Hangi çay neye iyi geliyor?
Abone olÜlkemizde çay içmeyen yoktur, hele bir de şifalı olursa daha çok sever. Çoğu ilacın temelinde bulunan bitkilerden elde edilen şifalı çaylar şu dertlere dava oluyor..
Bitkilerle tedavinin her zaman için ilaç tedavisinden daha uzun
süreceğini belirten uzmanlar, “Bitkiler hastalığa yakalanmadan önce
önlem olarak kullanılmaya başlanmalı, basit hastalıklar bitki
çayları, kompresler ve bitkilerden yapılmış yağlarla tedavi
edilmeli. Ciddi hastalıklarda da doktorun verdiği tedaviye paralel
olarak bitkilerden yararlanılabilir” dedi. Doğada şifalı bir çok
bitkiden şifalı çaylar elde edilebileceğini kaydeden uzmanlar,
bitki çayı hazırlarken de şu tavsiyelerde bulundu: “Bitki çayı
hazırlarken özellikle taze kaynamış klorsuz su kullanılmalı. Birçok
hastalıkta klorun zararlı olduğu saptanmıştır. Suyunuzu
kaynattıktan sonra bir iki dakika dinlendirin. Porselen bir demliğe
önce çayını yapacağınız bitkiyi koyun ve üzerine gerekli miktarda
su ekleyin. Genellikle 1 tatlı kaşığı kuru veya bir avuç taze ot
için dörtte bir litre su kullanmak gerekir. Çayın demlenmesi için
2-5 dakika yeterlidir. Kök bitkilerden çay yapacağınız zaman
(zencefil, havlıcan gibi) aynı miktarda su ve bitkiyi birlikte
cezveye koyup kaynatma yoluyla çayınızı yapabilirsiniz.” Şifalı çay
elde edilen şifalı bitkilerden bazıları şunlar: IHLAMUR Soğuk
algınlığına ve öksürüğe karşı en etkili ve en yaygın olarak
kullanılan doğal ilaçlardan biri olan ıhlamur, uykusuzluk, spazm ve
kan dolaşımı bozukluklarında da kullanılır. Özellikle akşam
saatlerinde fazla içmemeye dikkat etmek gerekir, çünkü fazla
miktarda alındığında uykusuzluğa neden olabilir. Yapraklarında çok
miktarda klorofil taşımasından dolayı kansızlık durumunda
kullanılmasında fayda vardır. Diğer çaylarda olduğu gibi ıhlamuru
da hazırladığınız zaman için ve bir daha kaynatmayın. Çünkü uzun
süre kaynatılıp içilen ıhlamur size yarardan çok zarar verebilir.
YOGİ ÇAYI Hintli yogilerin içtiği baharatlı bir çay. Tam da kış
mevsimine uygun, yani ısıtıcı. Ayurvedik bir çay yogi çayı ve yoğun
baharatların karışımından oluşuyor. Bu çayı hazırlamak için ufak
bir tencereye bir parça kabuk tarçın, 4-5 kakule tanesi, 1 ufak kök
zencefil, 2 karanfil ve 4-5 adet tane karabiber koyun. Üzerine 2 su
bardağı su ilave edip 5 dakika kadar kaynattıktan sonra dilerseniz
içine 1 tatlı kaşığı siyah çay ekleyip biraz demlendirip süzün.
Dilerseniz sütle karıştırıp için. ISIRGAN Isırgan, birçok
rahatsızlığa iyi gelen ve sonbahardan ilkbaharın sonuna kadar
bahçelerde bol miktarda yetişen bir ottur. Özellikle metabolizma
rahatsızlıklarına, mide, bağırsak, böbrek, romatizma ve gut
hastalıklarına iyi gelir. Ayrıca nefrit, sarılık, idrar yolları
taşları ve özellikle kansere karşı günde 3-4 fincan ısırganotu çayı
çok yararlıdır. Isırgan çayını hazırlamak için kişi başına bir
tatlı kaşığı kuru veya bir avuç taze ısırganotu yeterlidir.
BİBERİYE Bu güzel kokulu bitkinin kullanılmadığı hastalık yok gibi.
Özellikle kan dolaşımı hastalıklarına, romatizma ve astım
hastalıklarına, mide ve bağırsak gazlarına karşı kullanıldığı gibi
ağır yemeklerden sonra içildiğinde sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca
bronşit, öksürük, migren, gastrit, başağrısı, ağrılı adet, düşük
tansiyon, kabızlık, safra kesesi taşı, ishal ve karaciğer
rahatsızlıklarında da kullanılır. Hoş bir tat vermesi açısından
biberiye çayına bir parça da kabuk tarçın atabilirsiniz. REZENE
Rezene, Ege Bölgesi pazarlarında bahar aylarında bol bulunan bir
bitkidir. Rezene çayı özellikle gaz ve kramp ağrılarında, mide ve
bağırsak rahatsızlıklarında kullanılır. Özellikle bebeklerin gazlı
olduğu zamanlarda sık başvurulan bir ilaçtır rezene çayı. Öksürük
ve soğuk algınlıklarında ve çocuklarda boğmaca hastalığı sırasında
rezene çayı yararlıdır. Listeyi uzatmak mümkün: Hıçkırık, bulantı,
idrar yolları iltihabı, böbrek taşları gibi birçok durumda rezene
çayına başvurabiliriz. HİNDİBA Hem salatalarda, hem de haşlanarak
zeytinyağı ve limon ilavesiyle kullanılabilen hindiba iyi bir idrar
söktürücüdür. Karaciğer hastalarının, romatizmalıların ve şeker
hastalarının sofralarının başköşesine oturtması gereken otlardan
biridir hindiba ve bunlardan başka bağırsakları yumuşatır, müzmin
romatizma, gut, böbrek ve safra kesesi hastalıklarında yararlıdır.
