 13 Eylül'de nasıl durdu?” sorusuyla dikkat çekmişti. Aynı kitapta MHP'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in görüşlerine de yer veriliyor. Terörün tırmandırılarak darbe ortamının hazırlandığına işaret eden Türkeş, şu görüşü dile getiriyor: “Terör teşvik ediliyordu adeta. Mesela önemli bir olay var. Bizim Beşiktaş ilçe yönetim kurulu üyesi bir zat, teksirle basılmış 8-10 sayfalık bir yazı dağıtıyor, gençlik kollarının içinde öğrenci yurtlarına. O belge ilk defa bizim o zamanki Ülkü Ocakları genel başkanı olan Şevkat Çetin ismindeki gencimiz tarafından Aydın Öğrenci Yurdu'nda ele geçiriliyor ve bana getiriliyor. Belgeyi okuduğum zaman dehşete kapıldım. ‘Siz ülkücü gençler, şu şekilde hareketlerle faşizmi gerçekleştireceksiniz' diyor gençlere. Bir araştırma kurulu teşkil edip İstanbul'a gönderdik. Bunlar bir araştırma yaptılar. Gördüler ki bunu, Beşiktaş ilçe yönetim kurulu üyemiz bir vatandaş hazırlamış ve gençlere akıl satıyor. Evinde bir arama yaptırdık, MİT memuru olduğu kimlik cüzdanıyla ortaya çıktı Kaynak : ZAMAN