Fidan İran ajanı mı? Cemaatin planını Taraf yazarı açıkladı
Abone olTaraf yazarı Amberin Zaman, Gülen cemaatinin İran takıntısının altında yatan nedenleri sorguladı.
Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman, cemaatin küresel
çapta büyümek için ABD ve İsrail'e kendini kabul ettirme adına
İran'ı hedef seçtiğini yazdı.
Amberin Zaman, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İran ajanı olduğuni iddia eden cemaat için eleştirel bir yazı kaleme aldı.
"Nedir bu Gülen Hareketi’nin kemikleşmiş İran takıntısı" diye soran yazar, Fidan'ın İran'a yakın olmadığını düşünüyor.
"Hakan Fidan İran ajanı mı" başlıklı bugünkü yazısında yazar, "İdeolojik pencereden değerlendirildiğinde Fidan’ın olsa olsa İsrail düşmanı olduğunu söyleyebiliriz" diyor.
Her taşın altında İran'ı arayan cemaatin bu tutumunu irdeleyen
Amberin Zaman, konuyla ilgili iyimser ve kötümser ihtimalleri
okurlarıyla böyle paylaştı:
FİDAN'A TUHAF YAFTALAMALAR
"Hakan Fidan’ın İran ajanı olup olmadığı sorusuna neden tekrar
değindiğime gelince... PKK ile de ilişkilendirilmek istenen Fidan,
benzer tuhaflıkta yaftalamalarla hâlâ hedefte. Bu kez tozlu
raflardan indirilen Selam Tevhid örgütü üzerinden. Hani “ah
bakınız Uğur Mumcu’nun katilleri” diye 2000 yılında
Hizbullah’ın İstanbul’daki karargâhına düzenlenen baskın sırasında
“bulunan” mektup sayesinde “keşfedilen” ve
“İran maşası” diye lanse edilen şey. Gülen
Cemaati’ne yakın yayın organları “casusluk”
suçundan tutuklanan polislerin hükümetin bu örgüt üzerinden İran’la
kurduğu bağları deşifre ettikleri için kurban edildiklerini
savunuyor. Reza Zarrab ve Halk Bank üzerinden yürütüldüğü iddia
edilen kaçak altın ticaretini de iktidar ve İran arasındaki
“özel” bağlarla ilişkilendiriyor.
Son dönemde emniyet ve yargıda yaşanan tutuklama, kızağa çekme ve
benzeri operasyonların öncellikle 17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk
dosyalarının üstünü örtmek adına yapıldığını anlamak için özel zekâ
gerekmiyor. Artık Gülen Hareketi’yle uzaktan yakından ilişkisi olan
herkes potansiyel suçlu (aslında potansiyel hesap soran) gözüyle
bakılıyor.
AMERİKA'YA KENDİNİ KABULLENDİRMEK
Fakat iktidarın tüm günahları aynı zamanda ve ısrarla hükümetin
sözde İran aşkına dayandırıldığında insan sormadan edemiyor. Nedir
bu Gülen Hareketi’nin kemikleşmiş İran takıntısı? Rasyonel bir
açıklaması var mıdır? Örneğin yürütülen mantık şu mudur?
“Küresel çapta büyümek için 1- Radikal İslamcı olmadığını
kanıtlamak. 2- Amerika’ya kendini kabullendirmek. 3- Bunun temel
şartı olarak İsrail karşıtı olmadığını, hatta dostu olduğunu
göstermek. 4- Bunun en kestirme yolu ise İran karşıtı pozisyon
almak...” “İyimser” yorum bu.
Şİİ DÜŞMANI MIDIR?
Ancak bir ihtimal daha var: Gülen Cemaati özünde Şii düşmanı mıdır? Veya soruyu tersinden soralım. Gülen Cemaati mezhepçi reflekslerle mi hareket ediyor? Cevabı beklenen sorulardan biri de bu."