Filistin'de Türkiye krizi
Abone olFilistin'e giden Türk heyeti, Mukata karargahına geldiğinde tepkiyle karşılaştı. Filistinliler ile Türkler arasında tartışma yaşandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ve Filistin yönetimlerinin
istemesi durumunda Türkiye'nin 'arabulucu' olmaya hazır olduğunu
söyledi. İki günlük ziyaret için Ortadoğu'da bulunan Başbakan
Erdoğan'ın bugünkü durağı Filistin'di. Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas ile Başbakan Erdoğan yaptıkları görüşmenin ardından
ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Mısır'da geçtiğimiz
şubat ayında yapılan Şarm El Şeyh zirvesinin ardından Ortadoğu'da
bir sükünet dönemine girildiğini belirtti. Başbakan, Türkiye'nin
istendiği takdirde iki ülke arasında yapılacak barış görüşmelerinde
'arabulucu' olmaya hazır olduğunu da vurgulayarak, "biz barışın ve
adil, kalıcı çözümün oluşmasına vesile olmak istiyoruz. Ancak
burada üstleneceğimiz role taraflar karar verecek" diye konuştu.
Filsitin Devlet Başkanı Abbas da, İsrail'in arabulucu olarak
Türkiye'yi istemesi durumunda buna sıcak bakacaklarını belirtti ve
"uyuşmazlığa taraf olanların aralarında arabulucuk görevini ifa
edecek tarafın tespitinde anlaşmaları gerekir. İsrail, kardeş ülke
Türkiye'ye sıcak bakıyorsa bizim için uygun. Zaten biz bunu hep
istemekteyiz. Türkiye'nin önemli roller oynama imkanına sahip
olduğunu düşünüyorum" dedi. TEK YANLI BARIŞ OLMAZ Bölgede kalıcı ve
adil çözümün sağlanması için tarafların sürece katkı sağlaması
gerektiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, barış sürecinin tek
yanlı olarak sağlanamayacağını ifade etti. Filistin Devlet Başkanı
Mahmud Abbas da, Türkiye'nin bölgedeki barış sürecine yönelik
katkılarından ötürü teşekkür etti ve Erdoğan ile yaptıkları
görüşmenin verimli geçtiğine dikkat çekti. Abbas, Türkiye'den
siyasi ve ekonomik destek beklediklerini de sözlerine ekledi.
KIRMIZI HAT TALEBİ ŞARON'DAN Gazetecilerin İsrail'le Türkiye
arasında kurulacak olan direkt telefon hattıyla ilgili sorularıyla
da karşılaşan Erdoğan, bu talebin İsrail Başbakanı Ariel Şaron
tarafından geldiğini belirtti. Erdoğan, "bizim uluslararası direkt
telefon hatları kurulması konusunda sıkıntımız yok" dedi. ABBAS:
TÜRKİYE'NİN ARABULUCULUĞUNU ÖTEDEN BERİ İSTİYORUZ Filistin Ulusal
Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, "Biz kardeş ülke Türkiye’den hem
siyasi, hem de ekonomik destek ve katkı bekliyoruz" dedi. Abbas,
Türkiye’nin arabuluculuğuyla ilgili soru üzerine, önce uyuşmazlığa
taraf olanların arabulucuk görevini kimin yapacağı konusunda
uzlaşmaları gerektiğini belirtti ve "İsrail bunu istiyorsa biz
zaten bunu öteden beri istemekteyiz. Arabuluculuğu söz konusu olan
Türkiye bu konuda ehildir, bu imkana sahiptir" diye konuştu.
Türkiye’nin barış sürecinde etkin rolü olduğunu belirten Abbas, bu
etkinliğinin devam etmesini arzuladıklarını da kaydetti. Abbas,
uluslararası düzeyde barış sürecinde sonuca ulaşılması için çeşitli
çabaların sürdüğünü ve Şarm El Şeyh zirvesinde yapılan anlaşmanın
içeriğini de uygulamaya fiilen başladıklarını, ancak bazı
hükümlerin uygulanmasında gecikmeler olduğunu ifade ederek, "O da
Filistin’den değil, İsrail tarafından kaynaklanıyor" dedi. Henüz
Filistinli mülteciler ve İsrail’in Filistinli kentlerden çekilmesi
konularındaki uygulamanın tam gerçekleşmediğini hatırlatan Abbas,
"Ancak diyaloğumuz devam ediyor ve devam edecek" diye konuştu.
