Ağar'dan çok büyük iddia
Abone olDYP lideri hiç bu kadar iddialı konuşmamıştı. Güneydoğu sorunu ile ilgili cesur açıklamalarda bulunan DYP lideri Ağar'ın sözleri kamuoyunda çok tartışılacak.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar Hürriyet'ten Yener Süsoy'a
konuştu. Ağar çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Büyük bir iddiayla söylüyorum, ben iktidar olduğumda
Türkiye’nin dağlarında, dışarıdaki dağlarda Türkiye’nin aleyhine
yönelik hiç kimse kalmayacak. Benim dışımda kimsenin alamayacağı
kararları rahatlıkla alırım. Eğer toplumsal şartlar oluşursa, affı
da gündeme getiririm.
MEHMET Kemal Ağar... Jandarma yüzbaşısı Süleyman Bey’in
torunu, Zülfü’den olma, Mualla’dan doğma, 30 Ekim 1951 Ankara
doğumlu. Kimilerine göre devletin sır küpü. Kimilerine göre,
ülkemizin yaşayan en dokunulmaz, en güçlü kişisi. Kimilerine göre,
sistemin kara kutusu. Kimilerine göre, derin devletin en
derinindeki demir çekirdek. Kimilerine göre de, "Susurluk
Skandalı"nın 1 numaralı ismi.
PİKE MEHMET
Bilardo masalarının ünlü "Pike Mehmet"i. Amansız bir Galatasaray
áşığı. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve sevgili eşi Emel Ağar’la
Çırağan Otel Kempinski’de buluştuk. Daha sonra aramıza Ağarlar’ın
biricik oğulları Tolga da katıldı ve ilk defa fotoğrafının
çekilmesine izin verdi. Otelin Genel Müdür Yardımcısı Sevgili Eyüp
Babür ile Ön Büro Müdürü Levent Topçuoğlu yine muhteşem bir
organizasyon yapmışlardı Kral Dairesi’nde.
SIR KAPISI AÇILDI
Laf lafı açtı, zaman tünelinde geçmişten nefessiz nice turlar
attık. Gözümüz ne balığı gördü, ne zeytinyağlı dolmaları, ne
salatayı, ne de baklavaları. Hatta, ne de ayaklarımızın altına
serilen güzelim Boğaziçi’ni. Komiser yardımcılığından beri
tanıdığım Mehmet Ağar, bugüne kadar adını bile anmadığı "derin sır
küpü"nün kapağını ilk kez araladı.
ALEYHİMİZE KİMSE KALMAYACAK
"Büyük bir iddiayla söylüyorum, ben iktidar olduğum vakit
Türkiye’nin dağlarında, dışarıdaki dağlarda Türkiye’nin aleyhine
yönelik hiç kimse kalmayacak. Benim dışımda kimsenin alamayacağı
kararları, ben rahatlıkla alırım. Eğer toplumsal şartlar oluşursa,
affı da gündeme getiririm. Türkiye’de aflar, toplumda genel kabul
oluştuğunda yapılırsa fayda getiriyor. Aksi takdirde, yeni bir suç
patlaması ortaya çıkarıyor. Bir konuyla ilgili af çıkardığınız
vakit, Anayasa’daki eşitlik ilkesi gereği her tarafa teşmil
ediliyor. Bundan dolayı toplumda affa karşı geniş bir karşı çıkış
oluyor.
EVLATLAR ÖLMESİN
Türkiye dış politikasını, güvenlik politikasını sürekli olarak
PKK’ya endeksli olarak yürütemez. Artık örgüte adam gitmemeli,
bunun önünü kesmek lazım. Dağda uzun yıllar yaşamanın mümkün
olmadığını herkes görmüş durumda. Onun için bu işi bırakmalarını,
normale dönmelerini sağlayacak bir siyasi ağırlığı koymak lazım.
Öyle bir noktaya geldik ki, büyük yaralar almış insanlar, yeni
yaralar, yeni acılar olmasın diyor. Bir insanın hayatında
evladından başka feda edebileceği kıymetli ne olabilir? Bu fedakár
insanlar, "Türkiye’de bir daha bunlar olmasın" diyorsa, önünüzde
bir alan açık demektir. Hiç kimsenin evladı ölmesin, hiç kimsenin
evladı dağda olmasın, dağda hiç kimse olmasın."
Kürtlerin dünyadaki tek devleti biziz
Kürtlerin dünya yüzünde bir tek devleti vardır, o da Türkiye
Cumhuriyeti’dir. Oraların huzuru, İstanbul’un, İzmir’in, Bursa’nın,
Antalya’nın, Ankara’nın huzuru demektir.
