Fisk: Ankara'nın tepkisi ciddiye alınmalı
Abone olOrta doğu uzmanı, muhabir Robert Fisk Independent gazetesinde yayınlanan makalesinde 'Arap Baharı'yla sesini yükselten Türkiye'nin Suriye'ye olan tepkisi ciddiye alınmalı' diyor.
Independent gazetesinde, orta doğu uzmanı,
muhabir Robert Fisk tarafından kaleme alınan
makalede Suriye'de yaşananların Türkiye'de bulduğu yankı ele
alınmış.
Şam'daki elçiliklere yapılan saldırı ardından Ankara'nın öfkesinin iyice arttığını söyleyen Fisk, bu konuda Cumhurbaşkanı Gül'ün "bir daha böyle bir şey yaşanırsa tepkimiz çok farklı olur" demecinin ciddiye alınması gerektiğini belirtmiş.
Fisk, Mavi Marmara olayı ardından İsrail'le diplomatik ilişkilerin kopma noktasına gelmesini hatırlatmış ve "kendine güvenini kazanmış Türkiye, Arap uyanışının liderliğini yapıyor ve Türk bayrağı bir kez daha Arap dünyasında saygıyla dalgalanıyor" demiş.
Yazar, Ankara'nın Suriye dışişleri bakanı tarafından yapılan özürle yetinmeyerek, Mavi Marmara olayı ardından İsrail'den talep edildiği gibi resmi bir özür beklediğini söylemiş.
Türkiye’de Suriye'ye petrol ve elektrik akışının durdurulmasının
bile konuşulduğunu aktaran Fisk, "peki Suriye hükümetinin
jenaratörleri yok mu?" diye sormuş.
Ankara'nın Suriye'den altmış kadar diplomat ve ailelerini geri çağırdığına ancak buna rağmen konsoloslukların halen hizmet verdiğine dikkat çekmiş.
'Gündemde muhalefetin bütünlüğünü sağlamak olacak'
Türkiye'deki muhalefetin Erdoğan'ı mezhep farkı sebebiyle Esad'a karşı olmakla suçladığını, hükümetin bu konudaki yanıtının "peki Şam’la aramız iyiyken mezhep farkı yok muydu" sorusuyla cevapladığını bildiren Fisk, bu cevapta haklılık pay olsa da tatmin edici olmadığını savunmuş, Türkiye'nin nüfusunun büyük kesiminin Sünni olduğunu vurgulamış.
Fisk yazısında Frans dışişleri bakanı Juppe ile Davutoğlu'nun esas gündem maddelerinin Suriyeli muhalifleri bütünleştirmek olacağını iddia etmiş.
Robert Fisk yazısında, Arap Birliği'nin Suriye'ye yollamayı planladığı bağımsız gözlemcilerin Şam tarafından kabul edilmesi ihtimalinin güçlü olduğunu söylemiş.
Ancak yazısını şu sorularla bitirmiş:
Şam gerçekten beş yüz gözlemciye müsaade edecek mi?
Bu gözlemciler ne derece serbest bırakılacaklar?
Ve en önemlisi Suriyeli muhaliflerle görüşüp, silahlı ve gizemli militanların kim olduklarını öğrenebilecekler mi?