Çankaya senaryoları tam gaz
Abone olGenelkurmay Başkanı Hilmi Özkök 2006'da görevi devrediyor. Sezer ise 2007'de bırakıyor. İktidarın da kendine göre hesapları var. Hal böyle olunca senaryolar çoğaldı.
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Cumhurbaşkanı Sezer, Kara
Kavvetleri Başkanı Yaşar Büyükanıt Başbakan Erdoğan Ankara'nın
gündeminde. Bu dört isim iki makamın halefi ve selefi durumunda.
Genelkurmay ve Cumhurbaşkanlığı için görev süresi azaldıkça
kulisler de artıyor. Hürriyet yazarı Yalçın Doğan Ankara'da
konuşulanları yazısıyla dile getirdi.
Yazı: Yalçın Doğan
Kaynak:
-SIRRI Ankara’da bir öğle yemeğinde öğreniyorum. Yaz başı. Başbakan
Erdoğan’a yakın birileri:
‘Başbakan, Orgeneral Özkök’ün görev süresini uzatmak istiyor.
Özkök’ten memnun. Ama, 2006 Ağustos’unda Özkök Paşa emekli oluyor.
O tarihe yaklaşırken, hükümet bir formül bularak, sürenin
uzatılması için çaba gösterebilir.’
Benim aklıma hemen teknik bir soru geliyor:
‘Süre uzatımı yasal değişiklik ve Sezer’in onayını gerektirir. Bu
konuda Sezer’le anlaşmadan, Erdoğan böyle bir şey yapar mı?.. ’
AKP kurmayları o konudaki güçlüğün farkında. Ama, onları asıl
düşündüren, ‘Özkök’ün süresinin uzatılmasına karşı, ordu içinden
yükselebilecek tepkiler.’
Böyle bir süre uzatımında hem Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt’ın önü kesiliyor, hem de hiyerarşideki piramit
aşağıya doğru kademe kademe etkileniyor.
ANLAMSIZ POLEMİK
Görev süresinin uzatılma senaryosuna daha sonra Cumhurbaşkanlığı
senaryosu ekleniyor.
Aylar önce, bu senaryoları duyduğumda, araştırıyorum. İçi boş
dedikodulardan öteye gitmediğini anlayınca, yazmaya değer
görmüyorum.
Özkök’ün elini, kolunu kıpırdatmasına gerek kalmadan, tek başına bu
senaryolar bile, özellikle laik kanadın, askere yakın kanatla
koalisyon halindeki, üstelik sol etiket taşıyan kesimlerin hışmını
çekiyor. Paşa her fırsatta eleştiriliyor. Nedeni, Özkök’ün bu plana
katıldığı, onun için AKP ile iyi geçindiği tezleri.
Derken, buna ‘AKP ile iyi geçiniyor, çünkü Çankaya için Erdoğan’la
anlaştı’ tezleri ekleniyor.
Aynı kesimin salvoları bu kez bu içerikte. Ancak, böyle bir
olasılığı en sonra eleştirme hakkına sahip olan bu kesim. Çünkü,
her fırsatta ‘çözüm olarak akla önce askeri getirenler’ bunlar.
Özkök Cumhurbaşkanı seçilse, gerçekte onlar için daha iyi bir
tercih değil mi?..
Eşleri türbanlı Tayyip Erdoğan ya da Bülent Arınç’dan daha iyi bir
tercih değil mi?..
Özkök Paşa’ya yönelik eleştirilerin içi boş. Sade suya tirit
polemikler. İpe sapa gelmez, bir araba laf.
MGK’DA ÖZKÖK
Oysa, Özkök Paşa’nın özelliklerine bakınca, içimden ‘keşke
Cumhurbaşkanı olsa’ düşüncesi geçiyor.
Orgeneral Özkök uzun süre Brüksel’de NATO’da görev yapıyor. Çok iyi
İngilizce biliyor. Oradaki görev sırasında, Batı demokrasilerini
içine sindiriyor. Batı demokrasisinde sivil-asker otorite dengesini
öğreniyor. Siyaset-ordu ilişkilerini özümsüyor.
Türkiye’nin AB sürecine inancı tam. Klasik bir Türk komutanı gibi
değil, ama sivil otoriteye saygılı, Batılı bir komutan gibi
davrandığı için, ona yönelik Kemalist eleştiriler eksik değil.
Sivil otoriteye itaat, onların gözünde, AKP’ye teslim olmakla
eşit.
Ne garip, 12 Mart ve 12 Eylül’de askerin tekmesinden en çok
nasibini alanlar, işkenceden geçen, hapis yatanlar arasında, bugün
çare olarak hala askeri görenler var.
Bu eleştirileri yapanlar önemli bir noktayı atlıyor. MGK
toplantılarında Özkök Paşa, laikliği tehdit eden akımlar, bölücülük
ve dış politika konularında en duyarlı konuşmaları yapanlardan
biri. Aksini düşünmek zaten abes.
‘PARLAK BİR ASKER’
Brüksel’de görev yapan yerli, yabancı, sivil, asker ciddi bir
çoğunluk Özkök’ten ‘parlak bir asker’ diye söz ediyor. Brüksel’deki
saygın ismi, demokrasiye inanmış asker kimliğinin ürünü. Bizim
belli takımın yadırgadığı, hem asker, hem demokrasiye inanmış
kimliği. Öyle ya, bugüne askerlik ve demokrasi bizde pek atbaşı
gitmiyor da!..
Devlet adabını biliyor. AB ve ABD ile ilişkileri biliyor. Devlet
deneyi var. Güvenlik sorunlarının tam içinde. Kendi asli
görevlerinin başında gelen, Türk Ordusu’nu modernleştirme
çabalarını zaten yürütüyor. Çankaya’da böyle uygar bir kişi olsa,
diğer seçeneklere göre, kötü mü olur?..
Eleştiriye tahammülü var. İkide bir, şu ya da bu nedenle, kendisini
polemik içine çekmeye çalışanlara da, gösterdiği hoşgörü ortada.
Sonunda bu polemiklerle iligili açıklama yapmak zorunda kalıyor.
Hangi AB ülkesinde bir Genelkurmay Başkanı bu tür polemiklere
çekiliyor?..
Özellikle laik kimliği, gerçekte CHP ve Kemalist kesimin tavrıyla
örtüşmüyor mu?.. Özkök üzerinden AKP’ye yüklenmek yerine, doğrudan
AKP’yi eleştirmek daha doğru değil mi?..
Türkiye’nin de arayıp, bulamadığı bir kişi Özkök Paşa. Keşke
Cumhurbaşkanı seçilse!..