Feyzioğlu aydınların bildirisine sert çıktı
Abone olTürkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, hükümeti katliam yapmakla suçlayan akademisyenlerin bildirisine sert çıktı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Kanlı
terör örgütü PKK’ya bir cümlecik dahi aleyhte konuşmadan sürekli
ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ne söz söyleyenleri, mütareke
döneminin işgal altındaki sözde aydınlarının kalıntıları olarak
niteliyorum” dedi.
1128 akademisyenin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi ortalığı karıştırdı. Operasyonların durdurulması çağrısında bulunan aydınlar hükümeti Kürt katliamı yapmak ve sürgün politikaları izlemekle suçlamıştı.
Günlerdir tartışılan bildiri Feyzioğlu'nun da gündemindeydi. Feyzioğlu, Çorum Barosu’nun 64’üncü kuruluş yıldönümü dolayısıyla kentteki bir otelde düzenlenen etkinlikte konuştu.
PKK'NIN UTANMAZCA KAZDIĞI HENDEKLER
Saldırıda öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi özlemle
andığını ifade eden Feyzioğlu, "Tahir başkan, görüşlerine
katılırsınız, katılmazsanız ama sağduyunun sessiydi. ‘Burada silah
istemiyoruz’ cümlesini kanlı terör örgütü PKK’nın utanmazca kazdığı
hendeklerin önünde, kanasların ve keleşlerin gölgesi altında
söyleyecek kadar cesur bir insandır. İstemiyoruz dediği silahlar o
silahlardır" diye konuştu.
TAHİR ELÇİ ÜZERİNDEN PROPAGANDA
Elçi’nin öldürülmesi ve cenazesi üzerinden birilerinin propaganda
yaptığını ancak kendisinin Elçi’nin duruşunu önemsediğini belirten
Feyzioğlu, "Çünkü bu duruş 79 baro başkanının ve barolar birliğinin
Türkiye’yi kenetleyen duruşudur. Her konuda aynı düşünmek zorunda
değiliz hatta mümkünse çok farklı düşünelim ama birbirimizle aynı
terimlerle aynı hususları anlayacak şekilde anlaşalım, konuşalım.
Konuşmazsak bu ülkeyi ayakta tutamayız. Birbirimize değer
vermezsek, birbirimizi en azından anlamaya çalışmazsak birliğimizi
beraberliğimizi sağlayamayız" ifadelerini kullandı.
"DEVLET YIKILIRSA HEPİMİZ ALTINDA KALIRIZ"
Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini anlatan Feyzioğlu, sözlerini
şu şekilde sürdürdü: "Şunu hep birlikte söylemek
zorundayız; devlet yıkılırsa herkes, hepimiz altında kalırız.
Devlet yıkılırsa ne adaletten ne gelecekten ne refahtan ne insan
haklarından ne de aydınlık bir gelecekten söz edebiliriz. O halde
devleti yıkmak isteyen herkese, her güce karşı yek vücut olmak
zorundayız. Bu noktada kanlı terör örgütü PKK’ya bir cümlecik dahi
aleyhte konuşmadan sürekli ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ne söz
söyleyenleri, mütakere döneminin işgal altındaki İstanbul’un sözde
aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum."
"Biz ‘adalet mülkün temelidir’ diyen ve bunu iliklerimize kadar
yaşayan avukatlar olarak devleti ayakta tutmanın, mülke sağlam bir
temel kazandırmanın vazgeçilmez şartının hukukun üstünlüğü olduğunu
biliriz" diyen Feyzioğlu, hukukun, üstünün hukuku şeklinde değil
herkesin sığındığı herkese, mevkisine, kimliğine, siyasi
düşüncesine, dinine, mezhebine ve ideolojisine rağmen eşit
uygulandığı hukuk olması gerektiğini söyledi.