Fidan cinayetinden Öcalan haberdar
Abone olHADEP'in eski Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan'ın öldürülmesi olayıyla ilgili davanın görülmesine başlandı. Fidan'ın oğlu terör örgütü PKK yöneticilerini suçladı.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, tutuklu
sanıklar Fırat Karahan, Veysi Akgönül, Mustafa Kemal Ok ile
tutuksuz yargılanan Mehmet Zeki Peker hazır bulunurken, müşteki
Avukatı Mustafa Aladağ ile öldürülen Hikmet Fidan'ın oğlu Tarık
Fidan da katıldı. Duruşmada, sanıkların daha önceden görmesi
nedeniyle iddianame okunmadan savunmalara geçildi. Tutuklu sanık
Fırat Karahan savunmasında, Hikmet Fidan ile iş bulmak için gittiği
Irak'ta tanıştığını söyledi. Üzerine atılı suçlamaları kabul
etmediğini öne süren Karahan, şöyle dedi: ''Ben PKK'ya 1992 yılında
katıldım 1.5 yıl kaldıktan sonra yakalanarak 11 yıl cezaevinde
kaldım. Cezaevindeyken bu yolun sonunun olmadığını gördüm. Kendime
yeni bir sayfa açmak için örgütle olan ilişkilerimi kestim.
Cezaevinden çıktıktan sonra sabıkalı olduğum için iş bulamadım. İş
için Irak'a gitmek zorunda kaldım. Orada Hikmet Fidan ve Nizamettin
Taş ile tanıştım. Oradaki iş şartları bana uygun olmayınca tekrar
geri geldim. İstanbul'da bir yakınımla işyeri açmak isterken,
yakalanarak gözaltına alındım. Ben suçsuzum tahliyemi talep
ediyorum.'' İddianamede, yasadışı PWD (Yurtsever Demokrat Parti)
örgütü üyesi olmak, örgüte finansal destek sağlamak için şirket
kurmak ve Hikmet Fidan'ın öldürülmesi eylemine aracılık etmek
iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Veysi Akgönül de Hikmet
Fidan'ın öldürülmesi olayıyla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.
Lokanta açmak için gittiği Irak'ın Süleymaniye kentinde Osman
Öcalan, Hikmet Fidan ve Nizamettin Taş ile tanıştığını kaydeden
Akgönül, şunları söyledi: ''Süleymaniye'de lokanta açmak için Baran
adlı şahsa 3 bin 500 dolar verdim. İş olmayınca geri döndüm. Daha
sonra paramı almak için Irak'a gittiğimde Baran beni Osman Öcalan,
Hikmet Fidan ve Nizamettin Taş ile tanıştırdı. Türkiye'ye geldikten
bir süre sonra para hesabıma aktarıldı. Bir gün beni Hikmet Fidan
arayarak, şirket kurmamı istedi. Ben de şirket açtım. Ben ve
ortağım Diyarbakır'da saldırıya uğradık. Benim şirketin ticari
amaçlı bir şirketti. Ben Hikmet Fidan'ı ağabeyim gibi severdim.
Hiçbir örgütle bir ilgim yoktur.'' Tutuklu diğer sanık Mustafa
Kemal Ok ise Hikmet Fidan'ı hayatında hiç görmediğini ve olayla
ilgisi olmadığını bildirerek, tahliyesini istedi. -''TEHDİT
EDİLİYORDU''- Duruşmaya müşteki olarak katılan Hikmet Fidan'ın oğlu
Tarık Fidan, babasının demokrasiyi savunan ve her zaman silaha
karşı çıkan biri olduğunu ifade ederek, ''Düşüncesini son
zamanlarda yüksek sesle dile getiriyordu. Babam Zübeyir Aydar ve
Murat Karayılan tarafından tehdit ediliyordu. Babam hakkında
görüşlerine saygı göstermeyenlerin ölüm kararı verdiğini
düşünüyorum. Bu cinayetten Abdullah Öcalan'ın haberi olduğunu
düşünüyorum'' dedi. Müşteki avukatı Mustafa Aladağ da ''Bu olayda
kimin çıkarları zedelenmiş ise bu hususun soruşturulmasını ve
soruşturmanın bu yönde derinleştirilmesini istiyoruz. Abdullah
Öcalan'ın 'muhaliflerin susturulması' yönündeki beyanlarının dava
dosyasına eklenmesini talep ediyoruz'' diye konuştu. Mahkeme heyeti
verdiği kısa aradan sonra tutuklu sanıklardan Mustafa Kemal Ok'un
tahliyesine, Fırat Karahan ve Veysi Akgönül'ün ise tutukluluk
halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden yasadışı PWD (Yurtsever Demokrat Parti) örgütü ile
ilgili olarak istenen bilgilerin beklenmesine ve dosyadaki eksik
evrakların giderilmesi için duruşmanın ertelenmesini kararlaştırdı.
İddianamede, Fidan'ı öldüren tetikçinin hala aranan terör örgütü
PKK üyesi Serkan Ş. olduğu ve terör örgütü PKK'nın örgütten
ayrılarak Osman Öcalan'ın kurduğu yasadışı Yurtsever Demokrat Parti
adına faaliyette bulunan Hikmet Fidan'ı öldürme kararı aldığı
belirtiliyor. İddianamede, cinayete karışan Fırat Karahan hakkında
TCK'nın 302. maddesi uyarınca ömür boyu hapis, Mustafa Kemal Ok ile
Veysi Akgönül hakkında ise TCK'nın 314. maddesi uyarınca 10'ar yıl
hapis cezası isteniyor. Bu arada, duruşma nedeniyle Diyarbakır
Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, izleyiciler
iki defa üst aramasından geçirildikten sonra duruşma salonuna
alındı. Duruşmayı aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Segin
Tanrıkulu'nun bulunduğu bir grup avukat da izledi.