Mahmud Abbas, basın toplantısının başında, Başbakan Erdoğan ve Türk
heyetine "Hoş geldiniz" derken, Filistin’i Türkiye’ye bağlayan ve
tarihe dayanan kardeşlik ilişkilerinden duyduğu memnuniyeti dile
getirdi. "Bizler kardeş ülke Türkiye’nin, bölge ve dünyadaki etkili
girişimlerde bulunacağına ve bir rol oynayacağına inanıyoruz" diyen
Abbas, Başbakan ve Türk halkına, Filistinli güvenlik güçlerinin
eğitimi, tarım, sağlık, kültür ve diğer alanlarda verdiği destek ve
yardımlardan ötürü teşekkür etti. Abbas, ayrıca bir koordinatör
atanmasının Türkiye’nin yardımlarının kesintisiz devam edeceğinin
bir göstergesi olduğunu söyledi. ERDOĞAN: HAZIRIZ... Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, "İsrail ve Filistin’in Türkiye’yi arabuluculuğa
davet etmesi halinde, bu görevi yerine getiririz" dedi. Erdoğan,
konuşmasında, Filistinli yöneticilerle yaptığı görüşmenin verimli
geçtiğini belirterek, "Türkiye ile Filistin arasında köklü bir
tarihe ve ortak kültürel değerlere dayalı temeli sağlam ve özel
ilişkiler mevcuttur" dedi. "TÜRKİYE ELİNDEN GELENİ YAPAR" İsrail
ile Filistin arasında Şarm El-Şeyh’te başlayan sürecin
güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, barış sürecinin tek
yanlı olmadığını ve bu sürece her iki tarafın da destek verip
katkıda bulunmasının şart olduğunu söyledi. Siyasi sürecin
güçlendirilmesi için ekonomik ve ticari ilişkilerin önemli olduğunu
anlatan Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda bir adım atarak, 27 Nisan
tarihinde Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile İsrail
ve Filistinli muhataplarının biraraya geldiğini hatırlattı. İkinci
adımın İsrail’de yapılacak toplantılarla atılacağını ifade eden
Erdoğan, bölgedeki itilafın etkilerini derinden hisseden bir ülke
olarak Türkiye’nin elinden geleni yapacağını vurguladı. Erdoğan,
daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir
gazetecinin, "İsrail tarafı bugün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin
bölgede siyasi bir rolü olmadığı, olsa olsa ekonomik yönden katkı
sunabileceğini duyurdu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz" sorusuna, şu
yanıtı verdi: "Dün akşam Sayın Şaron ile birlikte yaptığımız basın
toplantısında Sayın Şaron, tam aksine Türkiye’nin barış sürecine
çok önemli katkılarının olacağını ifade ettiler. Burada tabii
içeriğinin ne olup olmayacağını ben bilemem. İsrail ve Filistin’in
Türkiye’ye arabuluculuğa davet etmesi halinde bu görevi yerine
getiririz" "ABBAS’IN ELİ GÜÇLENDİRİLMELİ" Erdoğan, bir diğer
gazetecinin, "İsrailli yetkililerle görüşmelerinizde, Sayın
Abbas’ın şahsıyla ilgili sorunları olmadığı, ancak Sayın Abbas’ın
silahlı gruplar için önlem almadığı yönünde size görüş bildirildi.
Siz bu konuyu Sayın Abbas ile görüşmenizde gündeme getirdiniz mi?"
sorusunu da, "Ben bu tespiti doğru bulmuyorum. Çünkü Sayın Abbas’ın
Filistin’de elinin güçlendirilmesi gerekir. Elinin güçlü olması
lazım ki silahlı hareketlere karşı bir otorite kurabilsin" diye
yanıtladı. Erdoğan, "Dün İsrail’de temaslarda bulundunuz. Bizler
hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin İsrail ile askeri alanda güvenlik
işbirliği anlaşması var. Dünkü temaslarınız sırasında da Türkiye ve
İsrail arasında telefon hattı kurulduğunu açıkladınız. Türkiye bu
durumda İsrail ile Filistin arasında nasıl bir arabuluculuk rolü
üstlenebilecek" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Bu talep bize sayın
Şaron tarafından geldi. Bizim uluslararasında direkt telefon hattı
konusunda bir kısıtlamamız yok. Dünkü açıklamamda da (ben aracıdan,
tefeciden hoşlanmam direkt hat kurulsa iyi olur) dedim. Filistin
ile aramızda da zaten böyle bir sıkıntı yok. Filistin ile de direkt
telefon hattı kurabiliriz. Çünkü bize burada düşen görevler var.
Onun için biz, Filistin halkına yardımda bulunacağız. İsrail ile de
askeri, ticari, siyasi ilişkilerimizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.
Biz onlarla olan bu ilişkilerin bu süreci hızlandıracağı
kanaatindeyiz. Türkiye’nin böyle bir konumu, özelliği var. Bu
özelliği sayesinde her iki ülke lideri de Türkiye’nin burada önemli
bir rol oynayabileceğini düşünüyor." Bu arada, Erdoğan-Abbas
görüşmesinin başlamasının ardından, Mukata karargahına gelen Türk
delegasyonu üyelerini, Filistinli güvenlik güçleri binaya almak
istemedi. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan’ın korumalarıyla
Filistinli korumalar arasında kısa süreli arbede yaşandı.