Financial Times yazdı Türkiye'yi bekleyen 2 tehlike
Abone olHükümetin Kobani politikasındaki değişimini beklenmedik bulan Financial Times, dün ABD baskısı yüzünden Türkiye'nin ‘U dönüşü’ yaptığını iddia etti, bugün de nedenini açıkladı...
Türkiye'nin Kobani ile ilgili olarak, IŞİD’e karşı
savaşan PKK bağlantılı PYD’ye yardıma ilişkin tavrı, dünya
medyasında tartışma konusu oldu. Tüm dünyanın gözünü
çevirdiği Türkiye'nin, Kobani politikasının değişmesiyle dünya
basını ayrı ayrı bu konuyu işledi.
İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'nin Kobani politikasının
değişimini eleştirel bir bakış açısıyla ele alarak, PKK ile bir
çatışmayı yeniden alevlendirme riskinin doğacağını belirtti.
Hükümetinin attığı son adımları "beklenmedik" bulan Financial
Times, Ankara’nın ABD baskısına ‘boyun eğerek’ Kobani konusunda ‘U
dönüşü’ yaptığını, 'Türkiye'nin bu kafa karıştırıcı
politikasının arkasındaysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aklındaki
"dost" ve "düşman" Kürt ayrımının yattığını' öne sürdü.
"EN GÜVENLİ TAMPON BÖLGE"
Financial Times yazarı David Gardner'ın ele aldığı ilgili makalede,
Türkiye'nin IŞİD'le arasındaki en tutarlı "tampon bölge"nin,
Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Suriye'de tutunmaya
çalışan Kürtlerin varlığı olduğunu yazdı.
Gardner, 'Türkiye'nin geçen hafta Irak sınırında PKK mevzilerini
bombaladığını' hatırlatarak başladığı yazısında, eş zamanlı olarak
ABD uçaklarının, özünde PKK bağlantılı olan Kobani'deki Kürt
savaşçıları rahatlatmak için IŞİD mevzilerini bombaladığını
vurguladı.
"U DÖNÜŞÜ"
Yazar, AKP hükümetinin uzun zamandır iyi ilişkiler içinde
olduğu Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı peşmergelerin
Kobani'ye geçişine izin veriliyor fakat düşman olarak görülen PKK
militanlarının kente geçişi engelleniyor.
Hükümet ile hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki
müzakerelerin devam ettiğini hatırlatan yazı, şu ifadelerle devam
etti:
"Türkiye Kobani politikasını değiştirse de, hâlâ iki büyük
tehlikeyle karşı karşıya. İlki, Erdoğan'ın Kürtlerle başlattığı
barış sürecinin çökmesi riski.
İkincisi ise; Suriye'deki iç savaş sırasında sınırların rahat
bırakılmasını fırsat bilen ve Türkiye içinde hücreler oluşturan
IŞİD'in, bu hücreleri harekete geçirmesi.
NATO müttefikleri, Türkiye'nin ABD öncülüğündeki koalisyona
isteksizce ve çok geç katıldığı fikrindeler. Ankara ise, anlaşılır
bir tavırla, diğer müttefiklerin kara operasyonu yürütmeyeceği bir
savaşta, yalnızca kendisinin kara operasyonu yapması baskısına
direnç gösteriyor.
Ve Türkiye, yalnızca hava operasyonuyla IŞİD'le ne kadar mücadele
edilebileceğini sorguluyor."
"TÜRKİYE MUHALİFLERİ EĞİTMEK İSTİYOR"
Yazıda, Türkiye'nin taleplerine de
değiniliyor:
"Kara operasyonu baskısına karşı çıkan Türkiye, bunun yerine uçuşa
yasak, tampon bölge oluşturmak ve burada muhalifleri eğitmek
istiyor.
Türkiye'nin bir diğer talebi de, koalisyonun Esad rejimini devirme
konusunda uzlaşması. Ancak bu talep koalisyon çevresinde çok da
ilgi görmedi.
Türkiye, Suriye rejimini sorunların temel nedeni olarak görüyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Esad yerinde kaldığı sürece, ılımlı
Sünni muhalifleri tekrar harekete geçirmek ve IŞİD'e karşı
örgütlemek zor görünüyor.
Türkiye öte yandan ABD'nin ve diğer müttefiklerin güvenilirliğini
de sorguluyor. 1991'deki Körfez savaşının ardından Ankara, o
dönemde Kuzey Irak'ta "uçuşa yasak bölge" oluşturulmasına rağmen,
topraklarına akın eden çok sayıda Kürt mülteciyle tek başına
ilgilenmişti.
Nitekim Amerika'nın 2003 Irak müdahalesinin ardından, bölgede
mezhep çatışmaları arttı ve Türkiye Irak'ın parçalanışını
izledi."
"MÜTTEFİKLER DE TÜRKİYE'YE ŞÜPHEYLE
YAKLAŞIYOR"
Gardner, benzer şekilde müttefiklerin de Türkiye'ye şüpheyle
yaklaştığını belirtti:
"Ama müttefiklerin de Türkiye konusunda soru işaretleri var.
Erdoğan ve eski Dışişleri Bakanı, yeni Başbakan Davutoğlu'nun,
çalkantılı Arap bölgelerinde 'Sünni İslamcı bir rüzgar yaratma'
fikrinden vazgeçip vazgeçmediğini merak ediyorlar.
Müttefikler, hem Türkiye'nin önceliklerini hem de zamanlamasını
sorguluyorlar.
Erdoğan, rakibi ana muhalefet partisine hiçbir seçimde yenilmiyor.
Ana muhalefet partisi Türkiye'deki büyük Alevi azınlıkla
özdeşleştirilirken, Erdoğan'ın söylemleri giderek daha
Sünnileşiyor. Bu da Orta Doğu'yu karıştıran mezhep çatışmalarına
karşı Türkiye'nin direncini azaltıyor."
"BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN MEŞRULAŞABİLİR"
Türkiye'nin en tutarlı tampon bölgesinin aslında Kürtlerin varlığı
olduğunu belirten yazar, katalizör görevi gören Kürtlerin bağımsız
bir Kürdistan'ı meşru kılabileceğini öne sürdü:
"Ankara'nın Kobani'ye yaklaşımı ve Erdoğan'ın IŞİD ile PYD'yi aynı
kefeye koyan söylemi, Türkiye'de Kürtlerle barış sürecinin çökmesi
riskini taşıyor. Oysa Türkiye'nin IŞİD'le arasındaki en tutarlı
güvenli bölgeler, Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile
Suriye'de tutunmaya çalışan Kürt varlığı.
Tüm bunların sonucunda, IŞİD'in tüm azınlıklara yönelik hesaplı ve
dogmatik şiddeti de göz önüne alındığında, Kürtler katalizör görevi
görebilir ve bu da, bağımsız bir Kürdistan'ı haklı kılabilir."
Kaynak: Financial Times, BBC