Fetullah'a küfret deyince Adil Öksüz ne yanıt verdi?
Abone ol15 Temmuz darbe girişiminin 1 numaralı ismi Adil Öksüz gözaltındayken neler oldu? Öksüz'ün serbest kalmasından sorumlu tutulan Ali İhsan Sarıkoca'dan yeni açıklamalar...
15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltındaki FETÖ İmamı
Adil Öksüz'le karakolda görüştüğü ortaya çıkan FETÖ sanığı ve
Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca'dan yeni bir açıklama daha
geldi.
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuşan Sarıkoca, jandarma karakolundayken Öksüz'ün "FETÖ imamı" olduğunun bilindiğini, kendisinin de yanına yaklaşarak hakaret ettiğini ve hatta sinirlerine hakim olamayarak daha da ileri gittiğini iddia etti. Sarıkoca'nın iddiasına göre polis, yakalananların FETÖ imamı olup olmadığını "Fethullahçı değilsen Fethullah'a küfret" diyerek anlamaya çalıştı. Sarıkoca'nın iddiasına göre Adil Öksüz, "ben öyle bir şey diyemem" dedi.
İşte Sarıkoca'nın o ifadeleri:
FETULLAH'A KÜFRET
"Akıncı Üssü'nde pist başları vurulduktan sonra, darbecilerin
sivil kıyafetle tarlalara kaçtığı ihbarı gelmişti. Kazan'daki
kuvvetler müdahale ediyor, Ankara'dan da destek istenmişti. İkindi
namazından sonra, Kazan Jandarma Karakolu'nda olduğunu öğrendiği
polis Serter Koçak'ın yanına gitti. Polis Serter, yakalananların
“cemaat imamı” olup olmadığını anlamak için onlara
“Fethullahçı değilsen, Fethullah'a küfret”
diyordu. Aynı şeyi Adil Öksüz'e de yaptı. Öksüz, “Ben öyle bir şey
diyemem” deyince, imam olduğunu anladı.
Ali İhsan Sarıkoca, karakolda askerlerle birlikte gözaltında bulunanlardan birisinin de cemaat imamlarından Adil Öksüz olduğunu öğrendi. Sarıkoca, Adil Öksüz'ü ilk kez orada gördüğünü de belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Benim karakola girdiğim andan, çıktığım ana kadar yaşanan her şey kamera kayıtlarında var. Benim gidişim Adil Öksüz'ü bir ziyaret, onunla görüşme değil, o anki psikoloji ve öfkeyle ‘vatan haini' olarak gördüğüm kişiye bütün karakoldaki polis ve jandarmanın da duyacağı şekilde bağırdım, çağırdım, hakaretler ettim. Kazan'da gördüğüm şehitleri ve köprüde 16 yaşında oğluyla birlikte şehit edilen Erol Olçak'ı anlattım. Daha da öfkelendim. Sinirime hakim olamadım ve daha da ileriye gittim.”
ARAPÇA AYETLERLE
Ben, yapılanları, şehitleri anlatınca, ‘biz böyle
olmasını tasvip etmiyorduk' dedi. Bunun üzerine
bağırarak, ‘Senin Fethullah'ın da ‘bu işin içinde
yokuz' diyecek. Biz sizi biliriz. Bir de sözde ilahiyatçı
olacaksın. Bunları İslam'da hangi kriterlere oturtuyorsun?”
“Bunun üzerine Adil Öksüz, bana Arapça bir ayet okudu. Ayet
konusu ‘masumların öldürülemeyeceğine' ilişkindi. Bu sözleri
üzerine daha da öfkelendim, Arapça olarak ‘Niye söylediğiniz şeyi
yapmazsınız' anlamına gelen ayeti okudum. Ardından da, ‘Ben
hafızım. Başkalarını kandırabilirsin ama beni kandıramazsın'
dedim.”
“Adil Öksüz, dikkatlice yüzüme baktı, ‘Ben hafız değilim' dedi. Bunun üzerine ‘Sen Müslüman da değilsin. Bir ihtimal Müslüman olduğunu iddia ediyorsan, bu saatten sonra kıvırmadan bildiklerini devletimize anlat. Bir ihtimal belki ahiretini kurtarmış olursun' dedim. Mahzunlaştı, başını önüne eğdi, cevap da vermedi.”
NAMAZ KILMAK İSTEDİ
Ben oradayken, polis Serter'in amiri ‘normale dönebilirsiniz' talimatı verdi. Serter hazırlanırken ekibindeki bir arkadaş, sıkıntılı ifadeyle, “Abi bu herif namaz kılmak istiyor” dedi. “Bu kadar kişinin öldürülmesine sebep olan adam Allah'ın huzuruna çıkmayı hak etmiyor. Üstelik bu şekilde namaz kılamayacağına ilişkin 50 tane ayet bulabilirim. Bırak kılmasın” dedim. Bu sözleri Adil Öksüz de duyuyordu.
Sarıkoca, “Ben oradan ayrıldım. Adil Öksüz'le başka hiçbir görüşmem olmadı. Karakola girmemle çıkmam arasındaki süre bir saatlik bir mevzudur. Bu süre içerisinde Adil Öksüz'le konuşmam da en fazla 5 dakikadır. Konuşmama da orada bulunan çok sayıda polis ve jandarma da şahittir. Ben onlardan Serter Koçak ile ekibindeki iki polisi tanıyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Bu adamın serbest bırakılabileceğine de asla ihtimal vermedim. Salıverildiğini öğrendiğimde Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'ye gittim, ‘Bu adam nasıl serbest bırakılır. Bu işte tuhaflık var' dedim. Gülcü, ben oradayken telefonla birilerine talimat verdi, bu konu üzerinde önemle durulmasını istedi.”
KIRILMA NOKTASI
Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasıyla ilgili ilginç bir ayrıntı var. Adil Öksüz, diğer şüphelilerle birlikte Ankara Emniyeti ve oradan Ankara Adliyesi'ne getirilmek üzereyken, son anda Sincan Adliyesi'ne götürülüyor. Orada da serbest bırakılıyor. Başbakanlık Müşaviri Sarıkoca, “Bana göre kırılma noktası da bu” diyor."