CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ankara tarafından
yürütülen “İtidal” ve “Sivilleri
koruma” politikasındaki hassasiyet 19 gündür korundu.
Bugün ki AK Parti meclis grup toplantısında ses tonu ve uslub yeni
bir noktaya taşındı.
Erdoğan, kabine üyeleri ve ekibi tarafından yapılan temaslarda
taraflara “artık dur, yoksa sonuçlarına
katlanırsın” uyarısı yapılmaya başlandı.
7 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas’ın ilk saldırısından
itibaren, hem Hamas’a hem de İsrail’e olan tepkisini net bir
biçimde ortaya koymuştu. Başından beri her iki taraf için
“Sivillerin ölmemesi” gerektiğini 25 ülke ile
yapmış olduğu temaslarda dile getirmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki taraf için, sivil ölümlere
karşı çıkan ve bunu mevkidaşlarıyla paylaşan bir lider.
Yaşanan insanlık dramının ve savaşın daha geniş alanlara
yayılmasını önlemek amacıyla mesajların içeriği ve ses tonu doğal
olarak sertleşti. Filistin meselesinin milli bir mesele olduğuna
vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zaman da İsrail’e
“şimdi birlikte hareket ettiklerinin seni yarı yolda
bırakır. İşte o zaman çalacağın kapı tarihte daha öncede çaldığın
gibi bizim kapımız olacaktır” dedi.
ABD’nin politikası başından beri büyük abi olarak direksiyona
geçmek ve küçük kardeş İsrail’in varlığını sürdürmesi için dur kalk
yaptırmak üzerinedir. İsrail ABD’nin müsaade ettiği kadar güçlü
olabilir. İsrail ve işbirlikçisi ABD’yi en çok tedirgin eden ülke
İran’dır.
İran, İsrail’in Gazze’ye saldırmasının bir karşılığı olacağı
yönünde sert ifadeler kullandı. Şii milislerin eğitildiği, bölge
için silahlandırıldığı, verilecek emirle harekete geçeceği
gerçeğini yüksek sesle ifade etti.
Bunun üzerine:
ABD; İran’ın kulağına “Sakın müdahale
etme”, “Müdahale edersen vururum”
diye fısıldadı. Pimi çekilmiş bir bomba durumunda olan İran savaşın
yayılmasına müsaade etmemelidir.
İsrail’in kara harekatının boyutları bilinmiyor. Harekat birkaç
hafta ya da birkaç ay sürebilir. Uzun vadeli bir harekat büyük
riskleri de beraberinde getirecektir. Hizbullah’ın savaşa müdahil
olması durumunda bölgedeki gelişmeler farklı boyuta taşınabilir.
İran’ın bu durumda Lübnan üzerinden İsrail’e bir vekalet savaşı
yürütmesi olasıdır.
Bu olasılık üzerine ;
ABD savaş gemilerini bölgeye göndermiş olabilir. Tüm ihtimaller
ABD tarafından değerlendirilmekte. İsrail kara harekatı için
aceleci davransa da ertelenme sebebi başarıya ulaşamama
endişesindendir. İsrail kara harekatı için hazırlıklarını
işbirlikçilerinin yardımıyla göstere göstere yaparken, aynı zaman
da Gazze’yi bomba yağmuruna tutup, sivilleri katlediyor.
Bu arada:
Batı’nın “terörist” dediği Hamas iki rehineyi
daha serbest bıraktı. Rehinelerin serbest bırakılırken ki
görüntüleri yansıdı. Rehineler tokalaşarak ayrılıyor bulundukları
yerden. Rehinelerden biri “Kendileri ne yiyorsa bize de onları
yedirdiler. İlaçlarımı getirdiler. Temizlik şartlarını sağladılar.
Hiç aç kalmadık” diyor.
Evet ilk saldırı yılların birikmiş gazıyla Hamas’tan geldi.
Fakat savaş kurallarını ihlal etmediler.
Toplu cezalandırma, elektrik, su, gaz, erzak ve tıbbı malzeme
mahrumiyeti savaş suçudur. Bunu yapmıyorlar İsrail gibi.