Fırtına Obüsleri kimi vurdu?

Önce olayı takip edemeyenler için özet geçelim. Türk ordusu önceki gün akşam saatlerinde Suriye'deki PYD mevzilerini vurdu.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Önce olayı takip edemeyenler için özet geçelim. Türk ordusu önceki gün akşam saatlerinde Suriye'deki PYD mevzilerini vurdu.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırtına obüsleriyle yaptığı atışlarda PYD'nin ele geçirdiği hava üssünü yerle bir etti.

Peki neden?

Bilindiği üzere Suriye coğrafyasında 16 devlet resmen savaş faaliyeti içinde. Bu ülkelerin tamamı PYD denen terörist örgütü her şartta destekliyor.

Son olarak işin içine Rusya'nın girmesiyle cesaretlenip Türkmen bölgesini ele geçirmeye çalışan PYD'nin ilerleyişi Türkiye'yi rahatsız edince gereken yapıldı.

İşin özeti bu...

Şimdi gelelim diğer detaylara...

Tamamı Türk imalatı olan "Fırtına Obüsleri" ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin hayranlıkla takip ettiği bir savaş aracı. 40 ile 60 kilometrelik mesafede santim şaşma göstermeyen ve hedefleri darmadağın eden bu araç bize bir mesaj veriyor.

"Kendin yaparsan vurursun, satın alırsan vurulursun!"

90 yıldır Avrupalılar üretti, biz tükettik. 5 liralık tankı 500'e sattılar. Onlar "üretmeyin" dediler, "tamam" deyip okeyledik. Paramız yetmedi borçlandık.

Batma noktasına geldik.

Eski Türkiye çok ama çok gerilerde kaldı. Şimdi kimseye güman etmeden kendi ürettiklerimizle başımızın çaresine bakıyoruz.

Rusya o bölgede bir süre şov yaptı. Öyle ki "Ben istediğim hava sahasını bile ihlal edebilirim" diyecek kadar ileri gitti.

Bir füze ile durdurulana dek!

Birilerine göre Rusya çok büyüktü, onunla ters düşmek olmazdı. Hatta kimileri diz çöküp "Bizi değil AKP'yi cezalandırın. Bizim suçumuz yok" diye yalvaracak kadar yüreksiz çıktı.

Düne kadar "Yav erkekseniz Suriye helikopterini değil de Rus uçağını düşürün de görelim" diyen zihniyet şimdi bir başka telden çalıyor, "Sıkıyorsa uçakla gidip vursanıza, yemedi di mi?" diyerek aynı alçaklığı bir kez daha sergiliyor.

Dikkat ederseniz yukarıda Fırtına Obüsleri'nin menzil alanının 40 ila 60 kilometre olduğunu söyledim.

Taş atsanız iki üç kişinin kafasını yarma ihtimaliniz var!

O kadar yakın ama bu kadar yakın bir mesafeye neden uçak kaldırmadığımızı sorguluyor sivri zekalar inanabiliyor musunuz?

Bir başka kesim ise, "Alın işte, boş yere savaşa girdik. Suriye'de ne işimiz var?" diyor.

Dünyanın diğer ucundan, taaaa 20 bin kilometre uzaktan gelen ABD ile 2 bin kilometreden gelen Rusya onlara göre masum, ama yanıbaşındaki yangına müdahele ettiği için suçlu Türkiye...

Yukarıda da dedim ya hani..

Türkiye artık eski Türkiye değil. Bastırılan, sindirilen ve direktif alan eski Türkiye geride kaldı.

Dünyanın hiç bir gücü, bizim coğrafyamızı bundan böyle tanzim edemeyecek. Etmeye çalışanlar askeri operasyon olarak karşılığını hep bu şekilde alacak.

Mavi Marmara saldırısı ülke olarak bize bir şey öğretti..

İlk vuran kazanır.

Sonrasında dünya kamuoyundan bazı kınama mesajları gelir. Tıpkı İsrail'e, Rusya'ya, Beşar Esad'a, Sisi'ye geldiği gibi...

