Fitrede cömert davranın uyarısı
Abone olRamazan'da fitreler ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürüyor. İlahiyatçılar kesenin ağzını açın diyor.
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, halk arasında Diyanet
İşleri Başkanlığının her yıl açıkladığı rakamın üzerinde verilen
fitrenin caiz olmadığı yönünde bir kanı olduğunu belirterek, bunun
yanlış olduğunu söyledi.
Çeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fitrenin Ramazan Bayramı
öncesinde fakirlere verilen sadaka olduğunu ve bayram sonrasına
bırakılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Fitrenin kelime olarak ''yaratılış'', ''oruç tutmama'' gibi
anlamlara geldiğini ifade eden Çeker, ''Ramazan Bayramı'nın diğer
anlamı da şükür bayramıdır. Ramazanı oruçla geçirdiğimiz için
şükrediyoruz ve şükür bayramı yapıyoruz. Dolayısıyla fitrenin de
diğer anlamı şükür sadakasıdır'' dedi.
''KİŞİ BAŞINA 50, 100 HATTA BİN LİRA DA VERİLEBİLİR''
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun
bu yıl 6,5 lira olarak açıkladığı fitrenin ailedeki her birey için
ayrı ayrı verildiğini vurgulayan Çeker, şunları kaydetti:
''Halk arasında Diyanet'in her yıl açıkladığı rakamın üzerinde
verilen fitrenin caiz olmadığı yönünde yaygın bir kanı var. Bu çok
yanlış. Diyanetin açıkladığı 6,5 liralık rakam alt sınırdır.
Diyanetin açıkladığı limitin altına düşülemez ancak kişi başına
fitre olarak 50 veya 100 lira hatta bin lira dahi verilebilir. Bu
tamamen kişilerin maddi durumuna bağlı bir durum. Yani maddi durumu
çok iyi olan bir aile fert başına 6,5 lira değil de 50 lira veya
100 lira da fitre verebilir. Fazla verilen fitreye hem fakirler
sevinecek hem de bu fitreyi veren kişi huzur bulacak, mutlu
olacaktır.''
''BAYRAMLAR TATİL YAPMAK İÇİN DEĞİLDİR''
Hazreti Muhammed'in hayatı boyunca hiçbir mal ve mülk edinmediğini,
fakirlere destek olduğunu anlatan Çeker, ''Ramazan ayı cömertlik,
güzel ahlak ve ibadet ayıdır. Bu nedenle vatandaşlarımız cömert ayı
olan ramazanda fitre verirken de cömert olmalı'' diye konuştu.
Çeker, ayrıca Ramazan bayramlarının ''tatil'' olarak algılandığını
ve tatil merkezlerinden rezervasyonlar yaptırıldığını anımsatarak,
şöyle devam etti:
''Bayramlar tatil yapmak için değildir. Dinimiz de bu günleri tatil
için koymamıştır. Dolayısıyla bayramda ortadan kaybolmak, tatile
çıkmak bayramın ruhuna aykırıdır. Bayramda tatile değil
bayramlaşmaya gidilmeli. Evde oturulup ziyaretler kabul edilmeli,
ikramlarda bulunulmalı. Böylece eş, dost, yakın akraba ile sevinç
ve kederlere de ortak olunmalıdır.''