Fırat salı günü işi bitirecek
Abone olKılıçdaroğlu ile çıktığı düellodan sonra Ak Partili Fırat eleştirilere maruz kaldı. Ancak o Salı günü işi bitirmeyi planlıyor. Bakın ne yapacak?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet
Fırat, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları ile
ilgili gelecek hafta salı günü (7 Ekim) belgeleri
yayınlayacaklarını söyledi.
Fırat, Adana Valiliği tarafından Ramazan Bayramı nedeniyle DSİ 6.
Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesislerinde düzenlenen bayramlaşma
töreninde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BELGELERİ TÜM BASINA BÜYÜTEREK GÖNDERECEK
TBMM'de CHP'li Kılıçdaroğlu ile yaptıkları tartışmayla ilgili
bazı gerçeklerin çarpıtıldığını ifade eden Fırat, “Şimdi Sayın
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de patronaj basın var. Verdiğimiz belgeleri
dahi okuma lütufunda bulunmuyorlar. Bu belgeleri yok farz
ediyorlar. Ama tahmin ediyorum salı günü, bu sefer okuma
mecburiyetinde kalacaklar. Çünkü internet vasıtasıyla bütün
köşe yazarlarına bütün basına bütün belgeleri tek tek, biraz da
büyüterek göndereceğiz. Belki okuma zorluğu bulunan
olabilir” dedi.
Fırat, kendisi hakkında yöneltilen iddiaların baştan sonra
iftirayla dolu olduğunu, bunun CHP'nin temel özelliği olduğunu
savundu.
BAYKAL BENİM SORULARIMA CEVAP VERSİN
Bütün sıkıntıların kaynağının CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a
yönelttiği 3 temel soru olduğunu öne süren Fırat, şöyle
konuştu:
“Bu sorulara cevap veremiyorlar. Bu soruya cevap veremedikleri
için, bu soruyu soran kişiye yani bana özel sempatileri var. Ama ne
yaparlarsa yapsınlar. Benim bu 3 soruma cevap vermedikleri
süre içinde her toplantıda, her fırsat bulduğumda soruları tekrar
edeceğim. Ne zamana kadar? Bu soruya doğru cevapları
verinceye kadar.
SALI GÜNÜ İŞİ BİTİRECEĞİZ
Salı günü bu işi, belgeleriyle bitireceğiz. 3
sorumuzun cevabını bekliyoruz. Dokunulmazlıkla alakası yok. Bunun
Erdoğan ile tartışmayla da alakası yok. Bunu ben soruyorum, bir
vatandaş olarak soruyorum. Benim hakkım. Vatandaşlık hakkımı
kullanıyorum.
Şu servetin kaynağı olarak iddia edilen avukatlık süreci içerisinde
hangi vergi dairesine kayıtlıydı, ne kadar gelir beyan etti, ne
kadar vergi ödedi. Bu kadar basit, çok basit. Her halde 3-5
yıldır en fazla 5 tane vergi beyannamesini gösterirlerse bu iş
biter.”
“SAHTEKARLIK YAPIYORLAR”
Fırat, bir gazetecinin “ortada belge karışıklığı var, belge
fazlalığı yaşanıyor” demesi üzerine “Belge fazlalığı yok.
Sahtekarlık yapılıyor” dedi.
Fırat, bir belgede kendi adının yazıldığını ve “kırmızı
hattan çıkartılması” ibaresinin bulunduğunu anımsatarak,
“Ancak tarihi, tırın yakalanmasından 8 ay öncesi. Salı günü
bunların da evrakını göndereceğim. O şirketin o tarihte
ortağı da değilim. Ancak, buna rağmen şirketin hiçbir zaman hiçbir
şekilde kırmızı hat uygulamasına tabi olmadığının resmi yazısını
göndereceğim. Diğer konuların da tüm cevabını vereceğim” diye
konuştu.
ŞİRKET DE DAVA AÇACAK
Kendisi üzerinden Mersin'deki şirketin itibarının zedelendiğini
ileri süren Fırat, şöyle devam etti:
“Tahmin ediyorum ki dava açacaklar. Hem ceza davası, tabii
ceza davası dokunulmazlık nedeniyle yürümez, hem de tazminat davası
açacaklar. Tazminat davasının kısa sürede neticeleneceğini
düşünüyorum. Benim siyasiler hakkında dava açma adetim yok. Bu
tartışmalar için her gün yüzlerce dava açmam gerekir. Bu siyasetin
gereğidir. Siyasette maalesef böyle yapılıyor. Türkiye'de çirkin
siyaset var. Ben belgeleri ortayı koyacağım, utanıp özür dilerlerse
dilerler.”
