Feyzioğlu: Bu siyasetse siyaset yapıyorum
Abone olTürkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Danıştay töreninde ‘siyaset yaptı’ eleştirilerine “Bu siyasetse siyaset yapıyorum” diye cev...
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Danıştay
töreninde ‘siyaset yaptı’ eleştirilerine “Bu siyasetse siyaset
yapıyorum” diye cevap verdi.
Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünde Başbakan Erdoğan’la yaşadığı
diyalogla Türkiye gündeminde oturan Türkiye Barolar Birliği Başkanı
Metin Feyzioğlu, İzmir Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce
Topluluğu’nun düzenlediği ‘Gençler Soruyor Feyzioğlu Yanıtlıyor’
etkinliğine katıldı. Feyzioğlu, söyleşide, siyaset yaptığına
ilişkin eleştirilere cevap verdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ana
muhalefet partisinin bulunduğu bir törende sorunları konuşmak
siyasetse siyaset yaptığını söyleyen Feyzioğlu, halk ‘devam’ derse
rahatsız etmeye devam edeceğini, ‘sus’ derse yine halkın kararı
olduğunu belirtti.
Konuşmasında Danıştay töreninde Başbakan Erdoğan ile tartışmasına
değinen Feyzioğlu, Danıştay konuşmasında siyaset yapmadığını öne
sürerek şöyle konuştu: “Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar tehdit
ederlerse etsinler ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, toplarıyla
tüfekleriyle, bizim birbirimize olan sevgimizi önleyemeyecekler.
Alışmamışlar insan için bir şey söylenmesine, hizmet edilmesine,
merkeze insanın konduğu hukuka. Ne dersek siyaset yapıyor diyorlar.
Bu siyasetse siyaset yapıyorum. Bu birilerinin dediği gibi
seviyesiz siyasetse seviyesiz siyaset yapıyorum var mı? Ama biz
buna insanlık diyoruz. Biz buna insan odaklı hukuk diyoruz, insan
merkezli hukukçuluk diyoruz. İnsanlığı hatırlasınlar insan olmanın
ne demek olduğunu gördüklerinde yaptığımızı kendi yaptıkları
siyasete hiç benzemeyen bir hukukçuluk olduğunu görürler.”
“İNSANA DAİR HER ŞEY YARGININ SORUNUDUR”
Danıştay’daki Van konuşmasının ‘yeri olmadığı’na ilişkin
eleştirilere de yanıt veren Feyzioğlu, “Neymiş efendim başkanı
Van’da konteyner kentte açıkta kalan 44 kiracının derdini selam
getirdim diye dile getiremezmişim. Yeri burası değilmiş. Yeri
neresi? İşte orada bunu çözecek herkes. Açsın okusunlar. Anayasanın
2. maddesi ‘Türkiye Cumhuriyeti sosyal hukuk devletidir’ diyor. O
değiştirmeyi kafalarına koydukları Anayasanın 2. maddesi. Diyorum
ki bütün mal sahiplerine yıkılan evleri verdiniz Allah sizden razı
olsun. Biz hepimiz seferber olduk. Sadece Ankara Barosu 5 TIR
malzeme topladı. Van’ın acısı bizim acımızdır dedik. Kuradan
çıkmayanlar ne olmuş. Bu kadar insanı ve hukuki bir talebi
getirmekten ibaret. Yargının sorunu değilmiş. Nerede insanın sorunu
vardır, yargının sorunudur. İnsana dair her şey yargının sorunudur.
1 Mayıs’ı gündeme getirme yeri orası değişmiş. AİHM 1 Mayıs’ı
yasakladığınızda Türkiye’yi mahkum etti. İnsanların istedikleri
meydanda bu bayramı kutlama hakları vardır dedi. Siz yine
yasakladınız. Ama cümle yapıcı başlıyor.2011’de meydanı açtınız
teşekkür ederiz gurur duyduk ama 2014’teki yasağınız devletimizin
polisi ile yurttaşı provokatörlerin çabasıyla karşı karşıya
getirdiniz.”
“BAŞBAKAN’IN MAHKUM EDİLMESİNE DOĞRUDUR DİYEN VAR MI?”
Konuşmasında Başbakan’ın şiir okuması nedeniyle mahkum edilmesini
de eleştirdiğini kaydeden Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yanlış var mı? Asla yok. 1960’ta bu ülkede başbakanı astı. Acısını
yüreğimizde taşıyoruz. Üzülmeyenimiz var mı? Deniz Gezmişlerin
asılmasına üzülmeyeniniz var mı? Sayın Başbakan’ın belediye
başkanlığı döneminde şiir okuduğu için mahkum edilmesine ‘Doğrudur’
diyen var mı? Hemen arkasından da Hrant Dink’in cımbızla seçilmiş
cümlesini gerekçe gösterip cahilce mahkum edenleri kınıyorum.
Sivas’ı Çorum’u Kahramanmaraş’ta kaynayan kazanlara atılarak
öldürülen yurttaşlarımızı burada anmayacak mıyız? Ne demek yeri
değilmiş. Yeri miting meydanları mı?”
