Flaş iddia '14 Aralık operasyonunu o başlattı'
Abone ol14 Aralık Operasyonu'nun, Tahşiye Yayınevi'nin eski sahibi M. Nuri Turan'ın şikayeti üzerine başlatıldığı iddia edildi; Turan "Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum" dedi. İşte o olay açıklamalar...
Gündeme bomba gibi düşen
14 Aralık operasyonuyla ilgili son durum
haberlerine
göre, gözaltı kararı alınan 31 kişinin,
2009’da 'Tahşiyeciler' olarak bilinen gruba yönelik düzenlenen
operasyonun, Tahşiye Yayınevi'nin eski sahibi Mehmet Nuri Turan'ın
şikayeti üzerine başlatıldığı iddia edildi.
Operasyonla ilgili konuşan Turan ise 14
Aralık operasyonu'nun bombasını patlattı: "Doğrudan
Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum" diyen Turan, "Operasyon
süreci Fethullah Gülen'in Tahşiyecilerle ilgili bir konuşmasıyla
başladı. Raporu ise Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat
Yılmazer hazırladı." dedi.
SORUŞTURMANIN TEK MÜŞTEKİSİ TAHŞİYE
YAYINEVİ'NİN ESKİ SAHİBİ TURAN
Savcı Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmaya,
'Tahşiyeciler' adlı bir gruba yönelik, El Kaide terör örgütü ile
bağlantısı olduğu iddiasıyla, dönemin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
(CMK) 250. maddesiyle görevli özel yetkili İstanbul Cumhuriyet
Başsavcıvekilliği'nin talimatı doğrultusunda, bazı illerde eş
zamanlı yapılan operasyonun konu edildiği bilgisine ulaşıldı.
Başsavcılığın, 31 şüphelinin ismini açıkladığı soruşturmanın tek
müştekisi olduğu belirtilen, Tahşiye Yayınevi'ni 2004 yılında
kurduğunu ve 2012 yılına kadar sahibi olduğunu anlatan Mehmet
Nuri Turan flaş açıklamalarda bulundu.
YAZDIĞI MEKTUP İŞLEME
KONULMAMIŞ
Mehmet Nuri Turan, söz konusu dava kapsamında, cezaevinde tutukluyken 2011 yılının mart ayında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a bir mektup yazdığını anlatan Turan, mektubunun işleme konulmadığını söyledi, medya organları, çalışanları ve dönemin sorumlularıyla ilgili yaptığı şikayet sürecini şöyle anlattı: "Çünkü o dönemde, 'mektup komisyonuna bakanların paralelci olduğu' söylendi bize. Daha sonra 2014 yılının ilkbahar aylarında, ben emniyete bir mail attım; 'böyle bir mektubumun olduğunu, neden takip edilmediğine' dair. Sonra emniyet beni davet etti. Ben de emniyette iki kere ifade verdim ve müşteki olduğumu söyledim. Emniyet, savcılık adına işlem yaptı"
"GİZLİM SAKLIM YOK"
Mehmet Nuri Turan, çağrılması halinde savcılığa gidip ifade
verebileceğini, "gizlisi saklısı" bulunmadığını söyledi:
Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum. Onun
emrini yerine getirenlerin tespit edilerek yargılanmasını istedim.
Mağdur olmamıza sebep olan dönemin sorumlusu herkesten
şikayetçiyim. O dönem yapılan yayınlarla ilgili de şikayetçi
oldum.
"GÜLEN KONUŞTU, YILMAZER RAPOR
HAZIRLADI"
Radikal'de yer alan ilgili habere göre, Turan haklarındaki dava
sürecinin Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009'daki, Tahşiyecilerle
ilgili bir konuşmasıyla başladığını iddia ederek şu sözleri
söyledi:
"24 Nisan 2009'da Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali
Fuat Yılmazer bizim hakkımızda bir rapor verdi emniyet müdürlüğüne.
Bizlerin El Kaide, Hizbullah ve İBDA-C'yi desteklediğimize dair bir
rapordu bu. Birbirlerinden alakasız üç örgüte birden bizi destekçi
yaptı. Orada 20 kişinin ismi vardı. Bunlardan 7'si hakkında
herhangi bir işlem yapılmadı. Fakat 6 Mayıs 2009'da savcı Kadir
Altınışık vasıtasıyla mahkemeden dinleme kararı alındı. Böylece
soruşturma başladı ve büyütüldü" dedi. Dosyadan görebildiği
kadarıyla soruşturmanın 2009 yılının Eylül ayına kadar 'Radikal
Tahşiye grubu' ismiyle devam ettiğini, sonradan Tahşiye'nin
tescilli bir marka olduğunun anlaşılması üzerine, 'Radikal Mehmet
Doğan grubu'na çevrildiğini aktaran Turan, "Hakkımızdaki ihbar
mektubu da yine eylül ayında yazılmış, dosyayı güçlendirmek için.
Çünkü ortada herhangi bir ihbar ve şikayet benzeri bir şey yokken
bir soruşturma başlatılmış"
Turan, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet
Başsavcıvekilliği'nce yürütülen soruşturmada, "Molla Muhammed"
isimli Mehmet Doğan'ın bir numaralı, kendisinin ise iki numaralı
şüpheli olduğunu söyledi, toplam 40 kişiye yönelik bir soruşturma
yürütüldüğünü ifade etti:
"YOK YERE 17 AY HAPİS
YATTIK"
"Suç aleti olarak da iki tane ruhsatlı silahımı aldılar. Halen
silahlarım adli emanettedir. Aynı gün bilmediğimiz bir evde 2,5
adet el bombası bulunmuş. Kriminal rapora göre birisi yarımmış. Onu
da bizim örgüt olmamız için suç aleti olarak önümüze koydular.
Fakat o bulunan bombaların üzerinde sanıklardan hiçbirinin parmak
izi yoktu. Çıkan parmak izleri polislere aitti. Sonra da yok yere
17 ay hapis yattık".