Hindiba köklerinden yapılan kahve iyi bir iştah açıcıdır. Romatizma
hastaları ilkbahar ve sonbaharda 4-6 hafta arası sabah ve akşam
hindiba çayı içerek kür yapabilirler ve faydasını da hızla
görürler. Hindiba çayı hazırlamak için kişi başına 1-2 tatlı kaşığı
doğranmış hindiba kullanılır. NANE Nane çayı, mide ve bağırsak
gazlarında, bulantı ve kalp çarpıntısında içilir. Sindirim sistemi
rahatsızlıklarında, karın ağrısı, ishal, safra kesesi taşı, baş
ağrısı, migren, sinüzit, diş ağrısı, halsizlik, bronşit, öksürük
gibi rahatsızlıklarda da tedavi edici özelliği olan nane, nefes
darlığında da şöyle kullanılabilir: Bir tülbentin üzerine bal
konur, üzerine taze veya kuru nane yaprakları serpilir ve yatmadan
önce göğüs üzerine bağlanır, sabaha kadar bırakılır. KEKİK Kekik
çok güçlü bir antiseptik olarak biliniyor. Kekik yağından elde
edilen timol birçok ilaçta, hatta ameliyatlarda yara temizlemek
için kullanılıyor. Eski zamanlarda salgın hastalıklarda kullanılan
kekik günümüzde de grip salgınlarında bol bol kullanılmalı. Ve
boğmaca olana, öksürene, bronşite yakalanana, midesi rahatsız
olana, ishal olana, adet sancısı çekene kekik çayı içirmeli. Böcek
sokmalarında deriye sürülerek kullanılan kekik, cilt
hastalıklarında da banyo suyuna atılarak kullanılabiliyor. ZENCEFİL
Ayurveda ve Çin Tıbbı’nda 5 bin yıldır kullanılan zencefil, ısıtıcı
bir ottur. Özellikle metabolizma rahatsızlıklarında temizleyici,
düzenleyici ve canlandırıcı bir etkiye sahip. Ayrıca faranjitte,
ishal, gaz gibi durumlarda, kan dolaşımını artırmak için, kas
hastalıklarında ve romatizmal ağrılarda kullanılıyor. Soğuk
algınlıklarında çayını içebilir, öksürük için zencefil-zerdeçal-bal
karışımını sabah ve akşam aç karnına şurup niyetine
kullanabilirsiniz. Zencefil canlandırıcı olduğu için akciğerleri
temizler, gazı önler ve terlemeyi artırarak cildin de
temizlenmesini sağlar. ADAÇAYI Kızılderililerin kutsal bitkisi
sayılan adaçayı, Akdeniz yöresinde bol bol yetişir. Antibiyotik
ilaç görevi gören adaçayı diş eti rahatsızlıklarında ve boğaz
ağrılarında çok yararlıdır. Sinir bozukluğu, baş dönmesi, titremeye
iyi gelir ve menopoz döneminde karşılaşılan terlemeyi durdurur.
Ayrıca dolaşım sistemi hastalıklarında, tansiyon düşüklüğünde,
sindirim sistemi bozukluklarında, psikolojik rahatsızlıklarda,
halsizlikte, sinir hastalıklarında da kullanılır. Özellikle boğaz
ve ağız içi iltihaplarında günde birkaç defa adaçayıyla hazırlanıp
soğutulmuş çayla gargara yapın, iyi geldiğini göreceksiniz. ELMA
Elma, besin değeri dışında nefes darlığı ve kalp hastalıklarına
karşı koruyucudur. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur,
lifli olduğu için bağırsakları temizler, karaciğerinden şikayet
edenler, romatizmalılar ve hatta şeker hastaları bile elmadan
faydalanabilirler. Elma yatıştırıcı, uyku vericidir, başağrılarına
iyi gelir. Taze elma suyu cilde sürüldüğünde dokuları
sağlamlaştırır ve teni güzelleştirir. İlkbaharda toplanan elma
çiçekleri kurutularak sonbahar ve kış aylarında kaynatılır ve göğse
ve öksürüğe iyi gelecek bir şurup elde edilir. Kurutulmuş elma
parçalarından çay yapabileceğiniz gibi kabuğuyla küçük parçalara
böldüğünüz elmaları kaynatarak içine isterseniz limon ve portakal
koyarak çay olarak tüketebilirsiniz. Kaynak: www.mynet.com