Fikri Akyüz'ü kandil gecesi harcadı

Abone ol

Aktüel dergisi yazarı Fikri Akyüz, Turkuvaz grubuyla yollarını ayırdı... Ancak bu ayrılışın ilginç bir de öyküsü var.

Aydın Doğan, Rasim Ozan ve Nagehan Alçı'nın buluşmasını köşesine taşıyan Aktüel yazarı Fikri Akyüz işinden oldu.

Hem de Kandil Gecesi, bizzat telefon aldığı patronu tarafından üstelik haraket dolu bir konuşma sonucunda.

Rotahaber'deki köşesinde bu görüşmenin ayrıntılarını aktaran Akyüz, Başbakan'ın dünürü de olan Serhat Albayrak'a da demediğini bırakmadı.

İŞTE O YAZI...

Bir önceki yazımda Aydın Doğan ile Rasim Ozan-Nagehan Alçı'nın ev buluşmasını yazmıştım. Destekleyen o kadar çok mail, telefon, twitter mesajı geldi ki.. Ama bugün gelen bir telefon vardı ki, bu telefonu açan kişiyi ve söylediklerini yazmam şart oldu.

Anılan yazıdan adı geçenlerden biri olan Serhat Albayrak aradı.

"Serhat Albayrak kim?" diyecek olanlar olabilir. O benim patronum.. Daha doğrusu, "du.."!

Patronumdu çünkü bugüne kadar Yeni Aktüel dergisi yazarıydım.

Bugün istifa ettim.

Pozisyonu karıştırılmasın diye eklemem lazım:

Serhat Albayrak, Başbakan Erdoğan'ın damadının ağabeyi..

Başbakan'ın damadı Berat Albayrak, biliyorsunuz Çalık Holding'in CEO'su..

Berat Albayrak'ın ağabeyi Serhat Albayrak ise aralarında Sabah, Takvim, ATV, Ahaber, Yeni Aktüel gibi yayın organlarının bağlı olduğu Turkuvaz grubunun CEO'su.

O YAZIDAN SONRA ARADI

İşte bir önceki yazımdan sonra bugün (cuma)) Serhat Albayrak beni aradı..

Asistanı, "sabit telefondan görüşmek istiyor" dedi. "Herhalde Ergenekon'un 1 numarasını açıklayacak" diye düşündüm! Neyse, sabit telefon hattımı aradı.

Özel bir konuşmayı burada aktarmamı yanlış değerlendirecek olanlar olabilir. Ama konuşmanın muhatabı ben olduğum için, üstelik bu muhatabın bir onuru olduğu için yazmayı zorunlu gördüm.

Albayrak, aynen şöyle dedi:

"Sen nasıl olur da benim yazarlarım Sevilay Yükselir ve Rasim Ozan'a çakarsın. Habire bana, grubuma, yazarlarıma çakıp duruyorsun."

Ben de ona "O yazımda ve öncesinde hiçbir zaman gruba ve şahsınıza çakmadım."

"Hayır" dedi, "benim adımı geçirmişsin."

Evet adını geçirdim, ama bakın adını nasıl geçirmişim.

Aynen aktarıyorum:

"Hükümetle arasını sıcak tutmak isteyen Aydın Doğan, Rasim Ozan kanalıyla

Serhat Albayrak üzerinden bunu GERÇEKLEŞTİREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜR"

Şimdi bu cümlede "Serhat Albayrak ile Aydın Doğan birlikte iş pişiriyorlar" gibi bir anlam çıkıyor mu? Türkçesi biraz olan kişi elbette bu anlamı çıkarmaz..

Kaldı ki Aydın Doğan'ın böyle düşünmesini ben böyle değerlendirmişim..

Bundan Serhat Albayrak'a ne?

İşin buraya kadar olan kısmı, şahsıma bir eleştiridir, anlarım.. Ama bakın sonra ne oldu? Serhat Albayrak, "Senin işin gücün bize çakmak, sen hasetliğe devam et" diyerek telefonu suratıma kapattı..

Evet Serhat Albayrak ne yaptı, tekrarlıyorum:

Telefonu suratıma kapattı..

Peki şimdi geliyorum işin sadedine..

"Ey Serhat Albayrak, sen adam değilsin" demeyeceğim elbette.. Hakaret etmek benim vazifelerim arasında değil çünkü..

O yüzden cümleyi şöyle kuruyorum: "Ey Serhat Albayrak, bana adam muamelesi yapma.. Tamam ama bana çocuk muamelesi de yapma.. Çünkü ben çocuk değilim.."

Başbakan Erdoğan gibi, bazı yanlış icraatına ve söylemine rağmen bu Türkiye'ye bir Türkiye daha katmış olan bir insanın "sırtına dayanarak" kendinizde bu gücü vehmetmeniz, bana hakaret etmenizin mazereti midir?

Sizin yazarınız olan Sevilay Yükselir geçen yıl bana köşesinin tamamını ayırıp bana olmadık hakaretler ederken ona "Sen Fikri'ye niye çakıyorsun?" dediniz mi?

Ya da siz böyle söylemedin diye ben sana "Niye Sevilay'a çakma demedin" dedim mi? Demedim..

Ama şimdi diyorum.. Çünkü o çok temiz ve bilgili bir yazı işleri kadrosu bulunan Aktüel'de yazdığım için yani bana "maaş verdiğin" için bunu sineye çekeceğimi mi düşündünüz?

"Para mı onur mu?" ikileminin ne manaya geldiğini Sadık Albayrak gibi bu memlekette bedeller ödemiş olan, yani parayı onura tercih etmemiş olan babana bakmış olsaydın, sanıyorum anlayacaktın.

Ben ki Doğan Grubu tarafından devşirilmek şöyle dursun, Doğan Grubu'nun devşirmeyi bile "düşünemeyeceği" biri olarak bu memlekete büyük hizmetler yapmış olan bu hükümeti desteklemedim mi? Desteklemeye devam etmiyor muyum?

Marifet, iktidara sırtını dayayarak kendinde fevkalade marifetler varmış vehmine kapılmak değildir..

Vicdan, müktesabat, cesaret üçlüsüne iman eden biri olarak benim parayla satın alınamayacağımı hala kestiremediniz mi?

En nihayetinde sahibi olduğum 2006 model arabadan iner, 2000 model arabaya binerim..

Sizin gibi, Başbakan'ın sırtına binmem!

(Bu, girizgah oldu.. Yandaşlık, yalakalık, yanaşmalık, iktidar, medya gibi konulara değineceğim yazı bundan bir sonraki yazı olacaktır.. Yandaş denilmesinden gocunmayan biri olarak yazacağım..)

Günün Önemli Haberleri