BELEDİYELERDEKİ YOLSUZLUK VE USULSÜZLÜK İDDİALARI
Fırat, son günlerde basına yansıyan, belediyelerdeki
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını da takip ettiklerini
belirtti.
Gazetecilerin bu yöndeki sorularını yanıtlayan Fırat, Çankaya
Belediyesi ile ilgili kasetler ortaya çıkınca, AK Partili
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak aleyhinde iddiaların
öne sürüldüğünü vurguladı.
Bunun bir rövanş haline geldiğini ifade eden Fırat, “Onu
örtmek için bunu getiriyorlar. Ben belediyeci değilim. Bunlardan
anlamıyorum ama cevabını belediye başkanı vermiştir.
Burada çirkin olan bunun rövanş haline getirilmesidir. Bir belediye
başkanı kalkıyor, kendi sesiyle, dönen pisliği bütün açıklığıyla
ortaya koyuyor. 'Benimki kirli ama sizde de bu var' demek çözüm
değil. Türkiye'nin bütün pisliklerden arınması lazım. Benim senin
pisliğinle olmaz. Pislik pisliktir.”
Fırat, bir gazetecinin, Çankaya Belediyesi ile ilgili CHP'nin bir
açıklama yaparak, bir an önce soruşturma başlatacakları yönündeki
beyanını hatırlatması üzerine, “Böyle bir refleks bizde de
olacak. Her konuda eğer ciddi görüyorsak araştırırız.
Bizim prensibimiz var. CHP'nin her iddiasında kelle almaya kalksak,
omuz üstünde kelle kalmaz. Biz araştırırız gereğini yaparız” diye
konuştu.
DOĞAN'DAN 1 MİLYON YTL'LİK DAVA
Fırat, Türkiye'nin en büyük manevi tazminat davasının kendisi
hakkında Aydın Doğan tarafından açıldığını belirtti.
Aydın Doğan'ın bir medya patronu olduğunu ve sahibi olduğu medyanın
Kılıçdaroğlu ile yaşanan tartışmayı yükselten, bu hale getiren
unsur olduğunu savunan Fırat, şöyle konuştu:
“Bana karşı 1 milyon YTL'lik dava açılmıştır. Böyle bir
dava daha önce hiç açılmadı. Neden böyle bir dava
açılıyor? Çünkü, medya gücünü silah olarak kullanmak
yetmiyor. Ekonomik güç de gerekiyor. Öyle bir dava açılıyor ki
yargı tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Bununla 'Ey
vatandaş benle ilgili bir şey yaparsan avukat ordumu senin üstüne
salarım, 1 milyon YTL de dava açarım' deniliyor.
Davayı yanlış birine açtılar. Başka birine açsalardı
korkuturlardı. 1 milyon YTL değil, 100 milyon YTL'lik dava açsalar
beni etkilemez. Sadece bana karşı açılmış bir dava değil.
Benim dışımdakileri korkutmak için açılan davadır.”
“BASINDA SENDİKALAŞMAYI MECBURİ HALE GETİRMEK
GEREKİR”
Fırat, Türkiye'de tarafsız ve bağımsız bir basının yerleşmesi
gerektiğini bunun bir tek yolu bulunduğunu, onun da basın
çalışanının özgürlüğü olduğunu vurguladı.
Basın çalışanı özgür olmayan bir medyanın özgürlüğünden
bahsedilemeyeceğini belirten Fırat, “Onun geleceği patronun iki
dudağı arasındaysa, o insan özgür değildir. Maalesef belli bir
dönemden sonra Türkiye'de özellikle basın emektarlarının sendikal
faaliyetleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Basında sendikalaşmayı
mecburi hale getirmek gerekir. Öyle isteğe bağlı değil. Zorunlu,
resmi olarak. Çünkü, basın özgürlüğünü sağlamadığınız süre içinde
düşünce özgürlüğünü sağlamanız mümkün değil. Medyayı, patronların
ekonomik çıkarlarını sağlayacak bir silah olmaktan çıkarmak
gerekir” dedi.