10 yıl boşa geçti
Ne yazık ki, bizden sonraki hükümetler, "Nasıl olsa bitti"
havasıyla işi gevşek tuttu. Rehabilitasyon için o bölgelere
öngördüğümüz sosyo-ekonomik taarruz yapılamadı. 10 yıllık süre boşa
geçirildi. Eğer o dönem boşa geçirilmeseydi, bugün dağda adam
kalmazdı. Şimdi her dış politika görüşmesinde PKK’yla mücadele için
yardım istenerek Türkiye küçültülüyor. Türkiye bu meseleyi kendi iç
dinamikleriyle halledecek. CIA, FBI başkanları benimle de görüşmeye
geldi, ben de onları ziyarete gittim; ama hepsi gizli kaldı. Bu
görüşmeler davul zurnayla yapılmaz, aksi olursa karşı taraf bunu
aksettirmek istiyor diye düşünürüm."
Eşi papatya olmayan tek devlet memuru
Hukuk devletinde polis kökenli başbakan neden olmasın Sayın Süsoy?
Bana devlette düşen misyon güvenliğin sağlanması, Türkiye’nin
bölünmesiyle ilgili teşebbüslerin önlenmesiydi. Siyasette ise başka
bir misyonum var, bu yüzden beni sadece polislikle
özdeşleştirmeyin. Mülkiye’nin İktisat Maliye Bölümü mezunuyum.
Polislikte, kaymakamlıkta, genel müdürlükte, valilikte, bakanlıkta
edindiğim tecrübe birikimiyle, daha demokrat, daha özgürlükçü, daha
güçlü bir hukuk devletini var etmek için çalışıyorum. Kaldı ki,
polis halk çocuğudur, Anadolu çocuğudur, toplumun gerçek aynasıdır.
Türkiye’de gerçek anlamda halkın içinden çıkan tek siyasetçi benim,
bunu kimse kavrayamadı daha.
HER MAKAMI GÖRDÜM
Türkiye’de beni cezbedecek bir makam yok, hemen hepsini genç yaşta
gördüm. Alttan yukarıya kendi tırnaklarımla kazarak geldim.
Devlette çok önemli hizmetler yaptım, her mücadelede milletimi
rahat ettirici sonuçlar aldım. Ben siyasette hiç kimseye
sığınmadan, doğrudan milletin gücüyle bu yerlere geldim.
BEN DEVLETE SIĞINMADIM
Herkesin zannettiğinin aksine, ben devlete sığınmadım, beni himaye
eden, koruyan hep milletin kendisi oldu. Bir dönem eşi papatya
olmayan tek devlet memuru bendim. Milletim, devletim için
yaptıklarım helal olsun. Sadece, çocuklarımla yeteri kadar
ilgilenemediğim için çok acı duyuyorum. Bu acıyı hayatımın sonuna
kadar da taşıyacağım.
Herkesin kocama bir oy borcu var
Yener Bey, bunları bir kereye mahsus size anlatacağım. Sonra
sonsuza kadar susacağım. Yasemin’imizin vefat ettiği anda, Mehmet,
"Her şey bitti, siyaseti de bırakıyorum" dedi. Ben anında karşı
çıktım, "Hayır bırakmıyorsun, bak çocuğumuzun gözleri açık. Asıl
şimdi başlıyorsun. Yasemin seni ne kadar çok severdi. Susurluk
denen şeyi, arkasından babanın çıkacağını bilsen bile
araştıracaksın. Yasemin’in gözleri ancak o zaman huzur içinde
kapanır" dedim.
Mehmet çok baba adamdır
Mehmet o kadar altın kalplidir ki, cezaevine giden suçlunun cebine
sigara ve harçlık koyduğunu çok iyi bilirim. Çok baba yönleri
vardır, sohbetlerinin tadına doyum olmaz. Sonuna kadar kocamın
yanındayım, ona çok güveniyorum, inanıyorum. Bu ülkede yaşayan
herkesin, sevse de sevmese de Mehmet Ağar’a bir oy borcu var. Bu
ülke için kendini, ailesini, her şeyini feda etti. Verin bir oy,
deneyin bu adamı.
Oğlum ülkeye cumhurbaşkanı olacak bir gün
Yeni evliyken, kayınvalidem bir gün bana, "Bak kızım, benim oğlum
yarın bu ülkenin cumhurbaşkanı olacak" dedi. Rahmetli kayınpederim
Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde koruma müdürüyken, Mehmet oradaki
lojmanlarında doğmuş. Kayınvalidem bir gün Mehmet’in göbeğini alıp,
ulaşabildiği hızla Celal Bayar’ın oturduğu Köşk’e doğru atmış.
Rahmetli, "Ben rüyamda Atatürk’ü gördüm, onun için önce adını
Mustafa Kemal koyduk; ama sonra babası Mehmet Kemal olsun dedi"
diye anlatmıştı bana.
Bileğini bükemedik
Mehmet Ağar ile arkadaşımız Yener Süsoy, çok uzun süren
sohbetlerinin sonunda bilek güreşine tutuştular. Elazığ asıllı
Ankaralı Ağar ile Karagümrüklü Süsoy’un mücadelesi hayli çekişmeli
geçti. Önceleri baskın durumda olan arkadaşımız, sonunda Ağar’ın
galibiyetini alkışladı.
Haber: Yener Süsoy
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr