CHP'den yeni komplo teorisi
Abone olKomplo teorileri ile yatıp kalkan bir millet olduk. Senaryo üretmede üstümüze yok. CHP'li milletvekillerinin ortaya attığı 'kesmeşeker' iddiasına siz karar verin...
Radikal yazarı Murat Belge son dönemde artan kompo teorilerini
ele aldı. Ortalıkta konuşulan teorileri yazan Belge'nin anlattığı
olaylar arasında Meclis'te ayyıldızlı kağıda sarılı kesmeşekerler
de bulunuyor. Belge, bu teorilerden yola çıkarak farkını acı
örnekleriyle anlatıyor.
Yazı: Murat Belge
Kaynak:
-Delikanlı yaşlarımızdayken çevremizde tehlikeli 'simge'ler olduğu
konusunda uyarılırdık. Örneğin Sovyetler Birliği'nden ithal edilmiş
bir kibrit vardı. Kutunun üstünde -dikine tutarsan- bir çam ormanı
resmi. Ama asıl oyun, 'dikine' değil, 'yanlamasına' tutunca! O
zaman, 'çam dalı' gibi görünen bir leke aniden 'Stalin'in bıyığı'
oluyor ve niçin Sovyetler'in bu kibriti bu resimle ihraç ettikleri
anlaşılıyor!
'Anlaşılıyor' mu? Kendi hesabıma, bu gibi şeyleri bu yaşıma kadar
anlayamadım. Nasıl oluyor? Bu resme baktıkça, farkına varmadan,
içimizde bir Stalin sevgisi mi büyümeye başlıyor? Nasıl bir sonuç
almak üzere SSCB ideoloji ve propaganda aygıtları bu resmi yapıyor,
basıyor, çoğaltıyor, ihraç ediyorlar?
Yaşımız büyüdü. 60'ların ikinci yarısında Vietnam Savaşı, dünya
çapında önem kazandı. O zamanlar Tekel'in Bahar sigarası var.
Üstelik adı 'kadın sigarası'na çıkmış, pek öyle önemli bir şey de
sayılmaz yani. Sağcılar bana heyecanla gösterdiler: Paketi ters
çevirip bakıyorsun, ortadaki dizayn meğer uzun sakalıyla Ho Şi Minh
imiş! Vay anasına!
'Vay anasına' ama sorular gene aynı sorular. 'Kabadayı' fıkrasında
olduğu gibi, adam paketi eline alacak, evirecek, çevirecek, ters
döndürüp bakacak, o gün ters tarafından kalkmışsa -ya da
kalkmamışsa- birden tanıyacak: 'Aaa, Ho Şi Minh!' Ben propagandanın
böylesine ne fiyat biçeyim?
Tanıdı! Peki, şimdi ne olacak? 'Türk misafirperverliği' mi? 'Adam
kalkmış, buraya kadar gelmiş. Haydi, ben de komünist oluvereyim' mi
diyecek -ne diyecek? Yani, Bahar sigarası paketinin kapağında Ho Şi
Minh'in ters dönmüş suratı oldu diye ne olacak?
Bunun cevabını o zamanın Ülkücüleri, İlim Yayma Cemiyetleri,
Komünizmle Mücadele Cemiyetleri bilirler. Bunları üretenler,
fısıldayanlar, konuşanlar onlardı.
Yaşımız biraz daha büyüdü: Hurufîlik diye bir şey olduğunu
öğrendik. Baskıcı Ortadoğu toplumu, arkaik bir ideoloji, ebced
hesapları, daha bunun gibi neler neler. Bu arada harflerle
birbirine 'mesaj' veren bir 'gizli örgüt'! 'Haşhaşîler' vb., 'gizli
örgüt'çülüğün doğum yeri de burası -bir yandan.
O zaman kafama dank etti ki 'hurufî toplum' başlı başına bir
fenomendir. Burada patlıcanın üstünde 'Allah' yazısı tespit edilir
ve İslam'ın 'hak dini' olduğu kanıtlanmış olur. Ama burada,
ortalığı boş buldu mu duvarın bir yanına 'orak-çekiç' çizen adamlar
da çıkar. Arada bir, durum elverdikçe, bunlardan da yakalar
getirir, külyutmaz Türk polisi, Sansaryan'a veya kodese. Sahici
komünistler bunlara 'tezyinatçı' der.
Ama vardır o da kültürümüzde. Ne olacak? Bir duvarın bir köşesine
bakacağım, bir de ne göreceğim? ORAK-ÇEKİÇ! Ve derhal komünist
olacağım.
O ana kadar olmamamın nedeni bunu göremeyişim.
Şimdi yaşımız iyice büyümüş vaziyette. Meclis'te CHP'liler çıkıp
'takrir' veriyor, Cumhurbaşkanı'nın tıraşlı resmi basıldı diye.
Gerçekten, olacak iş değil!
Kim çekmiş? Resmi basan hain AKP'li günlerce Cumhurbaşkanı'nın
arkasında dolaşıp sakalının uzadığını tespit ettiği anda resmi
çekip bir koşu karargâha gelmiş, 'Çektim! Çektim!' diye haykırmış
ve bayılmış ve o anda baskıdan sorumlu AKP'li filmi yakalayıp
matbaaya seğirtmiş ve...
Ama bir de Meclis'te -düşünün! Meclis'te!- kesmeşekerleri
sardıkları ay-yıldızlı kâğıtlar var. Düşünün, bu ne demek! Süreci,
adım adım, zihninizde canlandırın: Kâğıdı açıyor, şekeri
çıkarıyorsunuz. Şekeri çaya atıyorsunuz! Ya kâğıdı? Kâğıdı nereye
atıyorsunuz? ÇÖPE! Hiç düşündünüz mü? Ay-yıldızı çöpe attığınızın
farkında mısınız? Siz değilseniz, CHP farkında. Deniz Baykal,
farkında olacak temsilcileri özenle seçmiş, ayıklamış.
Şimdiye kadar AKP'ye gitmemiş olanları dikkatle izliyor olanları,
sakal boyunu, ay-yıldızı.
Bir yandan da birileri konuşuyor: 'Önemli olan düşünsel
üretkenliktir, yaratıcılıktır,' diyenler var. 'Önemli olan,
'nitelikli emek'tir, bu da Türkiye'de bulunmuyor,' diyenler
var.
Kim demiş! Patlıcanın üstünde Allah'ı, Bahar paketi üstünde Ho Şi
Minh'i kim buldu, bu millet bulmadıysa? Bundan daha yaratıcı
düşünce mi olur, bu dünyada bizimle yarışacak millet mi olur?