Fevzioğlu'ndan korkutan açıklama! Öldürülecek
Abone olMetin Feyzioğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmeye başlandığı şu dönemde, "Rus uçağını düşüren pilotumuz öldürülecek. O pilotun canı, devletin namusudur" uyarısında bulundu.
Geçen yıl sınırımızı ihlal ettiği için düşürülen
Rus uçağını vuran pilotla ilgili kaygılarını Sözcü'yle paylaşan
Feyzioğlu şöyle konuştu...
Pilotumuzun başına bir şey gelirse, kendinden haber alınamazsa,
ben bunu Rus istihbarat servisine bağlarım. O zaman milletçe
'pilotumuzun kimliğini kim açık etti' diye sorarız.
Rusya Federasyonu Hava Kuvvetleri'ne ait Sukhoi Su-24M tipi uçak,
24 Kasım 2015 tarihinde, sınır ihlali gerçekleştirdi ve jetlerimiz
tarafından düşürüldü. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof.
Dr. Metin Feyzioğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmeye
başlandığı şu dönemde, "Rus uçağını düşüren pilotumuz
öldürülecek. O pilotun canı, devletin namusudur"
uyarısında bulundu.
Milli Güvenlik Kurulu'nda, Suriye sınırında angajman kurallarının
eksiksiz bir biçimde uygulanması, "kuş uçmasına bile
engel olunması" istenmişti.
RUSYA PİLOTUN PEŞİNDE
Bazı çevrelerin Rusya'ya ait uçağı düşüren pilotun adını öğrenmek
için çaba gösterdikleri, başarılı olunamayınca soruşturma
açılmasını sağlatıp, dosyaya ismi gireceği için oradan öğrenmek
istedikleri yolunda iddialar yaygınlaştı.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu da daha ciddi sonuçlar doğurabilecek
bilgilere ulaştı. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, SÖZCÜ'ye
şunları söyledi:
"UYARMAK GÖREVİMİZ"
"Pilotumuzla ilgili bir şeyler oluyor. Uyarmak görevimiz. Uçağı
düşüren pilotun kim olduğunu bilmiyorum. Zaten kimsenin bilmemesi
lazım. Bu bilgi, en gizli devlet sırrı olmalı. Ama bir şeyler
oluyor. Uyarmak da görevimiz. Eski tecrübelerimizi hatırlıyor ve
kaygılanıyoruz. Biliyorsunuz, sarmal yapı dağılmadan önce
'gazeteci' izli mermi atar gibi bir yazı yazar, hedef belirler,
ardından soruşturmalar gelirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne böyle
balyoz vurulmuştu. Şimdi de eski sarmalın parti kanadında kalanları
mermilerini sıkıyorlar."
"CEMAATÇİ İLAN ETTİLER"
Rus uçağı düşürüldü. Cumhurbaşkanı 26 Kasım'da muhtarlara
'Yine olsa yine vururuz!' dedi. Zamanın Başbakanı
kanaatimce samimi olarak göğsünü siper etti, 'emri ben
verdim!' dedi.
Sonrası şöyle. İktidarın destekçisi olan derinlikli 'yazar'lar, Rusya'yla yakınlaşmanın alt yapısını oluşturma görevini üstlendiler. Malum, bu ara her günahın sebebi yalnızca cemaat! F-16 pilotumuz, Türk Hava Kuvvetleri'ne sızmış cemaatçi yapının adamı ilan edildi.
Sayın Cumhurbaşkanı da 'Bizim Putin ile bambaşka bir
ilişkimiz vardı. Bir pilotun hatası yüzünden Türkiye'nin feda
edilmesi düşündürücü' sözü var ki, sarayın 'aslında öyle
demedi'cilerini yormadan biz iyiye yoralım ve buradaki 'pilot' ile
kastedilenin, cümlenin gelişine rağmen, Rus pilot olduğunu
varsayalım.
"ONAY VERMEDEN VURULAMAZ"
Bütün bu işaretlemelerden sonra pilotumuz hakkında bir soruşturma
açılacak olur ise kimliği açık edilmiş olur. Pilotun karargâhtan
izin almadan Rus uçağını vuramaz. Karargahın, siyasi iktidarın
önceden rızası olmadan böyle bir 'olur' verebileceğine inanan ya da
hava kuvvetleri içindeki cemaatçi pilotların elektronik
haberleşmeyi engelleyerek Rus uçağının uyarılarımızı almasını
engelledikleri sözüne, bu işleri azıcık bilen birisi ihtimal verir
mi? Vermez.
"PİLOTUMUZUN BAŞINA BİR ŞEY GELİRSE BUNU RUS İSTİHBARAT
SERVİSİNE BAĞLARIM"
F-16 pilotumuzun başına bir şey gelirse, mesela hayatın anlamını
keşfetmek için evinden ayrılır ve bir daha haber alınamazsa, bir
trafik kazasında son nefesini verirse veya bindiği uçağa yıldırım
isabet eder ve ölürse, bunu Rus İstihbarat Servisi FSB'ye (eski
KGB) bağlarım. O zaman da günün birinde milletçe 'pilotumuzun
kimliğini kim açık etti?' diye sorarız. İşin özeti şu: Kimsenin üç
kuruşluk hesabı bizi ilgilendirmez. F-16 pilotumuzun canı,
devletimizin namusudur."