Flört döneminizde bunlara dikkat edin!
Abone olŞişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Sibel Mercan, daha flört döneminde ya da nişan alışverişinde dayak yiyen kadınları uyardı
Son dönemde kadına yönelik şiddette artmanın tesadüf
olmadığını kaydederek, ''Toplumsal değer yargılarının değişmesi,
internet, cep telefonu ile iletişimin yaygınlaşması, kadınların
eğitim seviyeleri ve ekonomik güçlerinin artması, beraberinde
boşanma oranlarında artışı da getirdi'' diye konuştu.
Kadın cinayetlerinin hemen hemen hepsinin, kadının boşanma ya da
ayrılma isteğini takiben meydana geldiğini ifade eden Doç. Dr.
Mercan, şunları söyledi:
''Kadınlar, gerek ekonomik, gerekse kültürel, sosyal
baskılar nedeniyle evliliklerinde ya da ilişkilerinde hayal
kırıklığına uğrasalar da evliliği sürdürmeyi tercih ediyordu.
Çalışmayan, kendi başına yaşamını sürdürecek ekonomik gücü olmayan
kadın bir de aile desteği olmadığında dizlerini kırıp koca evinde
yaşadıklarına katlanmaktan başka yol bulamıyordu. Erkek kadını malı
gibi görüyordu, yapılan araştırmalar, dünya genelinde bu algının
yaygın olduğunu gösteriyor. Erkek, kendi isteği ile kadını boşasa
başka kadınla evlense bile eski karısı ya da sevgilisinin başka bir
erkekle bir arada olması fikrine katlanamıyordu. Bu, halen çok
geçerli olan bir algı.''
''ANNELER, OĞULLARINA KADINA SAYGIYI
ÖĞRETMELİDİR''
Doç. Dr. Mercan, yabancı yayınlarda da ''kadının doğurgan olup
olmamasının'' ya da ''menopoza girip
girmediğinin'' kadın cinayetlerindeki öneminin
vurgulandığını kaydederek, ''Kadın menopoza girdiyse, erkek
bu ayrılığı daha az tehlikeli buluyor. Kadın-erkek ayrımcılığının
kültürel ve sosyal olarak devam etmesi, bu cinayetlere zemin
hazırlamaktadır. Erken yaşlardan başlayarak bu ayrımcılığı besleyen
tutumların pekiştirilmemesi ya da ortadan kaldırılması önemlidir.
Anneler, oğullarına kadına saygıyı öğretmelidir''
dedi.
Doç. Dr. Mercan, aile içi şiddete uğrayan kadınlar ve çocukların,
bir yandan taciz mağduru olurken diğer yandan farklı zamanlarda bir
başkasına fiziksel taciz uygulayabildiğini aktardı.
Aile içi şiddetin kesin yasalarla önlenmesinin, yapanların
cezalandırılmasının önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Mercan,
sözlerine şöyle devam etti:
''Kadın ayrımcılığı yapan, kadına saygı göstermeyen, şiddet
eğilimi olan kişilerle beraber olmak uzun vadede şiddete maruz
kalma riskini göze almak demektir. Daha flört döneminde ya da nişan
alışverişinde dayak yiyen bir kadının evlendiğinde dayak yeme
olasılığı çok yüksektir. Birçok kadın, (Onu değiştiririm, aslında
melek gibi bir insan, ama sinirlenince ne yaptığını bilmiyor) gibi
savunmalarla erkekteki şiddete eğilimli yönü görmezden gelebilir.
Bu büyük bir yanılgıdır.''
Alkol ve madde bağımlılığının, şiddete eğilimi artıran faktörler
arasında bulunduğunu bildiren Doç. Dr. Mercan, ''Psikotik
kişilerde, gerçekle bağlantı kopmuştur ve öfke kontrolü zordur.
Gerçekle ilgili olmayan inanışlar ya da algılar varsa, kişide
şiddet eğilimi görülebilir. Sınırda kişilik bozukluğu olan ya da
antisosyal özellik gösteren kişilerde de öfke kontrolü zordur. Bu
kişilerde hem kendine hem de çevresindekilere zarar verme olasılığı
normal topluma göre fazladır. Kafa travması geçirmiş, beyinde hasar
olmuş kişilerde yine ani öfkelenme ve şiddete eğilim
olabilir'' ifadelerini kullandı.