“SUS DERSENİZ KARAR SİZİN”
Konuşmasında siyasetçilere seslenen Feyzioğlu, güç kimin eline
geçtiyse ülkeye barış ve mutluluk getirmesini istedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 30 Mart seçimleri gibi göz oymadan
yapılması gerektiğini belirten Feyzioğlu, ”O zaman gelin süreci
birbirimizi kucaklayarak götürelim derken, iletişim kuralım derken
kıyamet kopuyor. Ama ben düşman ilan edilmeye bütün gazetelerinde
hedef gösterilmeye her türlü tehdite hepsine bin kere katlanmaya
arazıyım. Söylediğimiz doğruysa ‘devam’ diyorsanız ben devam
edeceğim. Deseniz ki ‘sus’, karar sizin. Bu ülke çok zulüm gördü.
Açık konuşalım şapkamızı önümüze koyup konuşalım. Bu ülkede
Atatürk’ü anamayanlar, Atatürk ayağa kalksa sen Kemalistsen ben
değilim deyip sopayla kovalayacağı insanlar, kızlarımızı başı
kapalı diye üniversite kapısından döndürdü. Elimizi yüreğimize
koymadık. Zor durumda olanları sahiplenmek için örgütlenmedik.
Şimdi birileri çıkmış paarmak sallayarak başını açacaksınız diyor
açmıyor açmayacak. Başı açığımız, başı kapalımız, Alevimiz
Sunnimiz, Türk’ümüz Kürt’ümüz bir elin beş parmağı gibiyiz. Dünya
görüşümüz ayrı olabilir. Siyasetçi olarak bakışımız olabilir ama
kolumuz birdir. Biz Türk milletiyiz. Her insan değerdir,
değerlidir” dedi.
“SATIR SATIR OKUYUN”
İnsanları biat eden, göbek kaşıyan, cahil, anlamaz bilmez diye
küçümsemek, başı açıksa böyledir başı kapalıysa şöyledir diye
kategorize etmek, eline içki alıyorsa dinsizdir almıyorsa yobazdır
diye etiketlemek yerine hepimiz insanız denirse daha farklı bir
dünya oluşabileceğini kaydeden Feyzioğlu, “Danıştay konulmasını
lütfen satır satır okuyun. O konuşmada Türkiye’yi insani hukuk
anlayışı ile kucaklayan bir yaklaşım vardı. Türkiye’yi dışarıda bir
tek yurttaşı bile öksüz bırakmayacak şekilde sahiplenen bir hukuk
anlayışı vardı. Öfkelendiren budur. Öfkelendirmeye siz istiyorsanız
devam” diye konuştu.
“100. YIL MARŞINI YAZACAĞIZ”
10. yıl marşını, 100. yılda da söylemeye devam edeceklerini
kaydeden Feyzioğlu, şu ifadelere yer verdi: “Buraya Sarı Saçlım
Mavi Gözlüm çalıyordu. 10. yıl marşımızı da 100. yılımızda gururla
söylemeye devam edeceğiz. Birileri varsın küçümsesin. ‘10 yıla
kadar neler yaptınız’ diye. Bilsinler ki bu cumhuriyet 1 lira dış
borç alamdan ve Osmanlı’nın bütün borçlarını tıkır tıkır ödeyerek
bu işleri yaptı. 10 yılda yaptığı mucizedir mucize ama bu mucizenin
değerini bilip daha yüzlerce yıl millet bu marşı söylerken bizim
görevimiz, cumhuriyetin 100. yıl marşını bestelemek. 10. yıl marşı
ile gurur duymaya devam ama sermayesini yemeye hayır. 10 yılın
sermayesini zaten yiyen yedi, satan sattı. 100. yıl marşımızı
yazacağız sizinle mücadelemiz budur. Bu cumhuriyetin 100. yıl
marşında devlet dairelerin ön kapıları protokole değil sıradan diye
küçümsedikleri yurttaşa açık olmalı. Bu cumhuriyet 100. Yılında
eğitim politikasını insan planlamasını bitirmiş ve pırıl pırıl
güvenli geleceğe yol alıyor olmalı. Yüksek teknoloji üretimini
zirveye taşımış olmalı ki, hala inşaat sektörüne şişirilmiş bir
ekonomi değil gerçekten dünya liderliğine oynamalı. Sanatı ve
sanatçıyı baş tacı etmeli. Sanatın köleleştirildiği bir yete bilim
gelişemez. Sanatın içine tükürenler, toplumu tavuk toplumu olmaya
mahkum ediyorlar. Yani yumurtası sürekli altından alınan sömürülen
toplum. Biz 100. Yıl marşımızda sömürüye hayır diyeceğiz var
mısınız?”
“RAHATSIZ OLMAYA DEVAM EDEBİLİRLER”
Bugünlük sohbetin sonuna geldiklerini ama verecekleri rahatsızlığın
son bulmadığını belirten Feyzioğlu, sözlerini şöyle
sonlandırdı:
“Rahatsız olmaya devam edebilirler. İnsani hukuktan rahatsızlık
duyanlar istedikleri kadar rahatsız olabilirler. Biz insan demeye,
insani hukuk demeye, sosyal hukuk devleti demeye, ödleri koparsa da
Atatürk demeye, hiç hoşlanmasalar da bu milleti inanan inanmayan
diye din istismarı yaparak birbirine düşüremeyeceksiniz, hepimiz
kardeşiz demeye devam edeceğiz. Tek kişi kalsam bile diyecektim ama
tek kişi kalma gibi bir ihtimalim yok. Üslübumuz yapıcı tarzımız
herkesi kucaklayıcı.”
(İHA)