Fındıktan kemoterapi ilacı pilot üretim aşamasında
Abone olDÜZCE Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesindeki akademisyenler farklı bir çalışma ortaya koyuyor. Akademisylenler, fındık atıklarından kemoterapi ilaçlarının etken maddesini elde ederek pilot üretim aşamasına getirdi.
Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama
ve Araştırma Merkezi (DÜBİT) bünyesindeki
akademisyenler, TÜBİTAK desteğiyle yaklaşık 2 yıl boyunca
laboratuvar ortamında yürüttükleri çalışma sonucu fındık
atıklarından kemoterapi ilaçlarının etken maddesini elde ederek
pilot üretim aşamasına getirdi.
Türkiye'de yaklaşık 500 bin ton tarımsal atık olarak bulunan fındık dış kabuğu, çotanak ve yaprakları üzerinde çalışmalar yapan akademisyenler, bilimsel araştırma ve deney hayvanları üzerindeki denemeler sonucunda, dünyadaki ticaret hacmi 2 milyar dolar olan üç kemoterapi ilacının etken maddesini elde etti.
Daha sonra farklı aşamalarda denemeler yapan bilim adamları, ilacın üretimi için yatırımcı görüşmeleri gerçekleştirdi.
Fındık atıklarından elde edilen etken maddenin ilgili firmalar tarafından ilaca dönüştürülerek kanser tedavisinde kullanılması hedefleniyor.
"PROJEMİZ, MİLLİ İLAÇ HEDEFİMİZE YAKLAŞMAMIZI
SAĞLIYOR"
DÜBİT Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Uğraş, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, iki yıl önce TÜBİTAK desteğiyle fındık atıklarında
bulunan kemoterapi ilaçlarının etken maddesinin elde edilmesine
ilişkin başlatılan projenin tamamlandığını söyledi.
Uğraş, projede mikro seviyede etken maddenin saflaştırılmasının tamamlandığını aktararak, "Çalışmamız mikro seviyede 3 kemoterapi ilacının tedavisini sağlayan molekülün öncü bir molekülünü sağlamış oldu. Bu çalışma yatırıma döküldüğünde 3 ilacı elde edilir hale geliyoruz. Çalışmamızda bu molekülün nasıl elde edileceğini, elde edildiğinde fındık kabuğu tonundan ne miktarda çıkarılabileceğini hesapladık. Şu aşamadaki durumumuz, pilot seviyede bu ilaçları elde edebilmek için yatırıma geçmek. Artık TÜBİTAK ve üniversiteden aldığımız desteğin yanında yatırımcıya ihtiyaç var ve görüşmeler gerçekleşiyor." diye konuştu.
Fındığın, Türkiye'nin en önemli tarımsal ürünlerinden olduğunu anlatan Uğraş, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. Bu sadece görünen faydası. Görünmeyen faydası ise atıkları. Fındığın sert kabuğu, yeşil dış kabuğu ve yaprakları. Projemiz her üçüne de odaklanmıştı ve sert kabuk, yeşil kabuk üzerinde çalışmalar yaptık. Bu ikisinin yıllık 500 bin ton atığı oluşuyor. Sert kabuk yakılarak değerlendirilirken, yeşil kabuk tam anlamıyla bir çevre problemi olarak atıl oluyor. Projemiz, hem bu atıkların değerlendirilmesini hem de milli ilaç hedefimize yaklaşmamızı sağlıyor.
"KESİNLİKLE VATANDAŞLARIMIZ 'KABUĞU KAYNATAYIM SUYUNU
İÇEYİM' ANLAMI ÇIKARMASIN!"
Bu, vatandaşlar tarafından
kabukların kaynatılıp içilmesi anlamına gelmesin. Bu kesinlikle
bilgi gerektiren, doktorların ileri seviyede kanser teşhisi koymuş
ve kemoterapide kullanılacak bir ilaç. Ancak doktorların
gözetiminde kullanılması gerekir. Biz bu ilaçların kimyasal
deneylerini yaptık. Kesinlikle vatandaşlarımız 'kabuğu kaynatayım
suyunu içeyim' anlamı çıkarmasın. İlaç firmasında, ilaç normuna
getirildikten sonra doktor tavsiyesinde kullanılıyor."
"İHRACAT YAPACAK KONUMA GELİRİZ"
Uğraş, elde edilecek ilacın kanser tedavisinde kullanılacağını dile
getirerek, "İlaç, özellikle göğüs ve yumurtalık kanserlerinde
kullanılacak. Hastanelerde uzman hemşire ve doktorlar tarafından
uygulanan bir ilaç sınıfındadır. Elde edilen molekülden dünyada 3
ilaç üretiliyor. Bu ilaçların dünyadaki ticaret hacmi 2 milyar
dolar civarında. Ülke olarak bu ilaçlara ödediğimiz para ise
yaklaşık 100 milyon lira olarak karşımıza çıkıyor. Fındık kabuğu
atıklarını ele aldığımızda, uygun bir yatırımcıyla bunu ekonomiye
kazandırdığımızda, sadece ithalatın önüne geçmiş olmayız, ihracat
yapacak konuma geliriz." şeklinde konuştu.