Floransa'da 'akıllı muhalif' eğitimi
Abone olİtalya'daki bir enstitüde, insan hakları savunucularına internet taktikleri üzerine eğitim verilecek. Proje direktörü Federico Moro, öğrenci seçiminde tarafsız olacaklarını söylüyor.
İtalya'nın Floransa kentindeki uluslararası bir enstitüde, insan
hakları savunucularına internet taktikleri üzerine eğitim
verilecek.
Enstitü, ABD merkezli Robert Kennedy Adalet ve İnsan Hakları Merkezi tarafından kuruldu.
Derslerin verileceği bina ise Florence yerel yönetimi tarafından tahsis edilen eski bir hapishane.
Yeni yılda başlayacak eğitim programında öğrencilere, dijital muhalefet uygulamalarıyla ilgili dersler verilecek.
Ayrıca, baskıcı rejimlerin muhalifleri Facebook gibi sosyal
ağlardan nasıl takip ettikleri gösterilerek, internetteki
'kedi-fare oyunları' ve gizlilik kuralları anlatılacak.
Proje direktörü Federico Moro, amaçlarını "demokrasi, insan hakları ve adalet için teknolojiyi kullanmak" diye tarif ediyor. İnsan hakları savunucularının kendilerini bir davaya adarken, bir yandan da yeteneklerini geliştirmesi gerektiğini dile getiriyor.
Eğitim alacak kişilerin kimliği güvenlik gerekçesiyle gizli tutulacak. Moro, sağcı veya solcu ayrımı yapmadan, siyasi baskı veya şiddete karşı insan haklarını savunan kişileri seçtiklerini söylüyor.
Video paylaşımı, yüz karartma, takipten kaçma...
BBC News muhabiri Sean Coughlan'ın haberine göre, Eğitimler sonunda dijital eylemcilerin "akıllı muhalifler" haline getirilmesi amaçlanıyor.
New York merkezli insan hakları grubu Witness üyesi Chris Michael, YouTube'da paylaşılan videoların daha ilgi çekici olması için çeşitli yollar olduğunu belirtiyor.
Bunlardan biri, güvenliği tehlike altına girebilecek kişilerin yüzlerini otomatik olarak silikleştiren bir yazılım programı.
Witness'ın YouTube üzerinde açtığı insan hakları kanalında, Suriye'den Şili'ye, Çin'den ABD'ye kadar birçok ülkedeki aboneler tarafından yüklenen video kayıtları izlenebiliyor.
İzleyicilere sunulacak video kaydının bazı nitelikler taşıması gerektiğine dikkat çeken Michael, "Çok az kişi saatlerce bir şey izler. Dikkatlerini 45 saniyeliğine çekmeniz gerekir; içinde yaşadığımız dünya böyle" diyor.
İnternet üzerinden görüntülü ve sesli iletişim kurarken devlet görevlilerinin takibinden nasıl kurtulunacağı da verilecek dersler arasında.
Bu konuda sanal eylemcilerin kullandığı en popüler sistem Tor ağı.
YouTube'dan izlenebilen görüntüler, Twitter ve Facebook'tan yapılan çağrılar diktatörlükleri çökertmek için yeterli mi? Diğer bir deyişle, modern bir devrim gücünü iPhone merceğinden mi yoksa silah namlusundan mı alır?
İtalya'nın Pisa kentindeki bir toplantıda konuşan Chris Michael, Suriye'deki insan hakları ihlallerini ve devam eden şiddeti örnek göstererek, "Bir şeyi belgelemiş olmanız gerçekte bir şey değiştirmiş olduğunuz anlamına gelmez" diyor.
Diğer yandan, saldırı altındaki kişilerin durumunu anlama ve onlarla iletişim kurma olanağının artmasının önemli olduğunun altını çiziyor.
Katrina Kasırgası'nın yerle bir ettiği ABD'nin New Orleans kentinde yaşayan toplum gönüllüsü Stephen Bradbury, internet etkileşiminin taban örgütlenmesinin yerine geçmesinin "gevşek eylemciliğe" yol açtığı uyarısında bulunuyor.
Ona göre, bir meselede "Beğen" düğmesine tıklamayı yeterli bulanların sayısı az değil.
Birçok "namus cinayetini" ortaya seren Ürdünlü Rana Husseini, dijital teknolojinin takip ve kontrol için kullanıldığında zararlı olmasına karşın, halkın kendisini ifade etme araçlarını da yarattığına dikkat çekiyor. Suriye'de canı pahasına video kayıtları yapan muhalifleri örnek olarak gösteriyor.
Rönesans'ın doğduğu kent, 2013'ten itibaren, genelgeçer siyasi yelpazenin dnışında kalan ve sanal evreni kendi çabalarıyla keşfetmeye çalışan bu tür muhaliflere bir okul kapısı sunuyor.