Kaldı ki Türkiye bu noktada yerden arşı alaya kadar haklı.

Kendi soydaşlarının katledilmesine engel olmak ve Suriye yangınını sınırından olabildiğince uzak tutmak için yapıyor bu müdahaleyi...

PYD Fırat'ın batısını geçerse bu Türkiye için korkunç bir sonun başlangıcı olur. Orası bizim olmazsa olmazımız!..

Yapılan müdahale kesinlikle doğru. Bugün orası ele geçirilirse yarınlarda Türkiye'nin belli bölgelerinin bölünmesinin önü açılacak.

Ya şimdi vuracaktık, ya da parçalanmayı göze alacaktık.

Türkiye'nin rahatının olmadığı bir dünyada kimsenin rahat edemeyeceğini dünya alem biliyor artık!

Dünya devi dediğimiz ülkelerin yapılan bu müdahaleye gık dahi diyememelerinin çok önemli nedenleri var.

Suudi Arabistan ve Katar daha şimdiden Türkiye'nin yanında yer aldı. En küçük bir müdahale üç ülkeye birden yapılmış sayılacak. Sadece Suudi Arabistan'ın Çin, Rusya, Amerika, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde 7. 6 trilyon dolarlık birikimi var.

Bu paranın geri çekilmesi demek söz konusu ülkelerin kıyameti demek!

Yoksa siz Erdoğan'ın Arap ülkelerine yaptığı ziyaretleri turistik geziden ibaret mi sanıyordunuz?

Hiç mi sormadınız kendinize "Bu adam bir zamanlar Osmanlı'nın başının, gövdesinin ve ayaklarının yer aldığı coğrafyalarda neden mekik dokuyor" diye?

Hiç mi merak etmediniz "Bu adam Türkiye'ye yönelik her darbe girişiminden sonra neden meydanlara çıkıp Türki Cumhuriyetleri ile İslam ülkelerine neden selam gönderiyor" diye?..

Oysa ki demiştim ben size, "Gazı Rusya verse de boruyu Türkiye döşüyor" diye...

Siz daha neler göreceksiniz neler...

Neyse...

Biz "Fırtına Obüsleri"ne geri dönelim. Gördüğüm kadarıyla bu savaş aletlerinin etki alanları da bir hayli büyükmüş!

Baksanıza..

Sen PYD'ye atıyorsun, aynı anda bir çok yerden inilti sesleri yükseliyor. Paraleli, HDP'si, CHP'si ve kronik Erdoğan düşmanlarının tamamı birlikte ağlaşıyor.

İlginç bir alet vesselam...

SÜLEYMAN SOYLU...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu geçtiğimiz haftaya damga vuran isimdi. Önce DİSK Genel Kurulu'nda "Katil Devlet" sloganı atan terörist sevicilerine tepki gösterip salonu terketti.

Ardından Meclis'te HDP'li milletvekiline "Kandili başınıza yıkacağız" diyerek soyadına yakışır soylulukta bir tavır sergiledi.

DİSK Genel Kurulu'ndakilere ne desek boş. Hem davet edip hem küfredecek kadar erdemsiz olanları hangi cümle anlatabilir ki.. Asker ve polis katili olan terörist sevicilerin arasında oturmayı onuruna yediremeyerek mekanı terkeden Süleyman Soylu'yu kutluyorum.

Aylardır Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yerli Milletvekili" diyordu ya hani.. Süleyman Soylu gibi soylu adamlardan bahsediyormuş meğer...

Soysuzların hakkından bir Soylu bile gelebiliyormuş gördünüz değil mi?

Gösterdiği bu asil duruştan sonra hakkında yazılanları takip ettim. Meğer milyonların dili olmuş. Kendisini eleştiren Allah'ın bir kuluna rastlamadım.

Bu tavrın diğer bakan ve milletvekillerine de örnek olmasını diliyorum. Bilinsin ki şehit polis ve askerler, bu terörist destekçileri konuşturanlara haklarını helal etmeyecek.

Onların vebali hepinizin üstünedir.